|
‘Ekseniniz kayıyor’ dedikleri, ‘dünyanın ekseni kayıyor’muş!

Küresel, bölgesel ve yerel politik dinamiklerin, pratiklerin, yaşadıklarımızı izah edecek biçimde tarif edilmesi gerekiyor, yok, yapalım ve bitirelim...



Donald Trump'ın müstakbel başkanlığı, ABD dış politikasının 1950'den günümüze gelen-ister yerleşik ister kangren olmuş deyin-düzeninden kopuş işaretleri veriyor...



Başarır başaramaz, iyidir, kötüdür ayrı ama..



Dünyada daha tehlikeli bir nokta nadir bulunur!


70 yıllık 'nizamın' stratejik bölge ve ülkelere nüfuz eden bütün uzantıları, ellerindeki tüm kuklaları oynatıyor, “can havliyle” saldırtıyor...



Dünyada iki alan, bu gölge yaratıkların başat coğrafyasını oluşturuyor; Avrupa ve Ortadoğu.



Başkaları da var elbette-kimi Orta Asya ve Latin Amerika ülkeleri gibi-ama işte ortadır;

“küresel muharebe alanının en büyük meydan savaşının yaşandığı ülke Türkiye'ymiş!


Nedenini biz her gün kendimize söylüyorduk ama ezberden..



'Türkiye'nin jeo-politik konumu' denilen nedir sorsak herkes bir kitap dolusu konuşuyordu ama hepsi körün fil tarifiymiş.



“Ekseniniz kayıyor” dedikleri meğer “dünyanın ekseni kayıyor”muş...



Ve.. Dünyanın ekseni bizmişiz...



Üzerimize binen yük de işte o kadardır.



Şimdi yeni düzene ayak uydurulmaya çalışılıyor ve diğer ülkeler de hızla bunu yapma derdinde...



Trump, Rusya'ya yönelik kuşatma politikasını gömüyor. İşaretler bu yönde...



Bunun anlamı, işte

o müesses nizamın son 70 yılda inşa ettiği, bağladığı “şebekenin/network”un parçalanması demek

. (Aslında ABD-Türkiye-NATO ilişkileri tarihi olan İncirlik'i gündeme yükseltmemiz de odur.)



Ki, Türkiye, Rusya ve kimi Avrupa ülkelerindeki zehirin de emilip-suratlarına-tükürülmesi anlamına gelir.



En tehlikeli yerdeyiz, çünkü; Obama yönetimi;-bu köşenin yıllardır yazdığı-Kuzey Kutbu'ndan/Avrupa/Balkanlar/Karadeniz/Türkiye/Ortadoğu-Suriye/Irak/İran/AfPak'tan Güney Çin Denizi'ne kadar giden fayı yırttı!


Trump, bu fay hatlarını yaklaştırmayı düşünüyor ama bu da dünyanın stratejik birikmiş basınca maruz kalması demek.



Üstelik, “Amerikan ve küresel müesses nizamın tüm ögeleri bu girişimi sabote etmeye” çalışacak. Çünkü ana hedeflerden biri onlar...



“Donald Trump, selefi Obama tarafından siyaseten atanmış tüm büyükelçilerin görevine son verecek. Söz konusu büyükelçilere bulundukları ülkeleri terk etmeleri için 'hoşgörü süresi' dahi tanınmayacak. Geçiş ekibinin Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazıda, Obama döneminde atanan

'istisnasız tüm büyükelçilerin'

20 Ocak'ta görevlerinin son bulacağı' bilgisi yer aldı”. (06/01.)



“ÖLDÜREN MÜTTEFİK”...


Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan, örneğin Rusya'nın Ankara Büyükelçisi'nin haince öldürülmesi ya da ABD seçim sonuçlarının hack edilerek değiştirilmesi noktasındaki gariplikler bu kırılmadan kaynaklanıyor.



Biz ise yüzeydeyiz...



“ABD ile aramız kötü olursa işte böyle olaylar olur” türünden oksimoron ifadelere sıkışıp kalıyoruz. Yani, “bizi öldürüyorlar çünkü müttefiğimizle aramız kötü” yaklaşımını kuranlar var bu ülkede. “Öldüren müttefik” nedir diyen yok.



Ya da..

ABD'ye güvenmeyelim ama Rusya'ya nasıl güveneceğiz?


Bu soru “hiç” hükmündedir. Ankara artık ABD, Rusya bir tarafa, kimseye güvenmiyor. Bitti o fasıl.



Demokrat veya Cumhuriyetçi fark etmez..

Bill Clinton döneminden beri tüm ABD Başkanları, Rusya SSCB olmaktan çoktan çıktığı halde ve verdikleri sözün hilafına Doğu'ya ilerlemeyi-NATO eliyle-sürdürdüler.

(11 Eylül'ü de bir daha düşünelim.)



Bugün mesafe, Erdoğan-Putin'in uçak krizinden sonra yeniden başlamak için buluştukları St. Petersburg'a 90 Km.'dir!



Değişim sloganları ve çiçek çocuk oyları ile seçilen Obama gerçekte bu kuşatma politikasının en ateşli savunucusuydu.



Bir elinde Nobel Barış ödülüyle, Ukrayna ve Suriye savaşlarını yoktan yarattı, besledi ve müttefiklerini teşvik etti.



REİNA SALDIRISINDA ÇİFTETELLİ OYNAYAN ABD BAŞKANI...


İzmir'de terör saldırısının yaşandığı gün Amerika'nın Türkiye Büyükelçiliği'nin resmi Twitter hesabından, Türkiye'nin terör örgütleri tarafından öldürülen tek Başbakanı Nihat Erim ile Watergate gibi tarihin en büyük skandallarından birine imza atarak istifa etmiş Richard Nixon'un 1972'deki buluşmalarının fotoğrafı servis ediliyorsa bu ne demektir?..



Hele Nixon kabinesinin Dışişleri Bakanı Henry Kissinger şu sıralar Rusya ve Çin ile Trump dönemi için bağlar kurarken!..



Reina saldırısının olduğu gün Beyaz Saray'ın resmi İnstagram hesabından Oval Ofis'te “çiftetelli” oynayan Başkan Obama fotoğrafı yayınlanıyorsa

...



Bu ilişkiye ittifak denebilir mi?



ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'in Suriyeli muhaliflerle yaptığı konuşmanın kaydı Çarşamba günü Wikileaks tarafından sızdırıldı. Bir bölümü daha evvel basına ulaşmış ama ABD Temsilciler Meclisi tarafından bu kayda erişim engellenmişti. ('Obama, DAEŞ'in büyümesini istedi', 06/01, HaberTürk.)



Şimdi tamamı ortada. 37 dakikalık kaydın özü şu; Başkan

Obama ve ekibi bilerek ve isteyerek DAEŞ'in büyümesine göz yummuş.


Geçtiğimiz Salı (03/01) TBMM Grup konuşmasında Başbakan Binali Yıldırım mealen şöyle diyordu; “Donald Trump bu kepazeliğe-Obama uygulamalarına-son versin. Vermezse de biz zaten yolumuza devam ediyoruz”...



İş artık şu; ABD/Batı ile aramız 'düzeldiğinde' aynı hataları asla yapmamak.




#Eksen kayması
#Donald Trump
#NATO
#Obama
#Reina saldırısı
7 yıl önce
‘Ekseniniz kayıyor’ dedikleri, ‘dünyanın ekseni kayıyor’muş!
Kara dinlilerle milletin savaşı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…