Bir Güney Afrika felsefesi: Ubuntu

Ubuntu felsefesi Sahraaltı Afrika’da, bugünkü nüfusları 300 milyonun üzerindeki Bantu topluluklarının ahlaki değerlerinin özünü ve manevi hayatlarını yansıtan bir olgudur. Ubuntu, ideal insanın ahlaki bir niteliği, insan olmanın özü, insana gerçek insan olma vasıflarını kazandıran yollar ve toplumu yücelten erdemlerle ilgilidir. Afrikalı düşünürlere göre Ubuntu, Afrika felsefesinin köküdür ve Batı dillerinde anlamını kapsayacak bir kelime yoktur.

İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

ESMA KARADAĞ-CAPE TOWN ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI BÖLÜMÜ DOKTORA ÖĞRENCİSİ

Dünya’nın Afrika algısı yüzyıllarca yaşanan sömürü, ırkçılık ve kölelik olaylarıyla olumsuz yönde şekillenmiş ve bu algı çoğu zaman “ilkel”, “kara” ya da “umutsuz” kıta gibi ifadelerde karşılığını bulmuştur. Ancak insanoğlunun dünyaya yayıldığı yer olarak kabul edilen Afrika kıtası üzerinde bugüne kadar yaşamış toplumların kültürel birikimleri ve dünya mirasına katkıları insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/09/22/06/04/resized_1ce90-3f4f51f6dusuncegunlugu_21_eylul_2021.jpg

Bir yandan olumsuz bir Afrika algısı olarak anılan “Afro-pessimism” üzerine yapılmış sayısız akademik ve popüler çalışma mevcutken, diğer yandan Afrika’ya dair problemlerin çözümüne ilham kaynağı olan düşünce sistemleri bulunmaktadır. Bu düşünce sistemlerinden ubuntu felsefesi, Afrika’da sosyal hayatın düzenlenmesinde tarihte önemli bir yer tutmuş; günümüzde de sosyal yaşamın yanı sıra siyasi ve eğitim politikalarının şekillendirilmesinde etkisini sürdürmektedir.

Ubuntu felsefesi Sahraaltı Afrika’da yaşayan, bugünkü nüfusları 300 milyonun üzerindeki Bantu topluluklarının ahlaki değerlerinin özünü ve manevi hayatlarını yansıtan bir olgudur. Ubuntu, ideal insanın ahlaki bir niteliği, insan olmanın özü, insana gerçek insan olma vasıflarını kazandıran yollar ve toplumu yücelten erdemlerle ilgilidir. Afrikalı düşünürlere göre ubuntu, Afrika felsefesinin köküdür ve Batı dillerinde anlamını kapsayacak bir kelime yoktur.

Ubuntu terimiyle yazılı kaynaklarda ilk defa 1846 yılında karşılaşılsa da felsefenin varlığı çok daha eski tarihlere dayanmaktadır. Kavram, 1950’li yıllara kadar insanın kendi iç dünyası ile ilgili değerleri tanımlarken, özellikle 1960’lı yıllardaki bağımsızlık hareketleri ile içeriği daha çok toplumsal birliğe ve yardımlaşmaya evirilmiş, Afrikalı liderler tarafından da dünyaya “Afrika hümanizmi” olarak sunulmuştur. Ubuntu felsefesi hakkındaki müstakil ilk çalışma ise Zimbabveli düşünür Samkange tarafından 1980 yılında yayımlanmıştır.

UBUNTU FELSEFESİNİN ÖĞRETİLERİ

Bir felsefe olarak ele alınmaya başlanmasıyla birlikte ‘ubuntu’nun, “insanların birbirine bağlı olduğu dünya görüşü” tanımı öne çıkarıldı. Bu dönem itibarıyla, tüm özellikleriyle birlikte en önemli öğretisi olan “sosyal uyum” vurgulanmıştır. Afrika atasözü olan “Kişi diğer kişiler aracılığıyla bir kişidir”, Ubuntu’nun ne olduğunu tanımlamak için kullanılmıştır. Kişi acı çektiğinde tek başına değil tüm toplumla, mutlu olduğunda yalnız değil akrabaları, komşuları ve hatta ölmüş olan tüm yakınları ile sevinir. Bireyin başına gelen her şey tüm toplumun başına gelmiş, topluma ne olursa bireye de olmuş kabul edilir.

Ubuntu anlayışında; insanların birbirine bağlı olması, kişinin menfaatlerinin toplumun menfaatlerine katkı sağlaması ve insanların bencillikten uzak durması beklenir. Bu felsefeye sahip bir kişi başkalarına yardım etmek için her zaman hazırdır. Başkalarının yetenekli ve donanımlı oluşu ile kendisini tehdit altında hissetmez, bilakis bu durum bir bütünün parçası olduğu inancından ötürü kişiyi özgüvene sevk eder. Ubuntu’yu içselleştirmiş bir insan başkaları aşağılandığında ve zulme uğradığında, kendisini de ezilmiş ve zulme uğramış hisseder.

İnsanın ‘Yüce Yaratıcı’nın suretinde yaratılmış olmasından dolayı değerli olduğunu öğreten felsefesede her insan sonsuz saygınlık ve haysiyete sahiptir. Başka bir insanı dışlamak, en başta kişinin kendisini insanlıktan çıkarması anlamına gelir. İnsanoğlunun ait olduğu; ırkın, cinsiyetin, inancın, kültürün ve sahip olduğu gücün başkalarına üstünlük sağlamaya ve efendilik yapmaya hak vermeyeceğini öğretir.

İNSAN OLMANIN BİR ÖLÇÜTÜ

Geleneksel Afrika toplumlarında Ubuntu’ya sahip olmaya çok büyük önem atfedilmiştir. Eğer bir insan bundan yoksunsa, o kişi bir bakıma insan olmanın en önemli içeriğinden mahrum olarak değerlendirilmiştir. Bir insan statü ve itibar sahibi olabilir, ancak ‘ubuntu’su yoksa, çok fazla bir değere sahip sayılmaz anlayışı Afrika toplumunun insana bakışını şekillendirir. Bu anlayışa göre bu felsefeye sahip olan toplumlar şefkatli ve naziktirler, güçlerini zayıflar adına kullanırlar. İnsanı insan olduğu için önemserler. Eğer bir kişi başkalarının problemlerine kayıtsız kalarak veya sahip olduğu imkanları paylaşmayarak başkalarının zarar görmesine göz yumarsa o kişinin ‘ubuntu’dan yoksun olduğu söylenir. Bu bağlamda Afrika kültüründe başkalarıyla olumlu bir ilişki kurmayan bir birey için “o bir insan değil” denir.

Ubuntu fikrinin en önemli temsilcilerinden, Nobel Barış Ödülü almış, Güney Afrikalı Başpiskopos Desmond Tutu’ya göre, insanları en temel haklardan anayasal bir düzenle yoksun bırakan apartheid rejiminin taraftarları bile uyguladıkları ve coşkuyla destekledikleri sistemin gerçek anlamda kurbanı olmuşlardır çünkü ona göre bir başkasını insan yerine koymama, aşağılama ve ıstırap verme sürecinde fail de insanlıktan çıkmıştı.

Affetmek Ubuntu felsefesinin en önemli ilkelerindendir. Bu bağlamda Güney Afrika’da ırkçı apartheid rejimi son bulup yeni döneme geçilirken geçmişle bu felsefenin değerleri zemininde yüzleşilmiş olup tüm dünyanın lanetlediği sistemin failleri ortak bir gelecek için affedilmiştir. Bunun sonucunda yeni Güney Afrika’nın ilk yıllarında; tüm ırksal, etnik, kültürel ve dini grupların harmoni içinde yaşayacağı ortak geleceğe dönük “gökkuşağı” ulusu kavramı benimsenmiş ve bu metafor dünyadaki en popüler siyasi söylemlerden biri haline gelmiştir.

Köle ticaretine, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı savaşan Afrikalı kahramanlar, ‘ubuntu’nun zengin mirasından ilham almışlardır. Kaunda’nın Zambiya hümanizmine dair hayalleri, Nkrumah’ın yazılarında ortaya koyduğu Afrika vizyonu, Fanon’un yeni bir insanlık özlemi ve ‘apartheid’a karşı mücadelesinde Mandela’nın kapsayıcı bir toplum yaratma projesinin temellerini Ubuntu felsefesi oluşturmuştur.