|
Çölde faylar yeniden kırılacak

Geldik epeyden beridir Suudi Arabistan denilen ülkeye.

Bir öncekinin vefatı üzerine tahta çıkan kral veliahtını değiştirdi; yeni veliaht kendi oğlu oldu.

Bu değişim bölgeyi takip edenler için şaşırtıcı değil, hatta beklenen bir gelişme. Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Zekeriya Kurşun da konunun ve coğrafyanın uzmanı akademisyenlerden biri olarak bu değişimi doğal bulanlardan.


Kurşun, Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) için dün yazdığı analizde Kral Selman bin Abdülaziz’in yaşı ve sağlık durumu nedeniyle Muhammed bin Selman’ın birinci veliaht olmasının beklenmedik bir hamle olmadığını belirtti.

Kadın hakları ve modernleşme konusundaki adımlarının zaten oğlunun fikirleri olduğuna dikkat çeken Kurşun, bir yıldır yapılan idarî kimi düzenlemelerin bu atamanın işaretleri olduğunu da vurguluyor. Soğuk Savaş ve Arap Baharı sonrası bir yönetim biçimi arayışı ile Yemen savaşının istenildiği gibi gitmemesi ve hatta beklendiği gibi bitmeyeceğinin ortaya çıkması; Katar’daki güçlü liderliğin karşısına genç ve hırslı bir liderle çıkılması, BAE etkisi gibi faktörleri de sıralayan akademisyen, yeni veliahtı İran’a karşı kin sahibi ve Müslüman Kardeşler’e de düşmanı olarak tanımlıyor.

Bu tanımın doğal sonucu olarak da Tahran’a karşı Irak’ı da kapsayacak ve daha da sertleşecek bir dış politika ve Filistin’de Hamassız arayışlar, ABD ve İsrail’le büyük yakınlık, Katar’la gerilimin sürmesi, Türkiye ile bu başlıklarda ayrılığın artmasına vurgu yapılıyor.

Bütün bu gelişmeler bizi yakından ilgilendiriyor özetle ve belli ki daha da fazla ilgilendirecek.

Tam bu sırada Rusya, DEAŞ lideri Ebu Bekir El Bağdadî’nin büyük ihtimalle öldüğünü açıklıyor.

Aynı saatlerde Barzani ise bağımsızlık referandumuyla ilgili Fransız televizyonuna verdiği mülâkatın arasına bölgedeki bir savaşın ölümcül sonuçları olacağı cümlesini sıkıştırıveriyor.

Herkes an itibariyle yaklaşan bir şeye karşı pozisyon alıyor gibi...

Acaba o şey yaklaşıyor mu gerçekten?

Yoksa sadece izlere bakıp biz mi bir anlam yüklüyoruz?

Ortadoğu denizinde geçici bir dalgalanma mı bu, yoksa kumlar son gelen fırtınayla bugünkünden çok başka bir kule mi yapacak?

Nihayetinde kumdan bir kule olmayacak mı?

Ya da Katar Krizi, Hamas’ın yeni manifestosu, Suudi tahtındaki değişimin başlangıcı, Birleşik Arap Emirlikleri’nin sahne alma çabaları derken yeni bir fay mı kırılacak bütün Ortadoğu’da?

Bilmiyoruz.

Bunca bilinmez ve değişken arasında yarın hangi tahtların el değiştireceğini, ansızın hangi sınırların tehlike altında kalacağını tahmin de çok güç.

Baksanıza hiç hesapta yokken üstelik bir veliaht çıkabiliyor veya tersine bir planın parçası olarak veliaht yapılabiliyor. Kim bilir hangisi?

Benim bildiğimse kediyle tilkinin macerasından fazlası değil. Hani beraber yürürlerken tilki anlatıp duruyormuş böbürlenerek; “Avcı şuradan gelse şunu yaparım... köpekler buradan çıksa şöyle davranırım... arkadan bu sağdan öteki gelse bunu planlarım...”

Derken avcılar ve köpekleri bitmiş karşılarında. Kedi, daha önce tilkiye “Benim tek numaram ağaca çıkmak” dediği gibi ilk ağaca tırmanmış.

Tilki onu mu yapsam bu planı mı uygulasam derken yakalanmış bile...

Benim de bildiğim tek şey tıpkı kedi gibi ağaca tırmanmak; o ağaç devletim, ülkem, sınırlarım, milletim.

Tarih boyunca olduğu gibi kendi sınırlarımızı korumak, içeride dirliği birliği sağlamak, elalem ne yaparsa yapsın kendi işimizi görmek özetle.

Yani demokrasi eğitim üretim ve kardeşlik çıtasını yükseltmek.

Yoksa zaten ne kırılacak fay biter ne bu dünyanın hele kaderimizde olan; kaderimiz de olan bu bölgenin derdi.

#Suudi Arabistan
#DEAŞ
#Ortadoğu
7 yıl önce
Çölde faylar yeniden kırılacak
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak