|
Kansızlığın bugüne kadar hiç görülmemiş bir çeşidi
Refahyol hükümeti döneminde “
Baktım kırk yıllık şirketimi batıracaklar, ben de hükümeti yıktım
” dediği ortaya çıkan Aydın Doğan'ın bu sözü de yalanlamasını, inkâr etmesini bekliyoruz.

Ben öyle söylemedim, söylemem…

Hükümet yıkmadım, yıkmam. Yıkmayı da düşünmem…

Benim işim şudur, budur. Yalnızca işimi yaparım. Ötesine karışmam…

Der mi?

Keyfi bilir.

Bizim bildiğimiz ve tanıdığımız kadarıyla, ne dese faydasız.

Sözlerine değil, yaptıklarına bakmak gerekir.

*

Bakınca da görüyoruz ki yıllar boyunca hiç değişmeyen bir çerçevesizlik.

Tam kabadayı tavrı.

“Baktım ki tavuğuma kışt demeğe hazırlanıyorlar, ben de çektim vurdum.”

Trafikte de tavrım aynıdır.

“Baktım ki bana yol verme niyeti yok, kırdım direksiyonu, bodoslama bindirdim.”

Dünyanın her yerinde dördüncü kuvvet bilinen medyayı, “
birinci kuvvet
” olarak gören ve ona göre davranan bozuk ruhlu bir geleneğin temsilcisinden başka ne beklenir?

Haddini bilmemek bunun yanında hafif kalır.

Bile bile haddini aşmaktır bunun adı.

*

Diğerlerine benzemem, ben Kasımpaşalıyım
” diyen Erdoğan'a cevap verme derdine düşerek “
Ben de Kelkitliyim
” diyen bir kişilik var karşımızda.

Onun elemanları, şehit babalarını aşağılamaya kadar vardırdılar işi.

Para için daha fazla çocuğunun şehit olmasına razı geliyorlarmış.

Edepsizlik kapsamında bile izah etmek mümkün değil.

Değişik bir '
anemi
' türü.

Kansızlığın bugüne kadar hiç görülmemiş bir çeşidi.

Bütün şehit aileleri bunun peşine düşmeli ve hesabını layıkıyla sorana kadar bırakmamalı.

*

Şehit ailelerine hakaret eden o lejyoner, ülke meselelerine bakarken de son derece seviyesiz olduğunu ortaya serdi.

Bakarsanız, bir ömürlük tecrübeye sahip olduğunu görürsünüz.

Tam bilmiyorum ama iyi bir eğitim almış da olabilir.

Yazarlıkta, gazetecilikte geçen yıllar…

Fakat bütün bu meziyetler, bir anda çöp kutusuna layık hale geliyor.

İzan yoksa, insanlık yoksa, geri kalanın çekiver kuyruğunu.

*

İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'sından çarpıcı bir örnek vermenin zamanıdır.

Bu konuyu özetlemeye kâfi.

Almanya'da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:

“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu sebeple kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur:

Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”

TRAFİK TERÖRÜ

Terör örgütü, Kürt Türk demeden, çoluk çocuk ayrımı yapmadan bütün gücüyle can almak için uğraşırken, şu son birkaç ayda pek çok insanımızın hayatına kıydı.

Ancak bayram trafiği, terör örgütünden daha fazla can aldı.

“Bütün bu kazalar, hep R. Tayyip Erdoğan yüzünden.

Öyle yollar yaptı ki…

O kadar çok insanın araba almasını sağlayan şartlar oluşturdu ki…

Başka türlü bir sonuç beklenemezdi.”

Şaka gibi gelmesin. Bu sözler gerçek. Bir prof'un ağzından duyduk, dudak uçuklatan bu sözleri.
#aydın doğan
#doğan medya
#Erdoğan
9 yıl önce
Kansızlığın bugüne kadar hiç görülmemiş bir çeşidi
Dugin suikastı ve FETÖ…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü