Memurların cuma namazına gidebilmesi için yapılan düzenleme, olması gereken bir işti. Dahası, geç bile kalındı. Uzun zaman önce yapılabilirdi.

Ne var ki kazın ayağı öyle değil.

13 yılı aşan iktidar döneminin ilk zamanlarında böyle bir şey yapılsaydı, ne olurdu?

Herkes çok sevinir, destekler miydi?

Hafif bir tatsızlık mı çıkardı?

Muhalefetin güzide partileri Anayasa Mahkemesi yolunu mu aşındırırdı?

*

Bu ihtimallerin hiç biri yeterli bir cevap değil.

Doğrusu, şiddetle karşı çıkılırdı.

Buradaki 'şiddet' kelimesini, tam anlamıyla düşünün.

Darbe olurdu darbe.

*

Bir tasavvur edelim, 13 yıl önce böyle bir düzenleme yapılmış olsun.

Hükümet bir anda alaşağı edilirdi.

Aynı durum, başörtüsü düzenlemesi için de geçerli.

Okullarda serbest olacak…

Devlet memuru olan hanımlar başörtü ile işe gidebilecek…

Milletvekili seçilenler Meclis'e girebilecek…

Hatta bakan olarak görev yapabilecek…

Bir haftalık, bir aylık, bilemediysek bir yıllık iktidarın böyle kararlar alıp hemen uygulamaya sokması durumunda yalnızca hükümeti devirmekle kalmaz, hükümet üyelerinin bir kısmı başbakanla beraber hapse atılırdı.

Belki müebbetle yargılanır, beş yılla yırtarlardı.

O da idam cezası kaldırıldığı için.

İktidara gelmekle “muktedir olmak” arasındaki ilişkinin anlamını bu şekilde düşünmek gerekir.

*

“İran olacağız” yaygaralarını unutmadık.

“Başörtüsüyle okumak isteyen Suudi Arabistan'a gitsin” diyenleri gömdük ama sözleri hatırımızda.

Bugün bile “Bu üniversitede namaz kılınmaz. Namaz kılmak isteyen ilahiyata gitsin” diyenlerle bir arada yaşıyoruz.

Geçmiş dönemlerde “İran'a benzemek” kaygısıyla eylemler yapanlar, ortalığı ayağa kaldıranlar, ne gariptir, bugün Türkiye ile İran arasında savaş çıksa, karşı tarafı tutacağını açıkça ilan ediyor, gizliden değil yüksek sesle söylüyorlar.

Bağıra bağıra.

Hani bunlar İran'dan korkuyorlardı, kesinlikle karşıydılar?

Hepsi hikâye.

Artık gayet iyi biliyorlar Türkiye'nin ne İran'a benzemek gibi bir niyeti ve eğilimi var, ne başka bir ülkeye.

Açıkça görünen odur ki pek çok ülke Türkiye'yi örnek alma çabasında.

*

Yok İran'a dönüyoruz, yok Suudi Arabistan gibi olacağız yaygarası yapanlara sormak lazım şimdi…

İran ile Suudi Arabistan birbirine girdiler.

Nasıl açıklarsınız?

«

Cuma namazı ile ilgili yapılan düzenleme hakkında yine kendi çapında tepki gösteren çapulcular var.

Alt tarafı yarım saatlik bir gecikme söz konusu olabilir memurlar için.

Namaz kılmak istemeyenler de gitsinler bir kenarda oturup ne güzel namaz kılmadıklarını düşünsünler.

Çay kahve içsinler.

Kime ne zararı var?

Laikliği “Asla namaz kılmamak ve hiç kimseye de kıldırmamak” olarak anladıkları için, nasıl elden gittiğini de tartışabilirler çay içerken.

*

Katkıda bulunmak için biz de birkaç cümle sarf edebiliriz.

Eğer laikliği o şekilde anlıyorsanız, işiniz hakikaten zor.

Büyük sıkıntı içinde hissedersiniz kendinizi.

Hakikaten, tam gitmediyse bile gitti gidiyor nokta kom.

Kendinizi daha iyi hissetmek için psikolojik destek almanızı tavsiye ederim.