|

Eşitsizliklerle mücadelede eğitim politikalarının önemi

Eğitimin temel bir hak olmasıyla, her bireyin eğitime erişimi, eğitimin her kademesinde ayrım yapılmaksızın eşit asgari standartların herkes için geçerli olması amaçlanmaktadır. Kişinin mensubu olduğu sosyal sınıf veya bireysel özelliklerinden dolayı temel hakkı olan eğitimden mahrum olması veya yeteri kadar istifade edememesi eğitim eşitsizliklerini doğurmaktadır.

00:00 - 25/01/2022 Salı
Güncelleme: 22:37 - 24/01/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Asuman Canıdemir Yamlı

Öğretmen-Eğitim Sosyoloğu

Eğitimin insan yaşamındaki içkin doğası onun psikolojik, felsefi, toplumsal ve politikadan etkilenen bir süreç olmasıyla ilişkilidir. Eğitim aracılığıyla bireylerin kabiliyet ve yeteneklerinin keşfedilmesi, toplumsal hareketliliğin sağlanması, yoksulluğun ortadan kaldırılması, eşitsizliklerin giderilmesi ya da en azından azaltılması, ülkelerin anayasalarında ve uluslararası sözleşmelerde, eğitimin temel insan hakkı olarak ele alınmasında etkili olmuştur.

İNSAN OLMANIN GETİRMİŞ OLDUĞU TEMEL HAK

Eğitimin temel bir hak olmasıyla, her bireyin eğitime erişimi, eğitimin her kademesinde ayrım yapılmaksızın eşit asgari standartların herkes için geçerli olması amaçlanmaktadır. Kişinin mensubu olduğu sosyal sınıf veya bireysel özelliklerinden dolayı temel hakkı olan eğitimden mahrum olması veya yeteri kadar istifade edememesi eğitim eşitsizliklerini doğurmaktadır. Eğitimde eşitsizlik tartışmalarının daha çok fırsat eşitliği kapsamında ele alındığı görülmektedir. Fırsat eşitliğini farklı özelliklere ve farklı toplumsal sınıflara mensup olsalar da kişilerin kaynak ve imkânlara ulaşma, bunlardan istifade etme noktasında eşit fırsatlara sahip olmaları şeklinde tanımlanmak mümkündür.

Milli Eğitim Sistemi için yapısal kararlar almak üzere yedi yıl aradan sonra toplanan 20. Millî Eğitim Şûrası’nda ele alınan üç ana başlıktan birinin “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği” olması Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği ve eğitsel eşitsizlik tartışmalarını bir kez daha gündeme getirmiştir. Türkiye’de eğitimde eşitsizlik sebepleri; tezahür alanları ve çözüm önerileri şeklinde birçok veçhesiyle ele alınmaya müsait bir konu olmakla beraber bu yazımda Milli Eğitim Şurası temelinde ülkemizde neden eğitim eşitsizliklerinin tartışılıyor olduğuna dikkat çekmek istedim.

ALINAN KARARLAR MUTLAKA HAYATA GEÇMELİ

Milli Eğitim Şurası’nda bu konunun ele alınması mevcut eğitsel eşitsizliklerin giderilmesi noktasında önemli bir farkındalık oluşturmaktadır. Öte taraftan bu olumlu yaklaşım aynı zamanda tarihsel süreç içerisinde eksik kalan neydi ki bugün hala eğitim eşitsizliklerini konuşuyoruz sorusunu da bünyesinde barındırmaktadır. Bug ün pandemi sürecinde varlığını derinden hissettiren dijital eşitsizlik gibi zaman içinde yeni eşitsizlik alanlarının oluşabilmesi eşitsizliklerin gündemde kalmasına sebep olan faktörler arasında sayılabilir.

Burada tespit edilen dezavantajlı alanların ıslâhı için sunulan çözüm önerilerinin, eğitim politikası geliştirmek için moral ve yasal bir dayanak oluşturacağı görülmektedir. Bu anlamda alınan kararların hayata geçirilmesi sistemde kalıcı ve yapısal çözümler oluşturabilmek açısından önem arz etmektedir. Geçmiş yıllara kıyasla kız çocuklarının okullaşma oranlarında ciddi bir artışın olduğu görülmektedir ki bu örnek bize dezavantajlı alanlarla ilgili alınan kararların yasal dayanaklar ile hayata geçirildiği takdirde ne denli olumlu sonuçlar verebileceğini göstermektedir.

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ, BÜTÜNCÜL YAKLAŞIMLA SAĞLANIR

20. Milli Eğitim Şurası sonucunda alınan kararlar arasında okullarda ücretsiz öğle yemeği veya beslenme desteğinin sağlanması başarıyı arttırıcı bir faktör olarak sağlıklı beslenme bağlamında hayata geçirilmesi elzem başlıklar arasında yer almaktadır. Bununla beraber eğitim öğretim hizmetlerinin daha etkili sürdürülmesi için her okulun ihtiyaçlarının karşılanmasında dezavantajlı okullar öncelenerek okula özgü esnek bütçe sağlanması, tüm öğrencilere ders kitaplarının yanında yardımcı kaynaklar ve tamamlayıcı materyallerin ücretsiz olarak verilmesi gibi eğitimin niteliğini arttırıcı kararların yer aldığı görülmektedir. Ayrıca şartlı eğitim yardımlarının miktarının artırılması, öğrencilere bilgisayar ve tablet vb. teknolojik aletlerde vergi indiriminin sağlanması ihtiyacı olan öğrencilere araç gereç ve teknik bakım onarım desteği sağlanması eğitime erişimi arttırmaya yönelik alınan kararlar olarak dikkat çekmektedir.

Ayrıca oluşturulacak eğitim politikalarında fırsat ve imkân eşitliği konusunun eğitimin tüm paydaşları dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi, karşılaşması muhtemel istikrarsızlıkların önüne geçmede fayda sağlayacaktır. Kendisine akademik bağlamda rehberlik edebilecek ebeveynlerden yoksun olan öğrencilerin geleceğe dair plan yapamamaları, onların sürecin önemini fark edememelerine ve eğitim hayatına dair sorumsuz davranmalarına neden olabilmektedir. Temel eğitimden başlamak üzere öğrencilere akademik bilincin oluşması için zihinlerinde geleceğe dair bilişsel şemaların oluşmasını sağlayacak planlamaların yapılması öğrencilerin eğitim aidiyetlerinin oluşmasına katkı sağlayacaktır.

Sonuçtan ziyade süreci hedefleyen bir ölçme değerlendirme sistemi ve eğitim eksiklerinin telafi edilerek bir sonraki kademeye geçişin sağlanması, sınıf geçme şartlarının yeniden ele alınması ve gerekli asgari niteliklerin her öğrenciye kazandırılması hem niteliğin hem de eşitliğin sağlanmasında faydalı olacaktır. Türkiye’nin ihtiyacı olan eğitimde eşitlik daha nitelikli bir eğitimin tüm ülkeye ve kesimlere sağlanmasından geçmektedir.

Sonuç olarak ülke genelinde bölge, cinsiyet, okul, ailenin ekonomik ve kültürel sermayesi gibi ayrımlardan etkilenmeden her öğrenciye fırsat eşitliği sağlamak ve eğitim eşitsizliklerini gidermede kalıcı bir iyilik hali oluşturabilmenin yolu Milli Eğitim Şura kararları başta olmak üzere bu alanda yapılan akademik çalışma sonuçlarını da dikkate alınarak üretilecek olan eğitim politikalarının hayata geçirilmesinde yatmaktadır.

#Milli Eğitim Şurası
#eğitim
#eşitsizlik
#pandemi
2 yıl önce