|

Kafkasya’nın üç incisi

Savaşlarla, istilalarla ve çetin coğrafi şartlarıyla anılan Kafkasya, kültürel ve tarihî açıdan büyük bir zenginliğe sahip. Özellikle Derbent, Bakü ve Gence şehirleri, saklı birer hazine gibi...

Haber Merkezi
01:18 - 4/10/2021 Pazartesi
Güncelleme: 01:24 - 4/10/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Derbent
Derbent

Tarih boyunca yaşanan yıkıcı savaşlarla, düşman istilalarıyla ve baş edilmesi güç doğal şartlarıyla akıllara kazınan Kafkasya, aslında gözlerden uzak kültürel zenginliklere de ev sahipliği yapıyor. Çok çeşitli ırkların, milletlerin, dinlerin ve mezheplerin iç içe geçtiği bölgede, uluslararası güçlerin bilek güreşi de bir yandan devam ediyor. Bulunduğu konum gereği doğu ile batı arasında köprü vazifesi gören Kafkaslar, bu durumun hem avantajlarını hem de dezavantajlarını bir arada yaşıyor.

İşte Kafkasya’nın kültürel ve tarihî zenginliğinin canlı birer örneğini temsil eden Derbent, Bakü ve Gence şehirlerine dair bazı satır başları:

KAPILARIN KAPISI

Günümüzde Rusya Federasyonu içindeki cumhuriyetlerden Dağıstan’a bağlı olan Derbent, 652’de Müslüman Arap fatihler tarafından İslâm topraklarına dâhil edildi. Konumundan dolayı burada “Bâb el Ebvâb” (Kapıların kapısı) ismini veren Araplar, sonraki süreçte Asya’ya fetih akınları sırasında Derbent’i aktif bir üs olarak kullandı. Şehirde inşa edilen cuma camii dinî ve kültürel bir merkeze dönüşürken, burada yüzyıllar boyunca hep önemli bir Müslüman nüfus bulundu. Şehrin ilk fatihlerinin kabirleri, bugün de halk tarafından yoğun biçimde ziyaret ediliyor.

RÜZGÂRLAR ŞEHRİ

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün isminin Farsça “Bâd-ı Kübra” (Güçlü rüzgâr) tamlamasından kısaltıldığı düşünülüyor. Şehrin dört mevsim sürekli rüzgârlı oluşu da, bunun günümüzdeki kanıtı durumunda. Bakü’de tarihî kısım “İçeri Şehir” adıyla biliniyor. Burada 799-1607 arasında Azerbaycan yöresini yöneten Şirvanşahlar hanedanının sarayını ve diğer eserlerini görmek mümkün. İçeri Şehir, çok iyi korunmuş mimarisiyle, Bakü’de adeta bir açık hava müzesi.


NİZÂMÎ’NİN YURDU

Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri olan Gence, yüzyıllara uzanan geçmişiyle, Kafkasya’nın geçirdiği bütün dönüşümlerin canlı şahidi. Günümüzdeki mimari manzarasını Safeviler döneminde kazanan Gence’nin simgesi ise, Fars edebiyatında “hamse” türünün kurucusu sayılan Nizâmî (ö. 1214). Türk bir baba ile Kürt bir annenin oğlu olan Nizâmî’nin Fars edebiyatıyla tarihe geçmesi, bölgenin kültürel çeşitliliğinin de dikkat çekici bir göstergesi konumunda.


HERKESİN GÖZÜ BURADA

Stratejik konumu ve doğal kaynaklara erişimin kolaylığı nedeniyle, Kafkasya uluslararası oyuncuların hepsinin gözüne kestirdiği bir bölge. Rusya ve İran başta olmak üzere birçok ülke, Kafkaslar’ın her noktasında tesirini artırmak için kıyasıya bir mücadele veriyor.

#Derbent
#Bakü
#Gence
#Kafkasya
3 yıl önce