Tuhaftı çok tuhaf.
ölesiye karşı çıktıkları “
” bir günde kaynak yapmış,
,
sabah akşam liboş dediği
kaynaşmıştı.
Hülasa, Erdoğan'a bedel ödetme gayreti acayip bir “ittifaka” neden olmuştu.
Doğan medyanın “çiçek çocukları” da yakıp yıkıyor, polis araçlarını ateşe veriyordu.
Basın özgürlüğünü dilinden düşürmeyen
da kaput hale getirdikleri canlı yayın araçlarının önünde zafer kazanmış komutan edasıyla poz veriyorlardı.
Uzun lafın kısası,
'den
'ye kadar “müstevlilerin” kahramanı olmuşlardı.
'ların “
” diye pohpohladığı, doğuştan “
”la yoğrulmuş bu “kullanışlı elemanlar” da başbakanlık ofisini yakmaya çalışıyor, ağıza alınmayacak küfürlerle “
” eşine küfrediyor,
'ın kimi “
” de “
” diyorlardı.
“
”
da “
”
.
Mutluluğunu gizleyemeyenlerden biri de
'ydı. “
” diye hakaret ediyor,
de bu hakaretleri büyük bir zevkle manşetten görüyordu.
üzerine, “
” diyen Pensilvanya, “
” işte böyle omuz veriyordu.
Sizin anlayacağınız,
'nin dediği gibi
'a gününü göstermek için yan yana gelmişlerdi.
O ki “
” çekmişti, bedelini ödeyecekti. Park, ağaç elbette bahaneydi.
'taki o çıkış işaret fişeği mesabesindeydi.
'in merkez üssü kararını vermişti: Erdoğan kontrol edilemez bir kişilikti, alaşağı edilecekti.
Taşeronlarını devreye soktular.
'ta “
” yapacaklardı, başaramadılar. Fakat vazgeçmediler.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, “
” diyerek
'nu “
” olarak öne sürdüler, yine kaybettiler.
Umutlarını
seçimlerine bağladılar. Bunun için de,
'nın siyasi kanadı (HDP) barajı aşması gerekti. Malumunuz, sazlı sözlü,
görülmemiş bir kampanya başlattılar.
“
”in kripto Sözcü'sünden
ve (Kürtlerin şivesiyle dalga geçen)
HDP'ye adeta oy dilendi.
Bu iş bitti diye
'da havalara uçtular. (Müstevliler de Erdoğan için, “
” şeklinde manşetler atmıştı.)
Ağızlarından düşürmedikleri “
” hokkabazlığıyla AK Parti'yi ruhundan yani
'dan kopartacaklardı.
Yine başaramadılar;
'da milletten Osmanlı tokadı yemiş kadar oldular.
Lakin yine vazgeçmediler, hiçbir zaman da vazgeçmeyecekler.
Son günlerde suret-i haktan görünmek için olmadık yerlere sızıp çatallı dilleriyle fitne fesat çıkarmaya başladılar.
Kapattıkları aydınlara matine-suare “
” dedirttiler, yemedi. Şimdi de Müslümanların hassasiyetlerini kaşıyıp,
'ı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Efendim, kongrede Erdoğan'ın mesajı neden ayakta dinlenmişmiş. Bu “
” değil miymiş, Erdoğan neden izin vermişmiş buna, dava nerde kalmışmış, ila ahir...
Tamam, o görüntü “
” bir tepkinin sonucu da olsa, yanlıştı. Fakat, şuncağızı da unutmayalım: herkes oradaydı. (Ne demek istediğim anlaşılmıştır değil mi?!)
Kaldı ki, sanal medyada mahut algıyı oluşturmaya çalışan paralelcilerin maksadı bir yanlışın sorgulanması değil, çatallı dilleriyle “bünyede” açabildikleri çatlaklara tahtakurularının yerleşmesini sağlamaktır.
Müstekbirler veya “
” veya “
” Erdoğan'ı kendilerine boyun eğdirmeyi “
” haline getirmişlerdir.
Erdoğan hâlâ boyun eğmediği için hâlâ fasılasız tehdit ediliyor, ve hâlâ hakarete uğruyor, ve hâlâ aşağılanıyor.
,
insanı (kripto “The Cemaat”in Sözcü'sünde)
'ın şahsında neyi nasıl aşağılamaya çalışıyor: “
”
