İngiliz’in gözünden: İstanbul’un işgali

General Harington 1920-1922 yılları arasında İstanbul’un İşgal Orduları Başkumandanı görevindeyken Millî Mücadele’ye tanık oldu. Ülkesine döndükten sonra ise hatıralarını kaleme aldı. Harington, vefatından kısa süre önce kaleme aldığı hatıralarında Anadolu’daki Milli Mücadele’yi de anlatıyor.

R. Rüveyda Okumuş Yeni Şafak
General Harington.

O anki sahneyi gözlerimin önüne getiriyorum, o korkunç odayı; bir gaz lambasından başka bir şey yok. İsmet’in kurmayını görebiliyorum, benden gözlerini bir an evvel olsun ayırmıyor. Odanın bir yanında ileri geri volta atarak o bölgeyi almak zorunda olduğumu ve aksini kabul etmeyeceğimi söylüyorum. İsmet ise odanın öte kenarını aşağı yukarı yürüyerek kabul edemeyeceğini söylüyor. Derken bir anda şöyle diyor: “J’accapte- Kabul.” Hayatımda hiç bu denli şaşırmamıştım.”

Bu sözler, İngilizlerin İstanbul’da bulundurdukları İşgal Başkomutanı General Harrington’a ait. Mudanya görüşmeleri sırasında yaşananları anlatırken Harrington’un sarfettiği bu sözler, Yunanları büyük bir mağlubiyete uğratan Türk ordusu ve Ankara Hükümeti temsilcileri karşısında ürkek tavrını yansıtıyor.

TBMM hükümetini Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa, Birleşik Krallık’ı General Harington, Fransa’yı General Charpy ve İtalya’yı General Mombelli’nin temsil ettiği Mudanya görüşmelerinde zaman zaman gergin anlar yaşanmış hatta görüşmelerin kesintiye uğraması gündeme gelmiştir. Böylesine gergin bir ortamı Harrigton’un yukarıdaki sözlerinden daha iyi ne anlatabilirdi!

Mudanya Konferansı 3 Ekim 1922’de başlamıştı ve Türkiye’nin karşısında ilk defa Yunanlar değil İtilaf devletleri ve onları temsil eden generaller bulunmaktaydı. Konferans çeşitli pazarlıklara sahne olsa da 11 Ekim’de imzalandığında Türkiye, derin bir nefes almış ve kendisine yıllardır dayatılan Sevr’i kabul etmemek için verdiği mücadelenin ilk meyvelerini toplamıştı.

Cumhuriyet’in 100. yılına hazırlandığımız şu günlerde, General Harington’un Millî Mücadele tarihine ışık tutan ve yıllarca tarihçiler tarafından İngilizcesi kullanılan hatıratı (Tim Harington Looks Back) ilk defa tam metin olarak Türkçe yayımlandı. Mudanya görüşmeleri de dahil olmak üzere Millî Mücadele ve İstanbul’un işgal dönemiyle ilgili pek çok konuyu Harrington’un bakış açısıyla okuyabileceğiniz bu kitap, hiç şüphe yok ki yakın tarihimize ışık tutuyor.

MİLLİ MÜCADELE’YE TANIK OLDU

İngiltere’nin Chichester şehrinde 1872 yılında dünyaya gelen Charles Harington, Sandhurst Kraliyet Harp Akademisi’nde gösterdiği üstün başarılarıyla kısa süre içerisinde adından söz ettirmeyi başardı. Teğmen rütbesiyle orduya katılarak 1899 yılı sonlarına doğru Güney Afrika’da İkinci Boer Savaşı’na katıldı ve İrlanda’da görev yaptı.

Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte cepheye giden Harington, İkinci Ordu’yla birlikte Ypres ve Flanders’te çarpıştı. Ateşkes antlaşmalarının imzalanışının ardından ise İmparatorluk Genelkurmay Başkan Yardımcılığı görevine geldi. 1920’de İstanbul İşgal Orduları Komutanı olarak atandı. İstanbul’un işgal süreci Mondros Ateşkes Antlaşması’yla başladı ve Sevr Antlaşması’nın ardından da Charles Harington, Müttefik İşgal Orduları Başkumandanı olarak General George Milne’nin yerine görevlendirildi. 1920-1922 yılları arasında İstanbul’un İşgal Orduları Başkumandanı görevindeyken Millî Mücadele’ye tanık oldu.

Millî Mücadele’nin zafere ulaşmasının ardından Britanya’ya dönen Harington 1938’de emekliye ayrıldı. General Harington (1872-1940) ölümünden kısa bir süre önce yazdığı anılarında askerlik yaşamı ve görev yaptığı bölgeleri anlatırken Britanya İmparatorluğu’nun hem sivil hem de askeri durumuna, işgal sırasında İstanbul ve Anadolu’daki gelişmelerle İngilizlerin Millî Mücadele hakkındaki tutumunu anlatmıştır.

Millî Mücadele’ye yakından şahit olan General Harington, İtilaf Devletleri’nin Türkiye’deki en yetkili ismi olmasıyla anlattığı hadiseler ve yaptığı yorumların önemini daha da artırıyor. Bir asker gözüyle yazdığı şu satırlar oldukça ilgi çekici:

“Bu sıralarda Yunanlılar hücuma geçti ve biraz başarı kazandılar. O başarıyla yetinselerdi işler çok farklı olurdu ancak başlangıçtaki bu zafer onları öyle coşturdu ki savaştan haberi olmayan, ancak, ‘Ankara’ya doğru’ savaş çığlıkları atan kurmayıyla Kral geldi ve sonrasında gayet yetersiz hazırlıkla, nizamsız ve vahşice atıldılar. Bu durum, gerçek bir asker olan ve onları Sakarya Nehri’nde kati suretle durduran Mustafa Kemal’in kalbindeki ateşi yakmış olmalı.”

İstanbul’un İşgal Orduları Başkomutanlığı esnasında Charles Harington işgal İstanbul’u, Sultan Vahdeddin’in İstanbul’dan ayrılarak yurtdışına çıkması, Mudanya mütarekesi, İsmet Paşa ile temasları, müttefik işgal ordularının İstanbul’u terki gibi Türk tarihinin önemli hadiselerine tanıklık etmiştir.


Göçmenlerin evi İstanbul: İstanbul kimin evi?