|
Şehid cenazesinde Chopin’in cenaze marşı yerine tekbir… nihayet

Şehid cenazeleri başta olmak üzere, halkın büyük bir çoğunluğunun Müslüman olduğu ülkemizde protokol cenazelerinde de Chopin’in cenaze marşının çalınmasının yanlış olduğuna dâir birkaç yazı yazmıştım. Nihayet bir şehidimizin cenazesinde Chopin’in “cenaze marşı” yerine Itrî’ye atfedilen Segâh makâmındaki Tekbir çalınarak, 1932 yılından beri süregelen bu yanlışlığın düzeltilmesi hususunda ciddî ve önemli bir adım atılmış oldu. Şırnak’ta 11 Ağustos’ta kalleş ve bölücü terör örgütü mensupları ile girdiği çatışmada ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede şehid olan Jandarma Uzman Onbaşı Muhammed Meriç, Ankara’da son yolculuğuna uğurlanırken, şehidimizin cenazesinde Jandarma Genel Komutanlığı Bandosu tarafından ilk defa Chopin’in cenaze marşı yerine Itri’nin Segâh Tekbiri çalındı. Şehidimiz için yüreğimiz yandı, üzüldük ama bu gelişme için umutlandık. Itrî’ye atfedilen Segâh makâmındaki tekbir, aslında bayram tekbiridir, cenazede de aynı tekbirin çalınmasının bence hiçbir mahzuru yoktur. (Kaldı ki halkımız tekbiri cenaze merasimlerinde zaten kendisi de okumaktadır). Hatta bando veya başka bir topluluk eseri enstrumantel olarak çalarken, cenazede bulunanlar da sözleriyle iştirâk edebilirler. Bu şekildeki defin, geleneklerimize daha uygun bir defindir. Neyse, şehidimiz tekbir ile defnedilmiş ve gayet münâsib olmuş. Bu önemli ve güzel bir gelişmedir, doğru olan da budur, gerçekleştirenlerden Allah râzı olsun, vatana millete hayırlı olsun.

Protokol cenazelerinde çalınan ve "cenaze marşı" olarak bilinen marş, Frederic Chopin'in Opus 35, 2 numaralı Sibemol Minör Piyano Sonatı'nın üçüncü bölümüdür. Aslında Chopin bunu bir "cenaze marşı" olarak yazmamıştır. Bir akşam üzeri piyanoda bir eser bestelemektedir ve sevgilisi George Sand de Chopin'in piyano başında çaldığı bu eseri işiterek "bu çaldığın nedir ?" diye sorar. Chopin "bu bir marş… daha önce yazdığım sonat pek hoşuma gitmedi, ona bir son ekliyorum" diye cevap verir. George Sand "bu yazdığın marş, bana sanki cenaze marşı olabilirmiş gibi geliyor" deyince Chopin "tamam" der… "bu bir cenaze marşı"! Chopin'in bu eserinin adını böylece George Sand koymuş olur: "Cenaze marşı". Fakat ilginçtir, Chopin kendi bestelediği halde bu cenaze marşının kendi cenazesinde bile çalınmasını istemez ve kendi yazdığı cenaze marşı (Marche Funebre) yerine, Mozart'ın Requiemi'nin çalınmasını vasiyet eder.

Türkiye'de cenazelerde Chopin'in cenaze marşı ilk kez şâir ve yazar Samih Rıfat'ın 3 Aralık 1932 yılındaki cenazesinde çalınmıştır şeklinde bir bilgi vardır ama bu bilgiye ne kadar güvenmek gerekir bilinmez. Daha sonra Mustafa Kemal'in cenazesinde de bu marş çalınır. Bugüne kadar bütün protokol ve askerî cenazelerde Chopin'in bu eseri çalınmaktadır. Hatırladığım kadarıyla merhum Turgut Özal, cenazesinde bu marş dahil hiçbir marşın çalınmamasını istemişti fakat bu vasiyete rağmen, -âdetâ inadına- merhum Özal'ın cenazesi Chopin'in cenaze marşı eşliğinde taşındı ve defnedildi.

