Arkeoloji şehri Gaziantep: Dünyanın en büyük mozaik müzesi

Gaziantep lezzetli yemekleriyle gastronomi şehri bilinir. Ancak şehir, arkeolojik çalışmaları ve müzeleriyle de öne çıkıyor. Üstelik bir Arkeoloji Enstitüsü kurularak bu birikime verilen önemin altı çizildi. Arşivi, kütüphanesi, laboratuvarları, sergi alanları ve bilimsel yayınlarıyla, arkeolojinin kalbi artık bu enstitüde atacak.

Sevda Dursun Yeni Şafak
​Her köşesinden tarih fışkıran Gaziantep şehri, sadece gastronomi değil, arkeolojik çalışmalar ve onların son yıllardaki sunumuyla da adeta cennetten bir köşe.

Her köşesinden tarih fışkıran Gaziantep şehri, sadece gastronomi değil, arkeolojik çalışmalar ve onların son yıllardaki sunumuyla da adeta cennetten bir köşe. Dünyanın en büyük mozaik müzesinden tutun da, Gaziantep Kalesi, Rumkale, Zeugma Antik Kenti, Panaroma Savaş Müzesi, Emine Göğüş Mutfak Müzesi ve hatta açılmak üzere olan Peynir Müzesi’ne kadar gözlerden ırak bir kültür başkenti. Fakat Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, dünyada da sadece arkeoloji alanında kurulan ilk enstitü olma özelliğiyle ayrı bir yere oturuyor.

İki günlük Gaziantep kültür gezimizin önemli duraklarından olan Arkeoloji Enstitüsü, 1860’lı yıllarda inşa edilen, Antep Harbi’ndeki kurşun izlerini gövdesinde saklayan ve bu tarihten itibaren farklı işlevler için kullanılan kilisede yer alıyor. Tarihi dokuyu bozmayacak şekilde, tek katlı inşa edilen Arkeometri Laboratuvarı ise kompleksin bahçesinde bulunuyor. 430 kişilik bir ekiple kurulan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ortaklığında, Avrupa Birliği’nden de destek alınarak tamamlandı. Resmi açılış için gün sayan mekânda, şimdiye kadar Ara Güler’in Türkiye’de arkeolojik alanlarda çektiği fotoğraflardan oluşan “Tarih Size Bakıyor” sergisi ve Memik Filiker’in şahsi koleksiyonundan oluşan 1925 yılından itibaren Gaziantep markaları içeren “Gaziantep Esnaf ve Sokak Sergisi” sanatseverlere sunuldu.

GENELKURMAY ARŞİVİ BİLE VAR

Belediye Başkanı Fatma Şahin’in çabaları sonucunda Gaziantep’te kurulan Arkeoloji Enstitüsü, tam anlamıyla hizmet vermeye başladığında, alanda çalışma yapmak isteyen öğrencilere burs imkânı da verecek. Dört laboratuvarı bulunan enstitüde ilk iki laboratuvar kimyasal analiz, üçüncüsü gözleme dayalı, son laboratuvar ise diğer laboratuvarlara girecek objeleri hazır hale getirmek için kesme, fırınlama, toz haline getirme gibi işlemler için kullanılacak. Alan Arkeoloji ve Arşiv Odası da enstitünün diğer hizmet birimleri. Müzeler Müdürlüğü, Başbakanlık ve Genelkurmay arşivleri bile dijitalleştirilerek arşiv odasına yüklenmiş durumda.

Daha bu işin başında 27 yayınla üretime başlayan enstitü, Türk arkeolojisinin kurucusu Osman Hamdi Bey’in Nemrut Dağı Tümülüsü eserini Fransızca aslından kazandırdı. 25 bin kapasiteli kütüphanede ise şu anda 4 bin 400 civarında alana hizmet eden kitap bulunuyor. Enstitünün Takım Lideri Prof. Dr. Nevzat Çevik’in, yüz yıldır duayen hocaların eksikliğine işaret ettiği ve kurma girişiminde bulunduğu enstitüyü, “Hasret Projesi” olarak nitelemesinin boşuna olmadığını anlıyoruz.

HALI GİBİ MOZAİKLER

  • Gaziantep’in tarihi mekanlarını tek bir yazıda özetlemek mümkün değil. Fakat Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Zeugma Mozaik Müzesi’ni anlatmadan, Gaziantep gezisi yarım kalırdı. Birçok antik kente sahip olan şehirdeki bütün medeniyetlerin izlerini Arkeoloji ve Zeugma Mozaik Müzesi’nde görebilirsiniz. Zeugma Antik Kenti’nden kurtarılan yaklaşık 3 bin metrekare mozaik, 11 yıldır Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergileniyor. Şüphesiz en önemlisi, parçaları yakın zamanda ABD’den getirilen Çingene Kızı Mozaiği. Özel bir odada, tek başına sergilenen Çingene Kızı, bakışlarıyla insanları takip etmesiyle meşhur. Roma villalarının tabanlarını halı gibi süsleyen muhteşem mozaikler, ev sahiplerinin zenginlikleri ve kültürel düzeyleriyle ilgili de bilgi veriyor. Bulundukları odanın işlevine göre tasvir edilen mozaiklerde, yatak odalarında aşk ve evlilik temalı, avlularda suyla ilgili, misafir odalarında ise yemek sonrası düzenlenen eğlencelerle ilgili sahneleri görmek mümkün. Müzede dolaşırken, binlerce yıllık birikime ve bu birikimi ortaya çıkarmak için verilen emeğe yeniden saygı duyuyoruz.

Cam ve Billur Müzesi’ndeyiz!

FOTOĞRAF 8
Dünyada ilk: 7 asırlık camide raylı minber
Gaziantep'te 13'üncü yüzyılda yapıldığı belirtilen ve Boyacı Cami olarak bilinen Kadı Kemalettin Camisi'nin raylı minberi, yıllara meydan okuyor. Tasarruf etmek amacıyla yapılan ve duvara gömme olarak tasarlanan minber, cami cemaatinin de ilgisini çekiyor.