Yeni Şafak 12 Eylül'deki işkencelerle anılan cezaevine girdi: Hafızayı koruyoruz

12 Eylül'de yaşanan işkencelerle hafızalara kazınan, kimilerinin “PKK’nın doğduğu yer” olarak andığı Diyarbakır Cezaevi müze yapılmak üzere kapatıldı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Hafızayı korumak için müze yapıyoruz" dedi. Cezaevini kapıya kilit vurulmadan hemen önce gezen Ankara Haber Müdürümüz Fazlı Şahan: "Ayaklarım titreyerek girdiğim koğuşlarda 1980'lerdeki işkenceler gözümde canlandı."

Fazlı Şahan Yeni Şafak
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kültür merkezine çevrilen Diyarbakır Cezaevi'nin anahtarlarını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a teslim etti.

Anahtarı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a teslim etmeden önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Diyarbakır Cezaevi’ni gezdim. Bir görevli ile birlikte koğuşlara çıktım. Ayaklarım titreyerek girdiğim koğuşlarda, 12 Eylül döneminde yaşanan insanlık dışı uygulamalar gözümde canlandı.

KOĞUŞLAR İKİ KATLI

Demokrasi tarihine adını kara lekeyle yazdıran cezaevinin koridorları soğuk. Koğuşların yer aldığı koridorların başında yatma planı yer alıyor. Cezaevinin “Bursa” adı verilen B bloğundaki bir koğuşa çıktım. 16 kişinin kaldığı koğuş 2 kattan oluşuyor. Alt katta yemek yeme alanı, tuvalet ve banyo var. Televizyon ve buzdolabının yer aldığı koğuşun üst katı ise yatakhane.

HER YERDE KAMERA

İçi gibi cezaevinin duvar, kapı ve pencereleri de soğuk. Tüm kapılar mavi. Mahkumlar ortamdaki soğukluğu duvarlara karekalemle çiçekler çizerek renklendirmeye çalışmış. İçerisi kameralarla takip ediliyor. Her koğuşun havalandırma, yani “volta” denilen bölümleri var. Bu alandaki duvarların üstü dikenli tellerle çevrili. Hükümlülerin spor salonu da bulunuyor. Burası da kamerayla izleniyor.

Hafızayı koruyoruz

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile koğuşlarda cezaevi hakkında sohbet ettik. Bakan Bozdağ özetle şunları dile getirdi: “Burası sadece acının hatırlandığı bir yer değil. Biz işkenceye karşı, hep aynı şeyi söylüyoruz. Artık işkence ve kötü muamele devletin de ceza yasalarımızın da himaye edebileceği bir durum değil. Bu yüzden zamanaşımını kaldırdık. Yani son nefesine kadar isnat ile itham ediliyorsa, takibi ve cezası sıfır toleransla yapılacak. Basında bir sürü haber çıkıyor. Bunların hepsini aynı gün cevaplıyoruz. Araştırıyor ve hemen adli idari tahkikat başlatıyoruz. AK Parti hükümetleri dönemi için söylüyorum, bugüne kadar göz yumulan bir durumu kimse iddia edemez. İddia etse de ispat edemez. Çünkü biz her duyduğumuzun üzerine gittik. Kesinlikle cezaevinde yatan kişiler, işledikleri suçlardan bağımsız olarak, hepsi bu devlete ailelerinin bir emanetidir. Böyle görüyoruz. Bu kişilerin her ihtiyacından sorumlu olduğumuz bilinci ile hareket ediyoruz. Cezaevlerinde de bu mantaliteyi yerleştirmeye uzun süredir gayret ediyoruz. Ve önemli ölçüde de yerleştirdiğimize inanıyoruz. İnşallah böyle hatıralarla anılan bir cezaevi bu ülkede olmaz.”

KÜRTÇE’YE ÖZGÜRLÜK

Muhalefetin “hafızayı yok etmek için böyle bir adım atılıyor” iddiasına da cevap veren Bozdağ, şöyle konuştu: “Tam tersine hafızayı korumak için yapılıyor bu. Bu konularla Cumhuriyet tarihinde yüzleşen tek iktidar AK Parti iktidarı. Biz bunlar unutulmasın diye müze yapıyoruz.”

Giriş çıkış artık kolay

Geçmişteki yanlış ve hatalardan ders çıkarılması gerektiğini kaydeden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bunları tekrarlamamak için de hatırlamamız gerekiyor” dedi. Ersoy şöyle konuştu: “O yüzden burası yeniden planlanırken aslında anı-müze olarak planlanacak ama cazibe noktası haline gelmesi için kültürel etkinliklerle canlandırılacak. Eskiden girilmesi yasak olan, girilmesi çok zor olan, girdikten sonra da çıkması çok zor olan bir yerdi. Şimdi girilmesi de çıkılması da kolay olan, halkla bütünleşen bir merkez haline gelecek.”

1,5 yıldır yeni mahkum gelmedi

  • Ceza infaz kurumunun inşa edildiği tarihten günümüze kadar yakın çevresinde sürekli yeni yapılar inşa edilmiş. Aradan geçen onlarca yıl sonunda artan nüfusla birlikte şehir bu kurumu içerisine almış ve etrafını çepeçevre sarmış. 1978 yılında Bağlar ilçesinde 50 bin metrekare yüzölçüme inşa edilen cezaevi, 30 Eylül tarihi itibariyle 276 hükümlü tutuklu barındırdı. Kurumda 20 müşahede odası, 8 tane tek kişilik oda ve 51 adet farklı kapasitelerde oda yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Temmuz 2021’de Diyarbakır ziyaretinde yaptığı açıklamalardan sonra Diyarbakır E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na yeni hükümlü ve tutuklu alımı durdurulmuş. Mevcut hükümlü ve tutuklu sayıları ise kademeli olarak azaltılmış.

Tabela kalktı

Müze olacak Diyarbakır Cezaevi’nde çalışmalar başladı. Dün sabah cezaevinin giriş tabelası sökülüp kaldırıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri önümüzdeki günlerde burada inceleme yapacak.

Cuntacıların Ebu Gureyb’i

Temmuz 1980’de faaliyete başlayan Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül darbesinden sonra mahkumlar için cehennemi aratmadı. The Times dergisi tarafından o yıllarda “Dünyanın en kötü 10 hapishanesi” arasında gösterilen cezaevi, 5. No’lu Sıkıyönetim Askerî Cezaevi olarak vicdanlara kazındı. Uygulamalara tepki gösteren bazı mahkumlar başlattıkları açlık eylemiyle yaşamını yitirdi. Eski milletvekili Altan Tan’ın babası Bedii Tan işkencede hayatını kaybedenlerden. AK Parti eski İstanbul Milletvekili ve MKYK Üyesi Orhan Miroğlu da bu cezaevinde yatmış ve anılarını “Dijwar” adıyla bir kitapta yayınlamıştı. 1980-84 yılları arasında, cezaevinde 30’dan fazla tutuklunun öldüğü iddia ediliyor. Diyarbakır Cezaevi’nde kalan Miroğlu, cezaevi sorumlusu Binbaşı Esat Yıldıran hakkında şunları söylüyor: “Yüzbaşı Esat Oktay cezaevinin her yerinden duyulan konuşmalar yapar ve ‘Size öyle bir program uygulayacağım ki, buradan çıkınca kendinizi tanıyamayacaksınız!’ derdi.”

Cezaevi siyasetçi, yazar, milletvekili ve çıkar amaçlı suç örgütü mensubu olduğu bilinen kişilere ev sahipliği yaptı. Bunlar arasında Ahmet Türk, Selma Irmak, Leyla Güven, Çağlar Demirel, Dirayet Taştemir, Meral Danış Beştaş, Emine Ayna, Orhan Miroğlu, Galip Ensarioğlu, Salim Ensarioğlu, Doğu Perinçek, Leyla Zana, Pero Dundar, Şemdin Sakık, Musa Anter, Sevi Demir, Behçet Cantürk, Alaattin Baybaşi, Dündar Kılıç, Enver Erşener gibi isimler de yer aldı.

Sakık burada kaldı

  • Cezaevinde bazı hükümlüler güvenlik nedeniyle tek başına kalıyor. Bunlardan birisi de kamuoyunun “Parmaksız Zeki” kod adıyla bildiği PKK hükümlüsü Şemdin Sakık’tı. Üst düzey PKK militanı olan Sakık, B-8 ve B-9 koğuşlarında kalmış.

Böyle olacak

Kültür ve Turizm Bakanlığı hemen planlama çalışmalarına başladı. Cezaevi adeta bir kültür merkezine dönüştürülecek. Koğuşların orijinalliği korunacak. Sergi salonları, kütüphane, anı müzesi ve etnografya müzesi yer alacak. Atölyeler ve sinema salonlarının bulunacağı kültür merkezinde, çok amaçlı hava etkinlik alanı, 700 kişilik tiyatro ve sahne sanatları salonu ile sergi alanı yapılacak.

Diyarbakır'ın rengi kardeşliktir

Huzur 'diyar'ı

AK Parti MKYK Üyesi Miroğlu Diyarbakır Cezaevi'nde kaldığı hücreye 41 yıl sonra ilk kez girdi