Pazar günlerine fazla mı anlam yükledik? Belki de bugün sadece haftanın diğer günlerinin getirdiği alışkanlıkları yapamadığımız için biraz şaşkınızdır. Kimimiz bu şaşkınlığı gezerek kimimiz de evde atlatıyordur. Pazar günleri de çalışan insanlar için durum daha da farklı olabilir. Müzisyen Meriç Dönük onlardan biri. Mesleği gereği hafta içi ve hafta sonları arasında onun için çok bir fark yok. Ama kendisinin her günün, anın içinde olmak da hoşuna gidiyor. Dönük, pazarları anlatırken, şunları söylüyor: “Çocuklu bir yaşantı pazar günlerini haftaya hazırlanmak, özellikle büyük şehirlerde hızla akan gündelik yaşantıyı kolaylaştırmak adına fiziksel olarak çaba sarf edilen, akabinde de sefası sürülen, anahtar bir gün haline getiriyor benim için. Bir nevi alt yapı çalışması günü diyebilirim. Bununla beraber çocukluğumda görüp biriktirdiklerimden kalma bir başka anlamı da vardır pazar gününün: O güne mahsus hazırlanan, bir çocuğu mutlu edebilecek türden farklı ama mütevazi, her daim çocukluk hatıralarınızın simgesi kalacak, gülümseyerek hatırlanan türden bir yiyecek.”
SADECE BUGÜNE MAHSUS BİR SIKINTI YOK
Her ne olursa olsun pazar günlerinin diğer günlerden farklı bir ruhu olduğunu söylemek çok zor değil. Bunun yanında yine diğer günlere göre çok daha fazla imkâna sahip olduğu da ortada. Meriç de buna katılıyor gibi… Yaşadığımız her günün bir başkasının hayatına dokunabilme imkânı verdiğini söyleyen Dönük, “Kendimizi hâlâ tabiatın bir parçası olarak düşünürsek, insan da diğer canlılar gibi kendisi için değil, başkası için var. Böyle olabildiğinde yaşam çok güzel, anlamlı ve bereketli. Buradan bakınca da belirli bir güne mahsus bir sıkıntı göremiyorum” ifadelerini kullanıyor.
Sanatçıya, bugün izlediğiniz özel bir film var mı diye soruyoruz e bol bol öneri alıyoruz. Geçmiş dönem filmlerini çok severim, diyor Dönük. Günün akışına göre değişkenlik gösterse de pazarları farklı bir kültür, coğrafyaya ait bir film de, Türk sinemasından bir örnek de izleyebileceğini söylüyor. Dikkatini çeken yönetmenler arasında Atıf Yılmaz, Yavuz Turgul, Federico Fellini, Pedro Almadovar, Mecid Mecidi, Nuri Bilge Ceylan var. Favori pazar filmi ise Atıf Yılmaz’ın Ah Güzel İstanbul’u.
Sanatçıya bugünlerde Fuzuli Divanı ve Doğan Cüceloğlu okumak iyi geliyormuş. Pazar günleri görüştüğünüz arkadaşlarınız var mı, diye sorunca kıymetli arkadaşlarını anmaya başlıyor: “Çok geniş bir sosyal çevrem yoktur ama sayıca az, gönlü bol, çok kıymetli dostlarım var. Belirli bir günü yok ama ihtiyaç hissettiğimde onları görebileceğimi bilmek, varlıklarını hep hissedebilmek büyük bir nimet.”
ARKEOLOJİ MÜZESİ’NİN BAHÇESİNDE DİNLENMEK
Peki pazarları da çalışma ihtimali olan biri, boş bir pazar gününde ne yapar? Evde mi olur, dışarda mı? Dönük bu sorumuz karşısında önce İstanbul’un kalabalığından dem vuruyor, sonra da seçenekleri sıralıyor: “İstanbul hafta sonları dış mekânlarda tabii olarak kalabalık toplulukların olduğu bir şehir. Bu sebeple çalışma koşullarım da buna müsaade ettiği için hafta içi dışarıda, hafta sonu mümkün olduğunca ev veya mahalle içinde olmaya çalışıyorum. Boşluk bulabildiğim vakitler Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde dinlenmek hoşuma gidiyor.”
Başta da söyledği gibi Dönük, pazarları çalışıyor ve bundan da gayet memnun. “Çalışmanın, üretmenin ve ara vermenin benim açımdan belirli bir zamanı olmadığı için evet, pazar günleri de kendime ve çalışma alanıma ayırabilecek yeterli dikkatim ve zamanım olduğunu ön gördüğümde çalışırım” diyor. Ancak kendisinin pazar günlerinin nasıl bir tip olacağına dair bir fikri yok, pazarları bu açıdan tanımlayamadığını söylüyor.
Büyük bir şairi okumak pazar adetimdir