|
Paralel Yapı’nın 1 Kasım provokasyonu
Paralel yapı ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle, şirketleri denetleme sürecinde olan bir iş adamının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a videolu seslenişi devreye sokuldu.

Bu provokasyon kokulu seslenişin perde arkasında muhtemelen şu hedefler gözetiliyor:

Ekrem Dumanlı'dan sonra yerine getirilen Abdülhamit Bilici ile, 'yapı' taktik değiştiriyor gibi.

Bu video o stratejinin bir parçası. Zaten dikte edilmiş bir yazıyı okuyor.

*

Üslup gayet yumuşak; hakaret yok.

Bugüne kadar “Yezid, Firavun, Hırsız, Nemrut, Fâsık, Kâfir” diyen yapının rutin propagandası kullanılmayarak; konuşan kişiye sanki “samimi vatandaş” havası veriliyor ki; genel kanı şu olsun: “Gayet edeplice, sakin sakin ricalarda bulunuyor... Ne kadar iyi niyetli.”

Fakat metinde (1 Kasım'da koalisyon olacağından emin görünen paralel yapı) Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ufak bir çerçeve çiziyor.

Son derece light bir çerçeve.

*

Erdoğan gezsin, dolaşsın, spor yapsın, gülsün, şeker dağıtsın… Sigara içmesin, içirmesin… Bir 'öğretmen' gibi sınıfa giren örnek hoca olarak kalsın ve sürekli tavsiyede bulunsun…

Devleti yönetmeyi bıraksın; operasyonlardan vazgeçsin.

Hatta devlet adamlığını göz ardı etsin. Paralel örgüt mensupları görevden alınmasın.

Yarın koalisyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bunu bekleyen milyonlar var kanaatinin oturması için iklim oluşturuluyor.

Oysa Erdoğan her konuda bu taleplerle ilgili konuşmaları, konferansları var; ama amaç “böyle bir cumhurbaşkanı istiyoruz!” kampanyasına “yumuşak güç” kullanarak girmek.

*

Denetlenen ve paralel yapı içinde aktif olan bu iş adamının, yarın iş yeri denetimi veya (başta Zekeriya Öz'e yardım ve yataklık edip etmediğine ilişkin iddialardan, başka bağlantılarına kadar) muhtemel bir hukuki süreç olduğunda, kıyameti koparacaklarının işaretleriyle dolu.

“Böyle masum vatandaşın bile, bakın başına neler geldi!” denilecek.

“Abi, gerçekten konuşmada yumuşak ve cici talepler var; neden adama dokunuldu ki!” şeklinde yorumlar yapılması sağlanacak.

*

“Konuşan adam” pozisyonundaki iş adamı, yerel, ulusal, uluslar arası her konuya göndermede bulunan ara cümleleri de kullanacak kadar donanımlı(!) bir vatandaş.

“Başka partiye oy verirsem başıma neler gelecek diye korkuyorum...” havası veriyor. Sanki ülkede bir korku varmış gibi kara propagandayı “şeytan sağdan da yanaşır!” hikmetince sergiliyor.

Bugün Erdoğan'a medyada, sosyal medyada ve her ortamda -bırakın istediği partiye oy vermeyi söylemeyi- alenen akla hayale sığmayacak bin bir türlü hakaret yapılıyor.

Açıkça CHP-HDP destekleniyor.

Dolayısıyla görüyoruz ki şeytan şimdi taktik değiştirdi; sağdan yaklaşıyor.

*

Seslenişin bir diğer yanı da üç sene önce ve cumhurbaşkanlığı seçiminde diyerek; sanki Erdoğan'a oy vermiş bir vatandaşmış havası veriliyor.

Esasen bu iş adamı paralel yapının aktif bir üyesi; sıradan bir vatandaş olarak seslenmiyor.

Zaman gazetesi ile devreye sokulması boşuna değil.

“Bizi motive edin...” derken; sanırsın ki, Ak Parti ve Erdoğan hayranı; ülke sevdalısı...

Oysa, her cümlenin başına “gizli olumsuzlama” getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı saldırgan, etrafı çıkarcı, ihaleci, dürüst iş adamına saldırırken dolandırıcıyı kollayan; yönetmeyi bırakıp masumları mahkûm etmekle suçluyor...

Överken aşağılıyor.

*

Güya yumuşak üslupla konuşan bu iş adamı, nedense, Hocaefendisine de seslenip; “Hocam, kalbimiz kırık; kırık testi nağmelerinizden yudumlarken; hep ahreti hatırlıyorduk… Şimdi hükümete operasyon yapıyorsun. Devletler arası satrançta hamleler yapıyorsun. Emrin altındaki medyanın her satırı çirkin politika yapıyor. HDP-CHP için her türlü lojistik destekle bildik partizanlık yapıyorsun. Düpedüz 'tabelasız parti' olduk be hocam!...” diye de sesleniş içinde olsa; diyeceğiz ki “vatandaş” konuşuyor...

Veya seslenişte, terörle ilgili tek bir cümle de yok…

“Sayın Cumhurbaşkanım bize motivasyon ver; gülümse... Ama terörle mücadeleden de vazgeçme!” demiyor.

Metni yazanların aklına bile gelmemiş.

Büyük açık vermişler.
#Paralel Yapı
#1 kasım seçimi
#Ak Parti
#Erdoğan
9 yıl önce
Paralel Yapı’nın 1 Kasım provokasyonu
Çalıştay bildirisindeki kamu mühendislerine ilişkin göze çarpanlar
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim