Enis Doko küfürbaz Fatih Altaylı'yı yerin dibine soktu: O da mı yellenmiş bir dangalak?

Tedavi gördüğü hastanede 110 yaşında hayatını kaybeden ve kendisini 'Sümerolog' olarak tanıtan Muazzez İlmiye Çığ'ın 'profesör' unvanına sahip olmadığı gündeme getirildi. Akademisyen Enis Doko'nun önceki gün sosyal medya hesabından yaptığı bilgilendirme paylaşımı Fatih Altaylı'nın küfürbaz tarafını göstermesine neden oldu. Altaylı, YouTube yayınında Doko'yu hedef alarak ağza alınmayacak hakaretler ve küfürler etti. Ancak Altaylı'ya yanıt geçikmedi. Doko yine bilgilendirici ve bu sefer anladığı dilden bir yazıyla Aktaylı'yı adeta yerin dibine soktu. İbn Haldun Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Enis Doko, önde gelen Asur bilimcilerinden ve dünya çapında tanınmış Sümer dili uzmanı Samuel Noah Kramer'in 'Tarih Sümer’de Başlar' isimli kitabında Muazzez İlmiye Çığ'a “müze memuru” hitabında bulunduğunu ortaya çıkardı.

Muazzez İlmiye Çığ, İbn Haldun Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Enis Doko, Fatih Altaylı.

28 Şubat’ın mimarlarından, dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun, hiçbir akademik unvanı olmayan Muazzez İlmiye Çığ’a “Fahri Doktora Unvanı” verdiği bilinmesine rağmen ısrarla 'Prof' söylemleri üzerine gerçeğin öyle olmadığı hatırlatılması Fatih Altaylı'yı rahatsız etti. Altaylı, sosyal medya hesabından "Bazı sözde kendini akademisyen olarak konumlamış", "Yaratık", "İnsanlıktan nasibini almamış", "Dangalak", "Kendini bilim adamı olarak düşünen", "sözde bilim insanı", "bu mesele olmasa adını duymayacağımız", "palavradan bilim insanı", "insan suretinde dolaşan yaratık", "size mi girdi"' hakaretlerini fütursuzca savurdu.

İbn Haldun Üniversitesi Doç. Dr. Enes Doko

'O da mı yellenmiş bir dangalak?'

İbn Haldun Üniversitesi Doç. Dr. Enis Doko, sosyal medya paylaşımında Fatih Altaylı'ya dünya çapında tanınmış Sümer ve Sümer dili uzmanı Samuel Noah Kramer'in 'Tarih Sümer’de Başlar' isimli kitabında Muazzez İlmiye Çığ'a “müze memuru” hitabında bulunduğunu hatırlattı. Enis Doko, 'O da mı yellenmiş bir dangalak?' diye sordu.

Kadın düşmanlığına kadar taşıdı

Toplumun 'kadın' hassasiyetini kullanmaya çalışarak, 'Bir kadın olarak başarılı olmasına mı kızıyorlar?, Bir kadın olarak eve kapatmaya çalıştıkları, yok etmeye çalıştıkları kadınlara kötü örnek olduğunu mu düşünüyorlar?' diyerek konuyu farklı bir yere taşıyıp izleyicileri manipüle etmeye çalıştı. Konunun 'kadın ya da 'erkek' olmadığı çok açıkken bu tarz yaklaşımı dikkatlerden kaçmadı.

Psikolojiye de el attı

İlmeye Çığ'ın 'Prof' olmadığını hatırlatanların psikolojilerinin bozuk olduğunu söyleyen Altaylı, ''Çocukluk dönemlerinde mutlaka bir şey yaşamışlar. Bunun başka izahı olamaz'' diyerek psikolojiye de el attı.

Akademik unvanı ve doktorası bulunmuyor

Muazzez İlmiye Çığ, bilindiği gibi "Sümerolog" değildi. Akademik ve unvanı ve doktorası bulunmuyor. Akademik anlamda da "Sümerolog" ya da "Hititolog" olmayan Muazzez İlmiye Çığ'ın uluslararası ciddi bir yayını da bulunmuyor. Öyle ki; Sümerler ile ilgili ilk çalışması, 74 yaşındayken History Begins At Sumer (Tarih Sümer'de Başlar) kitabını Türkçe'ye çevirmek oldu. Muazzez İlmiye Çığ'a "Fahri Doktora Unvanı"nın veriliş hikayesi ise oldukça ilginç.

28 Şubat'ın mimarlarından, dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, hiçbir akademik unvanı olmayan Muazzez İlmiye Çığ'a "Fahri Doktora Unvanı" verdi.

Siyasi mahkumları kobay olarak kullandılar

Muazzez İlmiye Çığ ile ilgili bir diğer skandal; CIA tarafından finanse edilen HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nın yönetim kurulu başkanı olmasıydı. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası zindanlardaki siyasi mahkumlar, vakıf tarafından kobay olarak kullanıldı.

1984 yılında, ülkedeki bütün cezaevleri siyasi mahkumlarla dolu durumdaydı. Metris cezaevinde bazı siyasi mahkumlar, iradeleri dışında tıbbi muayeneye götürülüyordu. Götürüldükleri yer, HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nın Gayrettepe'deki merkeziydi. Burada, siyasi mahkumlar üzerinde ABD'de piyasaya çıkacak olan bazı ilaçların denemesi yapıldı. Siyasi mahkumlar kobay olarak kullanıldı.

Başörtülü kadınlara skandal sözler

Muazzez İlmiye Çığ, aynı zamanda azılı bir başörtüsü düşmanı olarak tanınıyordu. Çığ, "Vatandaşlık Tepkilerim" adlı kitabında başörtülüler hakkında skandal ifadeler kullanmıştı. Çığ, kitabında "fahişe rahibe-başörtülü kadın" benzetmeleri yaparak büyük tepki çekmişti.

Kur'an kursları kapatılsın çağrısı

Öte yandan İlmiye Çığ, 2010 yılında katıldığı bir televizyon programında Kur'an kurslarının kapatılmasına yönelik çağrıda bulunmuştu.