|
Akıl dışı hale gelen bir mesele…

Çok seviyoruz bir meselenin içini dışına çıkarmayı.

Çözüm Süreci"nde bir katkısı olması ihtimali nedeniyle düşünülen ihtimallerden birisiydi Akil Adamlar fikri.

Listeler listeleri kovalarken nasıl telaffuz edileceğine kadar geldik sonunda.

Bölgelere göre yedişerli gruplar mı istersiniz…

Yirmi beş kişilik listeler mi…

Neden kadınlar yüzünden "akil insan" denmiyor tartışmalarına mı…

Kadın aday azlığına mı…

Bir an geldi sürecin kendisinden önemli oldu kimlerin bu listede olacağı. Adı geçip de giremeyenler ne olacaktı? Mutlaka olması gerekenler ve listelerde adı geçip de "ne işi var onun" denilenler tartışması yürüdü gitti.

Nihayet medyanın bunca didiklemesinin sonuna geldik.

Merakla beklenen listeyi açıklayacağımı beklemeyin boşuna.

Öyle bir liste yok henüz.

Dahası, öyle bir liste olacak mı, artık dünden daha şüpheli…

Böyle gönüllülük esasına, sivil inisiyatife dayalı aydın, akademisyen, entelektüel desteğin neyi nasıl ne zaman yapacağı bile belirlenmemişken bu tartışmalar biraz sonunu getirdi bu fikrin.

Bundan sonra bir Akil Adamlar grubu oluşursa şaşırırım.

Şaşarım, çünkü böyle şeyler yapmaya ne kadar uzak bir geleneğimiz olduğu bir kez daha hem de bir haftada ortaya çıktı.

Çözüm Süreci riskleri büyük, operasyonlara açık, ciddi ve hassas bir uzun yol. Bu süreçteki her adımın dikkatli atılması, spekülasyonlara neden olmaması gerekiyor.

Daha fikir aşamasında bu kadar spekülasyon çıkan bir meseleden yarın belirlenen insanlarla ilgili tartışmaların, onların açıklamalarının, o açıklamaların doğuracağı tartışmaların ucu bucağı görünmez.

Sürecin kendine özgü hassasiyetleri nedeniyle atılan adımlar ne kadar şeffaf, görünür hale getiriliyorsa, atılacak adımlar da bir o kadar korunuyor.

Çözüm Süreci"nin kendisi ve amacı belli.

Aşamaları biliniyor.

Amaç terörün bitmesi.

Aşamaları önce çatışmasızlık.

Sonra şimdi içinde bulunduğumuz ülke topraklarından silahlı grupların tamamının çıkması.

Ve son aşama silahların bırakılması, silahlı eylem biçiminin kesin olarak terk edildiğinin açıklanması.

İçinde bulunduğumuz, silahlı unsurların ülke topraklarını terk etmeleri aşaması büyük ölçüde tamamlanana kadar operasyonel bilgi anlamına gelebilecek hiçbir şey paylaşılmayacak doğal olarak.

Çünkü bu ihtimal bile şu ana kadar onlarca soru doğuruyor.

Oysa bazen soruların cevapları değil pratikte olan önemlidir.

Önemli olan PKK"nın sınırlarımızın dışına çıkması.

Bütün bunların Meclis çatısı altında tartışılır, gözlemlenebilir, komisyonlar kurularak denetlenebilir hale gelmesi önerisi ise siyaseten vahim bir teklif.

Çünkü, terörün bitmesi için atılacak adımların bazılarının siyasî risk alınarak hükümetçe gerçekleştirilmesi hem makul hem operasyonlardan mümkün olduğunca uzak tutan kestirme bir yol.

Şu anda işleyen sistemden farklı bir yol önerenler, bir sonraki adımda aslında işlerin nasıl karışacağını ve çözümsüzlüğe mahkûm olacağımızı görmüyorlar.

Tek başına hükümetin bu işi yüklenmesine itiraz eden CHP ve MHP ise treni geçen yıl kaçırdı.

Hadi, daha o görüşme yapılırken hemen mikrofonların kameraların karşısına geçip "Sakın kapımızı bile çalmayın" diyerek kapıyı sertçe kapatan MHP şaşırtmadı…

Ama, AK Parti"nin kapısını terörü çözmek için kendisi çalan, içeri giren, o gün o odada verilen açık çeki alıp çıkan CHP bütün çağrılara rağmen geri dönmeyerek bugün sürecin dışında kaldı.

O gün kurdukları ilişki sürse, bugün ne kadar farklı bir manzara vardı oysa… CHP bugün şikayet ederek öneri getiren değil, sürecin içinden bir parçası olarak uygulayanlardan birisi olacaktı.

Olmadı…

11 yıl önce
Akıl dışı hale gelen bir mesele…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle