15 Temmuz'un genç şahidi: ‘İyi ki çıkmışım’

15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’nin kalbinin attığı adreslerden biri de FETÖ’cü askerlerin darbe bildirisi okutmak istediği TRT idi. O gece 17 yaşında olan Berat Furkan Ceylan, kanalın Oran’da bulunan stüdyolarına akın eden yüzlerce kişiden biriydi. Ceylan, “Hepimiz orada kenetlenmiştik. Bugün düşünüyorum da iyi ki çıkmışım. Darbecilerin karşısında durmasaydık kendimizi bile savunamaz halde olacaktık.” dedi.

Ali Kürşat Büyükada Yeni Şafak
Berat Furkan Ceylan

15Temmuz darbe girişiminde Türkiye’nin kalbinin attığı adreslerden biri de FETÖ’cü askerlerin darbe bildirisi okutmak istediği TRT idi. O gece 17 yaşında olan Berat Furkan Ceylan, kanalın Oran’da bulunan stüdyolarına akın eden yüzlerce kişiden biriydi. Ceylan, aradan geçen 6 yıl sonra duygularını anlattı. İkamet ettiği Gölbaşı’ndan daha önce izleyici olarak TRT’nin stüdyolarına girişini anlatan Ceylan, ailesinden helallik alarak evinden çıkmış. “15 Temmuz 2016’da henüz 17 yaşındaydım ve daha önce darbe görmediğim için ne olduğunu bilmiyordum. Herkes gibi ben de ilk önce eve girdim ve ne olduğunu anlamaya çalıştım” diyen Ceylan, o gece sokağa çıkmak için ilahi bir gücün kendisini arkasından iteklediğini söyledi. Ceylan, o geceyi şu sözlerle anlattı:

KAMYONET KASASINDA TRT’YE

“Gölbaşında ikamet ettiğim için 15 Temmuz gecesinde bomba seslerine anlam veremedim. Evimizin olduğu konum itibarıyla Polis Akademisine atılan bombaları çok net bir şekilde duydum. Sonrasında darbe girişimi olduğunu öğrenip Cumhurbaşkanımızın da çağrılarını duyunca, ailemden helallik alıp dışarı çıktım. Birkaç arkadaşımla buluştuk, bombaların atıldığı Polis Akademisine gittik ancak yollar yeni bir bomba daha atılma ihtimaline karşı kapatılmıştı. Aramızda olan birkaç polis TRT binasında darbeciler olduğunu ve orada yardıma ihtiyaç olduğunu ifade etti. TRT’ye giden bir kamyonetin kasasına 30 kişi bindik ve yola çıktık.

ADAM GİBİ ÖLELİM

TRT’nin kapısında halk bir barikatın arkasında duruyordu. İçerde iki askeri otobüs birkaç askeri jip ve 2 adet otobüs görünüyordu. Kapının önünde de askerler vardı, kimse içeri nasıl gireceğini bilmiyordu. Herkes hep bir ağızdan, “Bir kere doğduk, adam gibi bir kere ölelim” dediler ve “Allah Allah!” sesleri ile TRT’nin bahçesine girdik. Silah sesleri geldi, birkaç kişi vuruldu hatta o ateş eden askerler yakalandı. Asansörleri kullanamıyorduk ve merdivenlerden stüdyoya yukarı çıkmaya başladık. Biz yukarı çıkarken bazı askerleri vatandaşlar ve polis aşağı indiriyordu.

KAT KAT DARBECİ AVI

Bir memur, “Odalara saklanan asker kalmış olabilir” diyerek bizleri uyardı ve tüm odaların kapılarını açarak içlerini kontrol ettik. Bir şey göremeden yukarı kadar çıktık ve yukarda darbe bildirisini okuyan sunucuyu gördük. Hemen ardından dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu da geldi. Stüdyonun içerisinde kefeni ile gelmiş teyzelerden, 15-16 yaşındaki gençlere kadar herkes vardı.

Herkes kenetlenmişti. Kendimi öylesine bir atmosferin içerisinde hissettim ki gözyaşlarımı tutamadım. TRT’de kimsenin kalmadığını öğrenince yola çıktık ve eve gittik. Bugün düşünüyorum da iyi ki çıkmışım dışarı yine olsa yine çıkarım. O gün orada olmasaydık, Mecliste olmasaydık, darbecilerin karşısında durmasaydık kendimizi bile savunamaz halde olacaktık.