Üzerinden geçen 48 yılın ardından Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Türkleri için adada varoluş ve özgürlüğün günü olarak tarihe geçti. Kıbrıs’ta Türklerin uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak ve Ada’ya barışı getirmek amacıyla TSK tarafından 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’nın gazileri, “Güçlü bir Türkiye bizim güvencemizdir.” dedi.
YAŞANAN ACI GÜNLERİANLATMAK ÇOK ZOR
Harekat döneminde 2300 nüfuslu 4 köyün komutanlığını yapan Gazi İsmail Bozkurt, “Gözetimimde olan 411 askerim vardı, sadece 100 tanesinin eline silah ve av tüfeği veriyorduk. Kadını erkeği yaşlısı genci herkes cephedeydi. Bir erkek mevzide çarpışırken 20 metre ötede eşi askerlere yemek getiriyor ve cephaneye kaya parçaları taşıyorlardı. Çocuklar gündüz okulda, akşam mevzideydi. Kıbrıs’ta yaşanan acı günleri anlatmak çok zor.” ifadelerini kulandı.
TÜRKİYE ANA VATANIMIZ
Barış Harekatı’ndan önce Rumların Türklere yönelik katliamlar gerçekleştirdiğini ifade eden Bozkurt, “Bazı köylerde bütün insanları katlediyor, kaçırıyor ve vahşice öldürüyorlardı. Ama Türkiye’nin bir gün bizi kurtaracağına olan inancımız tamdı. 20 Temmuz 1974 günü geldiğinde, hem cephede hem halkın içinde bayram havası vardı. Halk, Türk ordusunu büyük bir coşkuyla karşıladı. Özgürleşmenin ayak seslerini duyuyorduk, bu çok müthiş bir duyguydu. Bugün Kıbrıs’ta bir Türk varlığı varsa bu büyük bir mücadelenin eseridir. Türkiye bizim ana vatanımızdır” dedi. Muratağa-Atlılar-Sandallar Şehitlerini Yaşatma Derneği başkanlığı yapan gazi Ahmet Aşır ise, 1971’de “mücahit” olduğunu ve 1974’e kadar Mağusa Kalesinde bu görevini sürdürdüğünü söyledi.
İÇİMİZE GÜVEN DUYGUSU DOLMUŞTU
- Cephedeyken Muratağa köyünde ailesinden haber alamadığını söyleyen Aşır sözlerine şöyle devam etti: “Cephede savunmamızı yaptıktan sonra 2 Eylül 1974’te köyüme gittiğimde dünyam başıma yıkılmıştı. Annem babaannem, 6 kardeşim olmak üzere ailemden yaklaşık 35 kişiyi şehit verdim. Köyün tamamında 126 çocuk ve kadını yakıp katliam çukurlarına gömdüler. Bütün dünyanın gözü önünde katliam çukuru açıldı. Türk ordusu buraya geldiğinde sanki Kıbrıs’ın genelinde bir bayram havası vardı. İçimize sevinç, mutluluk, güven duygusu dolmuştu. Çocuklar kadınlar dışarı çıkıp heyecanla Türk ordusunu karşıladı. Eğer Barış Harekatı olmasaydı bugün Kıbrıs’ta Türk olmayacaktı. Güçlü bir Türkiye bizim güvencemizdir. Türkiye’nin her daim güçlenmesini istiyoruz.”
Bayrak yürüyüşü
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları kapsamında “Bayrak Yürüyüşü” düzenlendi. Okçular Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü (YEE) iş birliğiyle başkent Lefkoşa’da gerçekleştirilen yürüyüşe, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız, YEE Başkan Yardımcısı Kutalmış Yalçın, sporcular ve KKTC’li vatandaşlar katıldı. Cumhurbaşkanı Tatar, yürüyüşün ardından yaptığı konuşmada, yürüyüşe katılanlara teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Tatar, yeni siyaset olarak “Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devletli çözüm modelini” savunduklarını, Türkiye’nin de bu siyaseti desteklediğini kaydetti.
Kaçacak delik aradılar
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. yıl dönümüne özel üç serilik video hazırladı. Bakanlığın sosyal medya hesabından paylaşılan videolarda, Kıbrıs Adası’nın tarihi, Rumların Ada’daki Türklere yönelik gerçekleştirdiği zulümler, harekata giden süreç ve 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nce yürütülen Kıbrıs Barış Harekatı’nın detayları anlatıldı. Paylaşımda, “Kıbrıs Türkü’ne yönelik vahşice katliamlar yapan Rum terör örgütü EOKA, ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ diyen Mehmetçik karşısında kaçacak delik aramıştır.” ifadesine de yer verildi.
Kıbrıs ikinci Girit olabilirdi
Barış Harekatı’nın 47. yıl dönümü: Artık Kuzey-Güney yok ‘Kıbrıs Türkü’ var