Bizim "batılılaşmacı" resmî ideoloji, halkın değerlerine karşı gösterdiği saygısızlığı, bu cenaze marşını cenazelerde çalmakla yeterince göstermektedir. Tamam, isteyen cenazesinde Chopin'in, isteyen Beethoven'in isteyen Mozart'ın cenaze marşlarından birini çaldırsın… ama rahmetli Özal gibi –üstelik bu ülkenin en sözü geçen kişisi olması gereken bir cumhurbaşkanı- cenazesinde hiçbir şekilde marş çalınmasını istemediği halde bu marşı çalmak, ölüye de o ölünün sahip olduğu inanç değerlerine de saygısızlıktır. Ama ölünün arkasından dua okumak ve onu İslâm dininin tavsiye ettiği biçimde sükûnetle ve dualarla göndermek yerine ille de bir marş çalmak isteniyor ve gerekiyorsa (bence hiç gerek yoktur), bu milletin kendine ait mûsikîsi yok mudur ? Elbette vardır. İşte Itrî’nin Tekbîr’i, gayet münâsibdir. Veya Selâhaddin Pınar'ın 1938 yılında Segâh Makamı’nda ve Türk Aksağı usûlünde bestelediği marşı gündeme gelsin, konuşulsun ya da kendi geleneklerimize ve hüznümüze uygun bir cenaze müziği bestelensin. Kaldı ki İslâm dininde cenazenin nasıl kaldırılacağı bellidir, bu gelenek ve uygulama yüzyıllardır aynı şekilde devam edegelmiştir, bu şekilde de devam etmelidir, bin yıldır Müslüman olan ve cenazesini bin yıldır İslâmî geleneklere uygun olarak defneden halkımıza, kendi gelenek ve kültürüyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir "cenaze defin biçimini" adeta dayatmak tam anlamıyla totaliter bir uygulamadır. Tekrar ediyorum, isteyen istediği şekilde, istediği marşla gömülsün, resmî protokol cenazelerinde bu marş caminin dışında, cenaze töreninin yapıldığı protokol alanında çalınacaksa çalınsın, bu defin biçimi resmî devlet defin biçimidir diye dayatılmasın, camiye sokulmasın, resmî veya gayrıresmî, bu milletin inanç değerleri, geleneği "Batılılaşacağız" terâneleriyle küçük görülmesin, terkedilmesin !

"Cenazelerde Chopin’in cenaze marşının çalınması" meselesi yetkililerimiz tarafından ciddiyetle ele alınmalı, bir karara bağlanmalı ve devlet protokolü olsun veya olmasın, asker polis, kamu görevlisi, sivil Müslüman cenazelerinde –vefât edenin bir vasiyeti olmadığı sürece- Chopin'in veya bir başkasının cenaze marşı çalınmasın, cenazelerimiz bin yıldır İslâm geleneklerine göre defnettiğimiz gibi tekbirlerle defnedilsin. Ama "ben ille de cenazemde cenaze marşı çalınsın isterim" diyenler için de istediği cenaze marşı, cami alanında değil sadece protokol alanında çalınsın. Cenazesinde cenaze marşı çalınmasını isteyenlere tavsiyem, Chopin'in "cenaze marşı" yerine Mozart'ın Requiem'ini tercih etmeleridir. Chopin bile kendi cenazesinde Mozart'ın Requiemi'nin çalınmasını vasiyet etmiştir.

Şehidimiz Muhammed Meriç’in cenazesinde Chopin’in cenaze marşı terkedilmiş ve Itrî’nin tekbiri ile merâsim gerçekleştirilmiştir. Çok isabetli olmuştur. Hayırlı olsun.

Şehidimize de Allah’tan rahmet, geride kalan yakınlarına da sabr-ı cemil diliyorum.

Not: İslâm âleminin mübârek Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor, bu bayramların ümmettin birlik ve beraberliğine vesîle olmasını Allah’tan niyâz ediyorum.

#Itri
#Chopin
#Şehit
7 yıl önce
Şehid cenazesinde Chopin’in cenaze marşı yerine tekbir… nihayet
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti