|
PKK’nın arşivini patlattılar

Küresel güç mücadelesi hemen yanı başımızda yaşanıyor. Çok kutuplu dünyanın bir tezahürü bu. Dikkatimizi çeken çok gelişme var ama biz ABD-Rusya, ABD-Çin ekseninde, yakın çevremizde yaşanan iki örnekle konuyu detaylandıralım.

Ukrayna’da savaşın hangi yöne evrileceği belirsiz. Ukrayna’nın o çok konuşulan karşı saldırısı
cılız işaretlerle
kendini göstermeye başladı.
Kiev savaşı Rus topraklarına
,
Moskova ise gerilimi Kosova üzerinden Avrupa’ya taşımaya
çalışıyor. Ankara savaşın adil bir barışla sona ermesi için çabalıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
önceki gün
Ukrayna lideri Zelenski
ve
Rus lider Putin
ile telefonda görüştü. Aynı saatlerde NATO’nun Barış Gücü talebiyle Kosova’ya giden
65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’na bağlı Türk Komando Taburu
bölgeye intikal etti.
Ukrayna’dakine benzer bir hamleyi geçtiğimiz aylarda Çin yaptı. ABD ile küresel rekabetini kendi evi, Uzak Asya’dan uzağa,
ABD’nin “arka bahçesi” olarak görünen Ortadoğu’ya taşıdı.
İran-Suudi Arabistan arabuluculuğunu kotardıktan sonra Körfez ülkeleriyle ortak deniz gücü kararına zemin hazırladı. Gerçekleşir mi? Zor. Ama ABD’nin sinir uçlarıyla oynuyor.
Türkiye özgül ağırlığıyla bu
küresel rekabetin jeopolitik merkezinde
yer alıyor. Önümüzdeki süreçte Ankara’nın bu gelişmelere nasıl yanıt vereceği, ne diyeceği merak ediliyor. Çünkü,
Türkiye’nin bağımsız
, özgüvenli
dış politikası küresel rekabetin de seyrini etkileyecek.
İşte bu yüzden, Türkiye’nin seçimleri başarıyla tamamlaması, iç politikada siyasi istikrar ve güveni tahkim etmesi, memleket için büyük bir şans olarak görülüyor.

Türkiye’nin Rusya ile kurduğu ilişki karşılıklı çıkar ve saygıya dayalı. Ankara’nın Ortadoğu’da artan Çin nüfuzunu yakından izlemesi gerekiyor. ABD’deki kaynaklarım seçimlerin ardından Ankara-Washington hattında pozitif bir süreç yaşanmasını bekliyor. Hatta Washington’da İsveç’in NATO’ya üyeliği için “Oldu bu iş” diyenler bile var. Yanlış bir bakış açısı. Stockholm sokaklarında PKK bayrağı dalgalandıkça İsveç’in NATO’ya girmesi zor görünüyor. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde terör varlığı sürdüğü müddetçe de ABD ile ilişkiler istenen düzeyde olmayacak.

Terörle mücadele Türk dış politikasının ve ulusal güvenliğinin en önemli başlıklarından biridir çünkü. Özellikle son yıllarda terörle mücadelede önemli kazanımlar elde edilmiştir.
Bu ABD’ye rağmen yapılmıştır.
Washington, Suriye’ye yerleşmek, Türkiye’ye karşı koz elde etmek, bölgesel amaçlarını gerçekleştirmek için terör örgütünü desteklemekte, silah, eğitim ve para desteğinde bulunmakta, tüm yatırımını terör örgütü PKK üzerine yapmaktadır.

Bu öyle bir yatırım ki kazıdıkça altından başka şeyler çıkıyor. Sahadan iki örnekle anlatayım.

TSK, Kuzey Irak’ta saha hakimiyetini önemli oranda sağladı. Ancak arazi şartları nedeniyle tüm terör varlığının tespit ve imhası zaman alıyor. Aldığım bilgilere göre
dinlemeye karşı
önlem
almak isteyen
teröristler telsizle iletişim kurmayı kesiyor.
Terör örgütünün bunun yerine
mağaralar arası karasal hat
çektiği ihbarı alınıyor. İHA’larla arazi taraması yapılıyor. Uzun uğraşlar sonucunda iki mağara arasına döşenmiş kablolar bulunuyor.
Kablolar takip edilerek sadece iki
değil
çok
sayıda mağarayı birbirine bağlayan büyük bir terör ağı ortaya
çıkarılıyor. Sonrasını tahmin edersiniz. Mağaralardaki teröristler etkisiz hale getiriliyor. Yapılan aramalarda
genişletilmiş, 3-4 katlı, yüzme havuzlu, içinde ABD silahları ve erzak olan büyük mağaralarla karşılaşılıyor.
(Yenişafak’tan
Burak Doğan’ın “ABD Kandil’e helikopterle PKK’lı taşıdı”
başlıklı haberine de göz atın.)
Diğer örnek Suriye’nin kuzeyinden. Terör örgütü PKK’nın Suriye’de yeni bir birim kurduğu tespit ediliyor.
Yabancı bir gizli servisin
(Acaba kim?) bu birime özel
operasyon eğitimi
verdiği tespit ediliyor. Bu birimde yer alan ve eğitime katılan örgüt sorumlularının kimlik bilgilerinin örgüte ait bir binada arşivlendiği öğreniliyor.
Arşiv ele geçiriliyor, bina imha ediliyor.
Arşivden çıkan teröristler bulunarak etkisiz hale getiriliyor.
Basit cümlelerle anlattığıma bakmayın.
Yaşananlar etkisi ve sonuçları açısından FETÖ’yü deşifre eden ByLock operasyonunu anımsatıyor.
ABD’nin örgütle kurduğu ilişkiyi başka örneklerle anlatmak mümkün. Biz şu tespitle yazıyı bağlayalım: Ortadoğu
ABD
-Çin
rekabet alanına
dönüştüğünden ABD bölgedeki varlığını artıracak,
terör
örgütüne
daha fazla alan açmaya
çalışacak. Türkiye’nin kara operasyonlarında kritik rol üstlenen komando tabur sayısını
sessiz sedasız
artırması boşuna değil.
#Politika
#ABD
#Çin
#PKK
#Suriye
#Yahya Bostan
1 yıl önce
PKK’nın arşivini patlattılar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi