Gastronomi turizmine festivallerin kelebek etkisi olur mu?

Türkçe karşılığına baktığımızda yemek şenliği anlamına gelen gastronomi festivalleri artık bir moda olmuş durumda. Yerel yönetimler bizzat bu tür organizasyonları omuzlayıp götürüyor. Bu işin temelinde ise yemek ve turizmi bir araya getirme amacı var.

Haber Merkezi Yeni Şafak
​Gastronomi turizmine festivallerin kelebek etkisi olur mu?

Muhammed Gümüş

Türkçe karşılığına baktığımızda yemek şenliği anlamına gelen gastronomi festivalleri artık bir moda olmuş durumda. Yerel yönetimler bizzat bu tür organizasyonları omuzlayıp götürüyor. Bu işin temelinde ise yemek ve turizmi bir araya getirme amacı var. Bu güzel çabalara diyecek bir şeyimiz olamaz. Benim muradım, ciddi ölçekte kaynak aktarılarak gerçekleştirilen bu organizasyonlardan acaba ne kadar maksimum faydanın sağlandığı ve sağlanacağı noktasında.

Yemek yarışmaları ve ünlü şeflerin bu yarışmalara iştiraki tam da kalabalıklarla bağın kuruldugu bir ‘şenlik’ halini almasını sağlaması açısından önemli bir unsur. Bu tür etkinliklerde konserlerin yer alması ise halkın katılımını artırmakla beraber konuyla çok ilgisi ve ilişkisi bulunmadığı için eleştirilebilir.

Benim naçizane tavsiyem şu yönde olacaktır. Hem şehrin iyi mekanlarının oluşmasını teşvik etmek ve desteklemek ve hem de o şehrin adıyla bilinen yemekleri öne çıkarmak, bunlara odaklanmak ve tanıtımları da bunların üzerinden yapmak gerekiyor. Yoksa şehrin farklı mutfağını öne çıkarmazsak o zaman festivalin de diğer festivallerden farkı olmayacaktır.

Takvim konusuna gelirsek festival tarihlerinin çakışıyor olması onca emeğin, kaynağın ve çabanın zayi olması, sekteye uğratılması, zayıflatılması demektir. Festival takvimlerinin ve konseptlerinin planlanması ve yurtdışında tanıtım desteği verilmesi konularında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na fazlasıyla iş düşüyor. Bu sayede festivallerin birbirinin kopyası olması ve birbirini baltalamasının önüne geçilmiş olacak.

Bu arada önemli bir hususa, yerellik ve yerlilik konusuna parmak basmak istiyorum. Bu etkinliklere isim seçerken bir defa daha düşünmeliyiz. Ne gastro ne de food ifadeleri yerliliği anlatıyor. Oysa bu etkinliklerin birçoğu geleneksel lezzetleri veya Osmanlı mutfağını öne çıkarmayı hedefliyor. Oluşturulmak istenen çerçeveye ters düşen bu durumu dikkatlerden kaçırmamalıyız. Bu yüzden yemek şenliği veya lezzet günleri gibi isimler tercih edilebilir.

Bu festivallere katılan gurmelerle konuştuğumuzda genel olarak olumlu ve iyimser bir yaklaşım içinde olduklarını gözlemledim. Bu organizasyonların daha başındayız. Her şeyin başlangıçta mükemmel olması beklenemez. Önemli olan yanlışı ve hatayı ayıklayıp en doğru ve faydalı neyse o doğrultuda kararlı adımlar atmak. Eğer yanlışın, eksiğin farkına varılır, doğru adımlarla yola devam edilirse gastronomide festivallerin kelebek etkisi yapacağına inancım tamdır.

Başlarken

Merak edenler için şuraya ufak bir not ekleyelim. Dostlarımızın, çevremizin ısrarı ve teşviki, Genel Yayın Yönetmenimiz Hüseyin Bey’in cesaretlendirmesi yazı hayatına başlamamızda etkili oldu. Bundan böyle her hafta lezzetlere ve zevklere dair yolculuğa çıkarken sizleri mütevazı soframıza buyur edeceğiz. Kıyıda köşede kalmış, hak ettiği ilgiyi ve değeri bulmamış, kaybolmaya yüz tutmuş, özgün ve farklı veya yeni tatları arayıp bulmaya, ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bağcıyı dövmeden, kimsenin ekmeğine yağ sürmeden, ancak etliye sütlüye karışmaktan da geri durmadan lezzetin peşinde olacağız. Siz sevgili okurların değerli katkılarını ve önerilerini bekliyorum.

GastroAntep Festivali coşkuyla başladı