Kariye Camii’nin tarihi

Kariye (Chora) Kilisesi, 6. yüzyıla kadar giden bir geçmişe sahiptir. Günümüze ulaşmış hali, Osmanlı döneminde ve 20. yüzyılın ikinci yarısında geçirdiği onarımların sonucudur. Uzun yıllar kilise olarak kullanılan yapı, II. Beyazid döneminde Sadrazam Hadım Ali Paşa (Atik Ali Paşa) tarafından camiye çevrildi. 1948 yılında da dönemin Müzeler İdaresine bağlanarak müze haline getirilen Kariye, 1 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden cami oldu. Kariye Camii ne zaman kim yaptı? Kariye Camii mimari özellikleri neler?

Kariye Camii

Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan ve 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle cami statüsüne çevrilen İstanbul'daki Kariye Camii, restorasyon çalışmalarının ardından yarın ibadete açılacak.

Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu yapılan 201 eserin toplu açılış töreni, yarın Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımı beklenen ve Vakıf Haftası kutlama programı kapsamında düzenlenecek törende, söz konusu eserlerden 33'ünün açılacağı İstanbul'daki Kariye Camii'ne de canlı bağlanılacak. İnşasının ardından uzun yıllar kilise olarak kullanılan yapı, II. Beyazid döneminde Sadrazam Hadım Ali Paşa (Atik Ali Paşa) tarafından camiye çevrildi.

1948 yılında da dönemin Müzeler İdaresine bağlanarak müze haline getirilen Kariye, 1 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden cami oldu. Bu kararın ardından restorasyonuna başlanan camideki çalışmalar 4 yıl sonra tamamlandı.

Kariye Camii’nin tarihi

Kariye Camii’nin tarihi yolculuğundaki serüveni incelendiğinde, geçmişi bugünlere taşıyan ne denli önemli bir rehber olduğunu görmek mümkündür.

Sanatsal ve tarihi özellikleriyle İstanbul’un sembol anıtlarından biri olan ve Fatih’in Edirnekapı semtinde yer alan Kariye, 6. yüzyıla kadar uzanan bir tarihi geçmişe sahip. D.Roma döneminde saray kilisesi ve şapel olarak kullanılan Kariye Camii, tarihe meydan okurcasına ayakta durmayı başarmış nadide yapılar arasındadır. Çok katmanlı yapısı ile İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğinin bir parçası olan Kariye, mimari üslubu, mekan tasarımı, boyutları, mozaik, fresk gibi bezeme öğeleri ve çeşitli dönem ekleriyle eşsiz bir tarihi belge niteliği taşımaktadır. Sadece İstanbul’daki değil son dönem D.Roma sanatının, tüm dünyadaki en zengin ve ayakta kalabilen, örneklerinden birini teşkil etmektedir.

‍Yapının isminin neden Kariye olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber yaygın iki görüş vardır. Bu iki görüşte temelde Kariye kelimesine verilen anlamların yapı ile uyumlu olmasıyla ilgilidir.

İlk görüş kelimeye yüklenen mistik anlamın mâbed’in “Soteros” yani kurtarıcı Îsâ’ya adanması bir tutarlılık göstermesine dayanıyor. Khora sıfatı her türlü çerçeveyi aşan bir âlemi belirtmektedir. O dönemde Tanrı’nın sınırsızlığını ifade eden tarifler Îsâ ile Meryem’e de yakıştırılmıştır. Bu sebeple yapının içindeki İsâ ve Meryem’i tasvir eden mozaiklerin her ikisinde de İsâ ve Meryem’in adları ile birlikte “Khora” kelimesi yazılmıştır.

Diğer görüş yapıya Konstantin surlarının dışında yer aldığından dolayı “Khora” adının verildiğidir. Khora kelime olarak bir yerleşim yerinin dışını, taşrayı ifade etmektedir. Türkçe de “köy” anlamındaki karyeden gelen kariye de bir bakıma bunun tercümesidir. Yapı beşinci yüzyılda Theodosius surlarının yapılmasına kadar kent duvarlarının dışındaydı.

Kariye Camii'nin müze ve müze deposu olarak kullanılmasına yönelik 2 Ağustos 1945 tarihli 2 Ağustos 1945 tarihi Bakanlar Kurulu Kararı 2019 yılında Danıştay tarafından iptal edildi. Danıştay, kararında "Devlet, vakıfları muhafaza edebilir, onlara müdahale edemez," demektedir. Yapı, 21 Ağustos 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiş ve ibadete açıldığı belirtilmişse de açılışına saatler kala restorasyona alındı. Mayıs 2024'e kadar restorasyonu devam etti. Son olarak 6 Mayıs 2024 itibarıyla caminin ibadete açılması kararlaştırıldı.

Kariye Mimari Özellikleri

Kariye Camii, tipik bir Bizans yapısıdır. Dışarıdan tuğla duvarlarıyla oldukça sade görünmekle birlikte içi en süslü kiliselerden biridir. Güney cephede uzanan dar uzun tek nefli bir şapel olan "pareklezyon" bir bodrum üzerine yapılmıştır. Üstü kısmen kubbe, diğer kısımları tonozla örtülüdür. Tek apsisi vardır. Bütün batı cephesi boyunca uzanan dış narteks bugünkü cepheyi oluşturur. Yapının orta mekanını örten kubbe yüksek kasnaklıdır. Osmanlı döneminde onarım görmüştür ve ahşaptır. Dış cephelerde yuvarlak kemerler, yarım payeler, nişler ve taş tuğla örgü sıraları ile plastik ve hareketli bir görünüm sağlanmıştır. Doğu cephesi dışa taşkın apsislerle bitmektedir. Orta apsis dıştan yarım kemerli bir "payanda" ile desteklenmiştir. Bu payanda, gotik mimarlıkta yaygın olarak kullanılan bir destek ögesidir. Haç tonozları, yük etkisiyle sütun, paye gibi taşıyıcı destekleri iterek yıkılmalarını önleme amaçlıdır. Yarım kemer biçimlidir, dıştan destek sağlar.

Esas ibadet mekanı işlevini gören "naos", yapının merkezinde yer alır. Naos pandantifler ile geçilen bir kubbeyle örtülüdür. Naosun doğu uzantısı, "sunak masası"nın yer aldığı "bema" ya da kutsal mekandır. Bema'nın iki yanında pastoforium odası yer alır. Şükran ayininin hazırlandığı kuzey şapel "prothesis", giyinme odası olarak kullanılmış güney şapel "diakonikon" olarak adlandırılır. 14. yüzyıldan itibaren "diakonikon" özel şapel işlevi görmüştür.

İki katlı kuzey ek bölüm naosa birleşir. Geçiş niteliğindeki alt katı giyinme odası olarak kullanılmış olabilir. Manastır kütüphanesini barındıran ve naosa bir pencere ile açılan üst katı büyük olasılıkla kurucunun çalışma mekanıdır.

Batıda, mozaiklerle süslü iki geniş narteks yer almaktadır. Özgün planında güneybatı köşesinde bir çan kulesinin yer aldığı dış "narteks", kapının bulunduğu revaklı cephesi ile dışa açılır. Nartekslerde mozaikler, mermer kaplamalar ve kabartmalar görünmektedir. Ek şapel konumundaki "pareklezyon" mezar şapeli işlevini görmüştür. Buradaki fresklerin hemen hemen tümü korunmuştur. "Pareklezyon"la "naos" arasında, tamamlanmamış depo ve muhtemelen keşiş odası olarak kullanılan özel bölümü bağlayan geçit bulunmaktadır. Özel bölüm "naos"a bir pencere ile açılmaktadır.

GÜNDEM
Kariye Ayasofya modeliyle açılıyor