|
Fitneye gel fitneye
“Yatık Kemal
” girdiği bütün seçimleri malumunuz istisnasız kaybetti. Bazen de racon kesti; şu kadar oy almasam istifa ederim falan dedi.


Gelgelelim…



Dillendirdiğinin çok altında oy aldı ama istifa etmedi. Tabiri caizse, kulağının üzerine yattı.



Sadece istifa etmemekle de kalmadı; liderliğini daha da güçlendirdi.



Sizin anlayacağınız dünya siyaset tarihinde bir ilki başardı; yenile yenile liderliğini tartışılmaz hale getirdi.



O kadar ki, hiçbir tasarrufuna itiraz eden olmadı.



Bozguncu medya

”dan bir Allah kulu çıkıp da, “

Kılıçdaroğlu otoriterleşti, CHP'yi tek adam partisi haline getirdi

” demedi.



Yatık Kemal

”in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı döneminde görüp görebileceği en yüksek oyu almasını sağlayan sevgili dostum

Gürsel Tekin

CHP genel sekreteriydi. Genel sekreterlikten oldu ama

vefasızlıktan

dem vuran olmadı.



Bir ara

Muharrem İnce

başkaldırır gibi oldu;

Emine Ülker Tarhan

çekip gitti;

Şahin Mengü

isyan etti;

bozguncu medyadan

bir tek köşe yazarı bunu “

fitneye

” yormadı.



Liderleri her seçimde çuvallasa da güya biatçılıktan uzak özgür bireylerin partisi, güya bireysel gelişimini tamamlanmış okumuş yazmış insan evlatlarının partisi CHP'de neden “fitne” çıkmadı?



Üstelik, liderlerinin CHP genel koltuğuna dip dalgasıyla veya tabanla değil

paralel örgüt

marifetiyle getirildiğini bildikleri halde.



Nasıl oluyor bu?



CHP, “

Yatık Kemal tekkesi

” oldu da haberimiz mi yok?



Gazi Paşa

bile siyasi hayatında bu denli dikensiz gül bahçesinde yürümedi, ne iş?



Onca seçim hezimetine rağmen CHP'nin, fitnesiz fesatsız, ağrısız pansumansız yürümesinin sırrı ne?



MHP

'de bile kazan kaynarken

CHP

'de neden yaprak kıpırdamıyor?



CHP'de işlem çoktan sona erdiği için mi?



İşlem dediğim…



“Kumpasçıların” kaset tezgahlarının altına yatan “Yatık Kemal”in sayesinde, CHP'nin dizayn edilerek, “yeni CHP” haline getirilmesinden ibaret.



Peki, AK Parti'deki bunca gürültü patırtı, “işlemin” bir türlü gerçekleşememesinden mi kaynaklanıyor?



En son olarak,

17- 25 Aralık'ta

denediler, olmadı. Hedefleri,

AK Parti

değil sadece ve sadece

Sayın
Erdoğan

'dı.



AK Parti'yi ruhundan, yani Erdoğan'dan kopartmak istiyorlardı.


Başaramadılar ama vazgeçmiş de değiller. Var güçleriyle içeride ve dışarıda buna uğraşıyorlar.



Son günlerde AK Parti'nin içinden kendilerine yol bulmaya çalışıyorlar.



Pensilvanya

'nın 17 Aralık mülâane darbelerini “

ameliyat

” tesmiye ettiği aklıma düştü şimdi. Acaba ameliyat yaparken içerde “

parça

” bırakmış olabilirler mi?



Parça, B planı mıydı yoksa?



AK Parti'deki kimi sıkıntılar mahut ameliyatın B planı gereği mi?



Ne yaparlarsa yapsınlar boş; bozguncular başaramayacaklar.



Çünkü,

AK Parti

'nin kurucusu, önderi, lideri sağ ve çok şükür dimdik ayakta. “

Türkiye Türkiye'den yönetilsin

” diyen “

direniş cephesi

” de onun etrafında kenetlenmiş durumda.



Ehlisalib'in merkez üsleri, çok uluslu Ebu Cehiller, velhasıl, müstekbirler her gün

Erdoğan

'a saldıracak, ailesine varıncaya kadar kişilik katline uğratacaklar, bilumum çakal takımı ve

aklı evvel AKP'li fırıldaklar sürüsü

de fırsattan istifade, “

Erdoğan'ın misyonu bitti

” falan diyecek, millet de bunu yiyecek öyle mi?



Bu akılları, bu “siyasi hırsızlık çakallığı”nı nerden öğrendiniz,

Pensilvanya

'dan mı?



Bre vicdansızlar, hiç misyonu bitseydi, küffarın her geçen gün artarak devam eden onca saldırısına maruz kalır mıydı?



Bir de nedir muhteremler, “fitne” lakırdısını düşürmüyorsunuz ağzınızdan.



Hangi fitneden söz ediyorsunuz?



AK Parti'nin ruhu mesabesindeki Erdoğan'la kimin arasında fitne çıkacakmış?



Sahi, Erdoğan'ı kimlerle müsavi görüyorsunuz?



Fitne

” lakırdısını olur olmaz yere terennüm ede ede panayır hokkabazları gibi “

fitneye gel, fitneye

” demediğiniz kaldı, ayıptır!



Girdiği her seçimi kaybeden “

Yatık Kemal

”in liderliği tartışılmıyor da 1994'den beri girdiği her seçimi kazanan

Erdoğan

'ın liderliği mi tartışılıyor?



Pardon, kimse tartışmıyor mu?



O vakit, nedir bu “fitne” muhabbeti birader?



Herkes yerini bildikten sonra ne fitnesi?



Sayın Başbakan'la herhangi bir bakan arasında “fitne” çıkabilir mi? Uyumlu olmayan bakan istifa eder veya isyan eder bedeline katlanır, bu kadar basit.


#Y​atık Kemal
#Emine Ülker Tarhan
#CHP
8 yıl önce
Fitneye gel fitneye
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi