|
Yazar olarak işim niçin zor

Ben “gazeteci yazar” değilim, yazar'ım. Ben, gazetenin mutfağında güncel olayları izleyip konularımı oradan çıkarmıyorum. Ben, kendi gündemimi kendim belirleyerek yazıyorum. Bizim birkaç yazımızı okuyan bunu hemen fark edebilir, ezberden talep sahiplerininse fark etmesi neredeyse imkân dışıdır.



Aslında her defasında kendine bir kompozisyon ödevi verip o ödevi yerine getirmek zor. Gazeteci yazarın işi benimkine göre daha kolay. Öyle düşünüyorum. En azından onun konu seçme derdi yok. Güncel olay ona konu olur. Siyasa figürlerinden birinin bir sözü, bir davranışı pekâlâ gazeteci yazar için yazmaya değer bir konu sayılır.



Bense bundan kaçınırım. Yani bir siyasa figürünün cümlesinden hareketle yazı yazmam. Ancak o cümle bana bir fikrin temellendirilmesine zemin oluşturuyorsa bu bağlamda atıfta bulunurum.



Bu nedenle ben spekülasyonu hiç küçümsemedim.



Daha da ileri gidiyorum. İlkçağ filozoflarının ortaya koyduğu düşüncelerin nerdeyse tümünün spekülasyon olduğunu düşünüyorum.



Bu nedenleri dikkate alarak yazarlığımla ilgili ilginç bir talihsizliğime dikkat çekmek istiyorum.



Benim indimde yazdığım her cümle anlamca bana apaçık göründüğü için, herkesin de o cümleyi apaçık anlayabileceğini farz ediyorum. Ama kimi zaman aldandığımı görüyorum.



Benim sıkı okurum beni elbette anlıyor. Ama bir tek yazıma bakarak gerek o yazı üzerine, gerek genel olarak şahsım hakkında balıklama sonuca atlamaya kalkışanlar beni üzüyor.



Daha önce de kıyısından kenarından değinmiş olabilirim. Beni okumak isteyen, bizim yayınlanmış kitaplarımıza bir nebze olsun göz atma zahmetini ihtiyar etmeli. Aksi halde hem bana, hem kendine zulüm etmiş olur. Ben diyelim ki, demokrasiden bahsediyorsam veya laiklikten veya herhangi bir Batı menşeli kavramdan söz açıyorsam, durumu her halükarda iki farklı düzlemde ele almaya çaba gösteririm.



Örneğin demokrasi konusunda soruyu şöyle sorarım: 1. Türkiye demokrasinin neresinde? 2. Demokrasi İslam'ın neresinde? Bu sorulardan hangisinin bağlamı üzerinde konuştuğum/yazdığım dikkate alınmadan salt elindeki yazıya göre hareket eden için fikrimizin ne olduğu vazıh olarak anlaşılmayacaktır. Acele ederek fikrimiz hakkında kanaat sahibi olduğunu düşünenler, bizim demokrasiye karşıt olduğumuz yanılgısına düşebilir. Oysa biz, o konuyu mütalaa ederken demokrasinin yanında veya karşısında yer alarak fikir dermeyan etmekten kaçınırız. Bizim, azami söylediğimiz cümle şu olabilir: demokrasi ile İslam arasında bir temas noktası yoktur... Bu cümle kendi bağlamı içinde değerlendirilmelidir. O cümlenin istihdaf ettiği bağlamın dışına çıkıldığında okur metni anlamadığı halde anladığı vehmine düşerken, şahsımız hakkında da bühtana kapılabilir.


#gazetecilik
#yazarlık
#Demokrasi
#Türkiye demokrasi
8 yıl önce
Yazar olarak işim niçin zor
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir