|
FETÖcüler buharlaşmadan yapılması gereken

FETÖ'nün başarısız darbe girişiminin neden olduğu şoku, hamdolsun Rabbimizin yardımı, başta cumhurbaşkanımız olmak üzere milletin, hükumetin, darbe karşıtı askerlerin basiretli, kararlı tutum ve eylemleri sayesinde atlattık.



Şehitlerimizi uğurladık, yaralılarımızın iyileşmesi için de her türlü çaba sarfediliyor; şehitlerimizin emanetlerine, gazilerimizin bundan sonraki hayatlarına sahip çıkılıyor.



Meş'um girişime ilişkin her gün yeni bir ayrıntı ortaya çıkarken, FETÖ ile ona destek verenlerin inlerine giriliyor.



Darbe girişiminde her biri azılı birer katile dönüşen FETÖ elemanlarının ilk beyanlarıyla, onlara doğrudan ya da dolaylı olarak destek veren işadamlarının, gazetecilerin, doktorların, yargı mensuplarının, polislerin ve öğretmenlerin yeni beyanları ise akıl sahiplerinin kanını donduruyor.



Şundan ki, FETÖ mesupları ve destekçileri neredeyse mutlaklaşmış bir bağlılığa göre hareket ettiklerini söylüyorlar. Çoğunluğu çocuk yaşlarda örgüte alındıklarını, belirlenen hedefe takiyye yoluyla ilerletildiklerini, Gülen'in manevi nüfuzunun dışında bir güç tanımadıklarını söylüyorlar.



Hal böyle olunca, Gülen'in İslam dünyasından Haşhaşilerin, Hristiyan dünyasından Cizvitlerin örgütlenme ve çalışma yöntemlerinden oluşturduğu ideal sentezle nasıl çalıştığını bilmeyenler, FETÖcülerin söz konusunu kör bağlılıklarını tam anlayamıyor ve “bu devirde böyle bir basiretsizlik, idraksizlik olamaz” diyerek itirazda bulunuyorlar.



Bu itirazlar, yaşama biçimi haline getirdikleri takiyye ile buluşunca, FETÖcülerin niyetleri, arzuları, ödevleri bir yana apaçık olan belgeli, görüntülü canilikleri bile adeta buharlaşıyor; hatta nerdeyse onların her biri (yine takiyye yoluyla) anında birer vatansevere dönüşebildiklerinden, işedikleri cinayetler kayboluyor ve darbe girişimi meşkuk bir hale geliyor.



Aynı durum Paralel kuruluşlar için de geçerli. Örneğin, Paralel bir yayınevi, “Paralel değil, bilakis vatanseveriz” temalı açıklamasında, azılı Paralel olan kadın genel yayın yönetmeninin önce görevden alındığını, polis tarafından aranan FETÖcü iki kişinin ortaklıklarına son verildiğini pişkin pişkin anlatarak, “bize iftira ediyorlar, bakın artık bir Paralel değiliz” diyebiliyor.



Dolayısıyla o Paralel yaynınevi bu yolla, hakkında “adamlar Paralelden kurtulmak için ne zorluklar çekmişler” acınmasını üreterek, başarılı ilan edilmeyi, alkışlanmayı ve ödüllendirilmeyi bekliyor.



Paralel olması nedeniyle varlık kazanan bu yayınevi söz konusu yöntemle kendisini saklayınca, Paralel sorusu zaten boşa düştüğünden, onun darbe girişimindeki rolü de kendiliğinden buharlaşmış, darbe ise bir masal konusuna dönüşmüş oluyor.



FETÖcüler için takiyyenin bir hayat biçimi olarak nasıl benimsendiği iyi anlaşılmadan, darbe girşiminin bastırılmasıyla elde edilen arındırma imkanı tam olarak kullanılamayacağı gibi, bu imkanın kısa vadede bir saçmalık nesnesine dönüştürülme tehlikesinin önüne de geçilemez.



Buna örnek olarak, FETÖ başının “Kırklareli Vaizi” sıfatıyla, 6 Mayıs 1965'te

Patrik
Şinork Kalustyan

'a yazdığı mektupta yer alan şu satırları okumamız yeterlidir:



“Bütün dinler bilhassa semavi dinler insanlara daima iyilik, hoşşgörülülük tavsiye etmektedir. Musevilik, Hristiyanlık dinlerinin esasları birbirine çok benzemektedir. Semavi dinleri bize tebliğ eden Peygamber dediğimiz büyük insanların müşterek dedeleri Hazreti İbrahim Aleyhisselamdır. Binaenaleyh insanların din veya milliyet ayrılığından bahsederek birbirleri aleyhine düşmanca hareket etmeleri yersizidir. İnsanlara daima müsamaha ve iyilik emreden büyük insan büyük Peygamber Hazreti İsa Aleyhisselam'ın bir mümessili sıfatıyla bu makamda bulunmanız bana ve müslüman alemine onur vermektedir. Çocukluk ve meslek hayatımda tanıdığım bir çok ermeni aile ve şahsiyet vardır. 1915 yılında ermenilere yapılan büyük soykırımı lanetle yad etmeden geçemeyeceğim. Ölüdürlen, katledilen insanların içerisinde ne kadar büyük insanların bulunduğunu derin bir hassasiyetle okuyor, onları saygı ile anıyorum. Büyük Peygamberiniz Hz İsa Aleyhisselam'ın çocuklarının, müslüman geçinen cahil insanlar tarfından katledilmesini esefle kınıyorum.”



Hani FETÖ başı vatansever bir İslam alimiydi? Onu bu sanla parlatmak için müstakil kiyap yazanlara, gazete yazıları döşeyenlere bu günah dünya ve ahirette yeterli gelecektir.



Peygamberden emir almadan iş yapmadığını söyleyen bu kişi, Sait Nursi'yi kendisine ilk merdiven olarak seçen katışıksız, süzme bir kafirdir. İslami litertürü kullanan, ayet, hadis okuyarak Müslümanları avlayan bir mülhittir ve takiye sayesinde öz düşüncelerini yıllar yılı saklayabilmiştir.



İlk merdiveni neden Sait Nursi'dir? Onun eserlerinde kendi yolunu inşa etmek için hangi mazlemeleri bulmuştur? Diğer bir soruşla Said Nursi'nin düşünceleri gerçekten istismara çok mu açıktır? Esas aldığımız bağlamda, Sait Nursi'nin hakkını gözeterek, fincancı katırlarını da ürkütmeksizin bu soruların cevabını arayabilmeliyiz.



Kör bağlılığı üreten nedenlerin temeline inmezsek, FETÖ takiyyecilerinden kurtulma gayretiyle sadece boşa kürek çekmiş oluruz.


#FETÖ
#Semavi dinler
#Patrik Şinork Kalustyan
#Cizvitler
8 yıl önce
FETÖcüler buharlaşmadan yapılması gereken
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi