AVM yerine Rami'ye: İlk kez kütüphaneye geldik ne iyi ettik

Yeni Şafak Pazar olarak, her yaştan okurunu 7 gün 24 saat ağırlayan Rami Kütüphanesi’nde iki gün vakit geçirdik ve yolu ilk kez kütüphaneye düşenlerle konuştuk. Şinasi Gök, “Eşimle AVM’ye giderdik artık kütüphaneye geliyoruz” diyor. Damla Meryem Yıldırım adlı genç kız, arkadaşlarıyla kütüphanede buluşup hem ders çalışıp hem de sosyalleştiklerini söylüyor. Feyza Kiraz ise çocuklarıyla birlikte vakit geçirip, kitap okuyabildiğini dile getiriyor.

Dilber Dural Yeni Şafak
İlk kez kütüphane ortamını merak edip Rami Kütüphanesi’ne gelenlerle geçtiğimiz hafta vakit geçirdik ve kütüphane izlenimlerini dinledik.

Rami, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük kütüphanesine kavuştu. 220 dönümlük alan içinde 36 bin metrekarelik kapalı bölümü bulunan Rami Kütüphanesi bebek bölümünden ihtisas alanına, camisinden kafesine, bahçesinden konferans salonuna, sergi alanlarından okuma salonlarına kadar çok amaçlı bir kütüphane olarak her yaştan okurunu 7 gün 24 saat ağırlıyor.

Biz de geçtiğimiz hafta iki günümüzü 2 milyon kitapla kapılarını açan ülkemizin en büyük kütüphanesinde geçirdik. Okuma salonlarında kitap okuduk, okurla sohbet ettik. İstanbul’un dört yanından hatta şehir dışından bile kütüphaneyi merak edip gelenler var. 51 bin metrekare peyzaj alanıyla Avrupa’nın en büyük peyzaj alanına sahip kütüphane olma özelliğini taşıyor. Bu kadar ilgi ve merakın yoğun olduğu kütüphaneye mahalleli de kayıtsız kalmadı. Kimi torununu kimi eşini alıp geliyor kimi ise işten çıkınca soluğu Rami Kütüphanesinde alıyor. Rami Kütüphanesi açıldığı ilk aydan itibaren halkın ezberini bozuyor. Daha önce vakit geçirmek için komşuya, parka, AVM’ye giden vatandaş artık kütüphanede vakit geçirmenin çok daha verimli olduğunu keşfettiler. Kütüphanede herkes kendi yaşına göre okuma salonlarını kullanıyor. Ayrıca kütüphaneyi merak edip gezmeye gelenler de var. Bunun için de kütüphane müdürlüğü önümüzdeki günlerde gezmek için gelenleri 20-25’er kişilik gruplar oluşturarak içeride keşif gezisi yaptırmayı planlıyor. Biz de iki günümüzü geçirdiğimiz kütüphanede hem okurları hem okunan kitapları merak ettik.

Yaş grubuna göre ilgi duyulan yazarlar değişiyormuş. Mesela 6-14 yaş arası okurlar öykü, masalı seviyormuş. Özellikle ilköğretim ve ortaokul için 100 temel eser niteliğindeki eserleri okumak için alıyorlar. Bu yaş grubunun en severek okuduğu yazar ise Ömer Seyfettin. Jeff Kinney’ın “Saftirik” serisi yine en çok okunan ve ödünç istenen kitaplar arasında. Bunun yanı sıra Nur Kutlu’nun “Serçe Kuşu Benekli” (Allah’ın Alim ismini öğreniyor), Jonathan Swift’in “Gulliver’in Gezileri”, Varol Yaşaroğlu’nun “Kral Şakir Oyun Gezegeni”, Debi Gliori’nin “Fırtınalı Gece”, Peter Riley’in “Bilime İlk Adım Sağlıklı Kalmak”, Sezin Mavioğlu’nun “Kitap Karıncası” isimli kitaplar en çok okunan kitaplar. Gençlerin ise Türk ve Dünya klasikleri yanında çizgi romanlara da ilgi gösterdiklerini öğreniyoruz. Yetişkinlerin ilgi alanı ise çok daha çeşitli. Roman okuyan da var, kişisel gelişim ya da dini kitap da. Gelen ziyaretçilere Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ücretsiz çay ve çorba ikramı veriliyor. Çorbalar, Osmanlı’dan bu yana hâlâ hizmet veren Eyüp’teki Aşevi’nden her gün üç kazanda geliyor. Gündüz 12.00-14.00 saatleri arasında akşam ise 16.00 ile 20.00 saatleri arasında servis ediliyor. Gelen ziyaretçilerle sohbet ederken en çok ilgimi ilk kez kütüphaneye geldiğini söyleyenler çekiyor. Yaşları 14 ila 74 yaş arasında değişen ve ilk kez kütüphane ortamını merak edip Rami’ye gelenlerin kütüphane izlenimlerini dinliyorum. Çoğu ilk kez kütüphaneye geldikten sonra burada vaktini daha verimli geçirdiğini fark edip tekrar gelmeye başlamış. Sözü şimdi kütüphane ortamını yeni keşfedenlere bırakıyorum:

Kitapların onda birini okusam bana yeter

74 yaşındaki Bayram Laiç, “1966’da ilk önce Adapazarı’na sonra İstanbul’a geldik. Emekliyim” diyerek anlatıyor kısaca hayat hikâyesini. Babasının Rami Kışlası’nda askerlik yaptığını belirten Laiç: “Daha önce burası kışlaydı. Babam anlatırdı Rami Kışlası’nı. ‘Ben orada askerlik yaptım’ derdi. Askeriye boşaltınca burası bir süre boş kaldı. Sonra toptan gıda satan esnaf geldi. Onlardan alışveriş de yaptım. Onlar da burayı boşalttıktan sonra harabe haldeydi. Şimdi kütüphane oldu ve tertemiz” diyerek Rami Kışlası’nın geçmişine yaptığı tanıklığı anlatıyor. Laiç, “Boş kaldığım zamanlarda buraya gelip bir kitap alıp okuyup bitiriyorum. Az önce Hz. Muhammed’in (sav) hayatını anlatan bir kitap okuyordum” diyor. “Burası açılmadan önce evde, bazen de camide vakit geçiriyorum” diyen Laiç, “İçerideki kitapları okumak isteyen için dünya kadar kitap var. Onda birini bile okusam bana yeter” ifadelerini kullanıyor.

Çocuklarımla hem vakit geçirip hem de kitap okuyabiliyorum

Feyza Kiraz, Fatih Yavuzselim’den eşi ve çocuklarıyla birlikte ailece kütüphanede vakit geçirdiklerini söylüyor ve ekliyor: “Burada her şey herkese yönelik. Ortaokul, lise, üniversite ve yetişkinlerin yararlanabileceği bir yer burası.” Kitapları kendisinin de çocuklarının da çok sevdiğini dile getiren Feyza Kiraz, kütüphanede çocuklarıyla vakit geçirmekten o kadar mutlu ki bize şunları anlatıyor: “Bugün iki çocuğumuz için geldik buraya. Birisi daha bebek. Dört yaşındaki çocuğum için geldik aslında. Burada oyun alanları var, hem de kızımın kitaplara da ilgisi var. Çocuğum iki yaşından beri kitaplarla çok haşır neşir. Buraya da üye olduk, hem çocuğuma hem kendime kitaplar alacağım. Bugün çocuğumla birlikte burada merhametle ilgili bir kitap okuduk, içeriği oydu. Ondan sonra birlikte oyun alanına geçtik. Mesela kızım zıplamayı, atlamayı fiziksel aktiviteyi de çok seviyor. Ona yönelik oyunlar da vardı. Legolar, bloklar vardı ayrıca. Üstelik oyun alanı içerisinde kitap alanı da yapmışlar. Biz anne anne babalar da kitap okuyabiliyoruz yukarıda. Kızım oyun oynarken ben de diğer ebeveynlerle birlikteydim. Genellikle kızımla birlikte, bebeğim de olduğu için evde vakit geçiriyordum. Çok fazla dışarıya çıkmıyorduk. Rami Kütüphanesi’yle böyle bir imkân doğdu bizim için. Eve de yakın olduğu için her zaman gelmeyi düşünüyoruz. Çocuk gerçekten dışarı ortamda daha çok enerjisini atabiliyor ama evde öyle bir ortam yok. Kütüphane benim için hayat demek. Çünkü ben kitap okumayı çok seviyorum. Burada da her türlü kitap var. İnsanların neye ilgisi var onu okuyabiliyor.”

Rami benim için sosyalleşmek demek

17 yaşındaki Damla Meryem Yıldırım ise lise son sınıf öğrencisi. Üniversite sınavına hazırlanan Yıldırım, bir haftadır düzenli olarak altı kişilik arkadaş grubuyla kütüphaneye geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Burası sabah dokuzda açılıyor ama biz arkadaşlarla birlikte sabah sekiz de geliyoruz. Oturma alanları var orada oturuyoruz. Akşam altıda buradan çıkıyoruz. Ücretsiz ikramlardan yararlanıyoruz. Kendi kitaplarımı getiriyorum ama 7/24 açık olan okuma alanına gidiyoruz, oradaki test kitaplarından yararlanıyoruz. Buraya gelmeden önce dershane, okul, ev üçlüsü oluyordu. Bizim için bir fırsat oldu. Kendi aramızda dışarıda çok sosyalleşemiyorduk, sınava hazırlandığımız için de çok vaktimizde olmuyordu. Burada hem açık alanlarda hem sergiyle ve müzeleri gezip sosyalleşebiliyoruz hem de ders çalışmak için bir motivasyon kazanıyoruz. Kütüphane benim için sosyalleşme imkanı demek.”

Bizim zamanımızda kütüphanede azar işitirdik

55 yaşındaki İdris Şahin Bayrampaşa’da oturuyor. “İlkokul zamanlarında, ufakken gitmiştim kütüphaneye daha sonra ise hiç gitmedim” diyerek kütüphaneye yıllardır yolunun düşmediğini söylüyor. Rami Kütüphanesi açılınca ilk meraktan gelmiş ikinci gelişinde ise biri altı diğeri sekiz yaşındaki iki torunuyla gelmiş. Şahin, “Buranın atmosferini çok faydalı buldum. Torunlarım kitap okumayı çok seviyorlar, burada kitapları kendileri seçiyor. Ödünç de aldık bazı kitapları, eve de götüreceğiz. Önceden torunlarımla birlikte açık havada, parkta salıncaklara bindiriyordum. Aslında baktığımızda sadece çocuklara yönelik değil, yetişkinlere de yönelik bir alan burası” şeklinde dile getiriyor. Kendi çocukluğundan bu yana kütüphanelerin de kütüphaneciliğin de çok değiştiğini söyleyen Şahin, “Bizim zamanımızda bir tane kütüphane vardı. Başımızda da kütüphane sorumlusu durmadan ‘Kitapları karıştırmayın şeklinde’ fırçalayıp duruyordu bizleri. Kütüphaneye gitmeye korkuyorduk. O zamanlar kütüphane yaygın değildi ve iki tane dikte kişi oluyordu. Ödev için gittiğimizde de vaktimiz kısıtlıydı. O kısıtlı zaman içerisinde kaynağı bulabilirsek buluyorduk o şekilde vakit geçirebiliyorduk. Ama buranın daha sıcak bir ortamı var. İstenilen kitabı alabiliyorsun, ulaşabiliyorsun, okuyabiliyorsun ve üstelik karışan yok” diyor.

Burada tek bir şeye odaklanabiliyorum

14 yaşındaki Ahmet Şişli, ortaokul sekizinci sınıf öğrencisi. Şişli, “Buraya ilk defa arkadaşlarımla birlikte geldim. İlk önce burada bir kahve içtik, güzel ücretsiz ikramlar vardı. Sonra ortam hoşuma gidince bir sonraki gelişimde kitap okudum, bilgisayarımı getirdim” diyor. “Bilgisayarımı masaya koyup hem ders çalıştım hem kitap okudum” ifadelerini kullanan Şişli, evde her şeye odaklanamadığını, dikkat dağınıklığının olduğunu söylüyor. “O yüzden kütüphane sessiz bir ortam ve sıcak bir ortam. Burada tek bir şeye odaklanabiliyorum” diyor.

Kızlarım için geldik çok sevdim

37 yaşındaki Nihan Koçal iki kız annesi. Kütüphaneye de çocuklarıyla gelmiş. “Daha önce hiç kütüphaneye gitmemiştim. Kızlarım için geldim Rami Kütüphanesi’ne” diyor ve kütüphane ortamını çok sevdiğini sözlerine ekliyor. “Bayrampaşa’da oturuyorum. Evimiz de buraya çok yakın. Çocuklar adına da bir alternatif oluşturması beni çok sevindirdi. Kütüphane hem eğitici hem öğretici hem de insanı eğlendirici bir yer. Çok yönlü oluşu bizi mutlu etti. Daha önce iki çocuğumla birlikte yaşlarına uygun oyun evlerine gidiyorduk ilk etapta orada değerlendiriyorduk açıkçası. Sonrasında, tiyatro, sinema şeklinde aktivitelerimiz vardı. Ama daha önce hiç böyle deneyimlemedik. Şimdi artık burayı da değerlendireceğiz” diyen Koçal, çocuk bölümünde çocukları için kitap seçip onlarla birlikte okuyarak vakit geçirmekten çok mutlu olduğunu dile getiriyor.

Her yaş için mükemmel bir yer

68 yaşındaki Vedat Düşmez ise, kışla olduğu zamanlara da tanıklık ettiğini söylüyor ve kütüphaneye dönüşümünden beri üçüncü defa geldiğini dile getiriyor. “Burası hem gençlik için hem orta yaş hem de yaşlılar için mükemmel bir yer” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Herkesin gelmesini özellikle tavsiye ediyorum. Hiçbir şey yapmasa da en azından bir ziyaret etmeli. Benim buraya üçüncü gelişim. Çocukları, gençleri, insanları takip edip seyrediyorum, insanlar ne yapıyor diye gözlemliyorum. Alanı çok güzel yapmışlar, kahvesi var, oturma yerleri var. Top sahaları, havuzu var. Ben de burada sosyalleşmeye çalışıyorum. Arkadaşlarımı getirmeye çalışıyorum. Mesela yanımda yeğenim var. Yeğenime ‘Bugün özellikle seni götüreyim ve sen de bir dahaki gelişinde çocuklarını getir’ dedim Geçenlerde ben de torunlarımı getirdim, burada eğlendiler. Gitmek istemediler. Bu çocuklar için de büyük bir nimet. Çünkü burada birisi kitap okuyor. ‘Ben de bakacağım dede, ben de bakacağım’ diyor. Rol model oluyor çocuklara. Buraya gelen çocuklarda bir kitap okuma alışkanlığı olacak. Muhakkak bunu isteyeceklerdir. Ne kadar küçük de olsa, okuması olmadığı halde kitaba bakmak istiyor. Kitaba ne zaman bakarsak o kadar daha iyi oluruz. Şimdiyse buranın camisine gideceğim.” Kütüphanenin kendisi için aydınlık ifade ettiğini söyleyen Düşmez, “Kütüphaneye baktıkça, insan bir kitap okudukça, birbirlerini gördükçe yapılan bir işlemi gördükçe aydınlanıyor. Ne kadar kitap okursak, o kadar aydınlanırız” şeklinde dile getiriyor.

Müzeyi ve mekânı gezip bilgi edindim

Şişli Kurtuluş’tan gelini ve torunlarıyla birlikte gelen 63 yaşındaki İsmail Sungur, kütüphaneyi çok güzel bulduğunu dile getiriyor. Sungur, “Çocuklarla ve torunlarla vakit geçirmek için gerekli kitaplardan faydalanmak için muhteşem bir yer” sözleriyle izlenimlerini aktarıyor. Kütüphaneye torunları için geldiğini söyleyen Sungur, “Torunlarım burada oyun grubuna, hayal panosu atölyesine katıldılar. Torunlarım oyun grubunda vakit geçirirken ben de buradaki müzeyi, kütüphaneyi, mekânı gezip bilgi edindim. Aynı zaman da dışarıda ücretsiz çay ve çorba dağıtılıyor. Ondan faydalandık. Çok güzel faaliyetler var. İnsanlar istediği gibi burada vakit geçirebilir. Tekrar torunlarımla birlikte geleceğim. Özellikle havalar ısındığı zaman dışarıda açık havada vakit geçirmeyi düşünüyoruz” diyor ve ekliyor: “Kütüphane aslında tüm insanlar için bilgi edinmek, burada bütün kitaplardan faydalanıp bilmediğin her türlü bilgiye ulaşabilmektir. ”

Kütüphane bakış açımızı değiştirdi

41 yaşındaki Gökhan Temur ise Rami’de oturuyor. Eşi ve çocuklarıyla birlikte kütüphaneye gelen Temur, işinden dolayı daha önce hiç kütüphaneye gitmeye fırsatının olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Bugün izinliyim, açıldığından beri buraya dördüncü gelişim. Buranın çok güzel bir atmosferi var. Bugün burada eşim ve çocuklarımla birlikte vakit geçirdim. Çocuklarımı da getirdim onlar kitap okuyor, burada çalışıyor. Biz de burada eşimle birlikte dolaşıyoruz, muhabbet ediyoruz. Buradaki sergiyi, müzeyi geziyoruz. Kimi zaman tek, kimi zaman çocuklarımla kimi zaman da arkadaşlarla gelip burada oturup, kahve içiyoruz.” “Sadece çocuklar için değil, bizim için de çok iyi oldu” diyen Temur, “Kütüphane insanların bakış açısını değiştirmektir” ifadelerini kullanıyor.

Eşimle AVM’ye giderdik artık kütüphaneye geliyoruz

Şinasi Gök, 63 yaşındayım. “Emekliyim. Bayrampaşa’dan geliyorum. Eşimle daha önce parklarda, AVM’lerde vakit geçiriyorduk” diyen Gök, “Burada eşimle bugün vakit geçirmek istedik. Burası o kadar güzel ki geze geze bitiremedik. Her taraf çok güzel, yeşillikler var. Her yaşta öğrenci var ve öğrenciler sessiz sedasız bir şekilde gayet güzel bir ortamda vakit geçiriyor, ders çalışıyor. Güvenliği, temizlikçisi, çayı, çorbası var. Her yaşta çocuk çok güzel bir şekilde istediği kitabı bulabiliyor, okuyabiliyor” diyor.


Rami Kütüphanesi'ne ilk günden yoğun ilgi