|

SAMP/T ve Türkiye-Avrupa ilişkileri

Geçen hafta yapılan olağanüstü NATO zirvesinin ardından Türk, Fransız ve İtalyan liderler tarafından yapılan açıklamalarda Fransa ve İtalya’nın birlikte ürettiği SAMP/T hava savunma sistemi projesine Türkiye’nin dahil edilmesine yönelik çalışmaların hızlanacağı duyuruldu.

00:00 - 5/04/2022 Salı
Güncelleme: 18:25 - 4/04/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
SAMP/T
SAMP/T
Hacı Mehmet Boyraz /
Araştırmacı - SETA

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş devam ederken bir süredir tansiyonun yüksek olduğu Türkiye-Avrupa ilişkilerinde pozitif gündem oluşturmaya namzet yeni bir gelişme yaşanıyor. Geçen hafta yapılan olağanüstü NATO zirvesinin ardından Türk, Fransız ve İtalyan liderler tarafından yapılan açıklamalarda Fransa ve İtalya’nın birlikte ürettiği SAMP/T hava savunma sistemi projesine Türkiye’nin dahil edilmesine yönelik çalışmaların hızlanacağı duyuruldu. Esasen bu iş birliğiyle ilgili üç ülke 2017’de mutabık kalmış fakat sonrasında yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle muhtemel iş birliği gerçekleşememişti. Ancak Rusya-Ukrayna savaşıyla değişen jeopolitik ortamda Türkiye’nin güçlenen pozisyonu, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yumuşamayı beraberinde getirdi. Normalleşen Türkiye-Avrupa ilişkilerinin bir sonucu olarak da Türkiye’nin Franko-İtalyan ortaklığındaki bu projeye dahil olabileceğine yönelik tartışma yeniden gündeme geldi.

ÜÇLÜ İŞ BİRLİĞİ

Sürecin bu noktaya nasıl geldiğini doğru anlamlandırabilmek için SAMP/T projesi ve bu projenin Türkiye’ye bakan yönlerini bilmek gerekiyor. Bu bağlamda öncelikle belirtmek gerekir ki “Avrupa’nın füzesi” olarak da bilinen SAMP/T, teknik olarak orta ve uzun menzilli bir balistik hava savunma sistemidir. Fransız MBDA ve İtalyan Thales firmalarının oluşturduğu EUROSAM konsorsiyumu tarafından üretilen SAMP/T’nin Türkiye’ye bakan yönüne gelince esasen Türkiye ile Batı arasında siyasi gerilim başlamadan hemen önce Fransa, İtalya ve Türkiye arasında 2017’de bir mutabakat imzalandığını belirtmek lazım. Mevzubahis mutabakatla üç ülke NATO sistemlerine uyumlu SAMP/T’yi birlikte üretme yönünde iyi niyet beyanında bulundu. Daha sonra taraflar arasındaki teknik görüşmeler neticesinde 2018’in başında EUROSAM’ın Savunma Sanayii Başkanlığı, ASELSAN ve ROKETSAN’la birlikte çalışması kararlaştırıldı.

Türkiye’nin yerli savunma sanayiini derinleştirmeye çalıştığı bir süreçte yaşanan bu olumlu gelişme, hem Türkiye’nin “know-how” kapasitesini geliştirebileceği hem de taraflar arasındaki savunma eksenli bağları güçlendirebileceği için olumlu karşılandı. Ancak bunun devamı gelmedi. Bunun en önemli sebebi 2017 ve sonrasında Türkiye ile taraflar arasında yaşanan siyasi sorunlarla ilgilidir. Kendi ulusal güvenliğini teminat altına almak için ısrarla talep ettiği Patriot hava savunma sistemini alamayan Türkiye, bu şartlar altında yeni bir arayış içine girmiş ve Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi temin etmiştir. Ancak ABD’nin ve Avrupa’nın kendi jeopolitik kaygıları nedeniyle bu gelişmeye karşı çıkmaları sonucu Türkiye, haksız yere F-35 savaş uçağı ve SAMP/T hava savunma sistemi gibi birçok uluslararası savunma sanayii projesinin dışında bırakılmıştır. Buna Türkiye’nin İtalya’yla Doğu Akdeniz; Fransa ile Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’da karşı karşıya gelmesi eklenince SAMP/T’yi birlikte üretme girişimi hepten akamete uğradı.

Yakın tarihe kadar SAMP/T gündemde ciddi bir yer edinmiyorken Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl Kasım ayında Roma’da gerçekleşen G20 zirvesinin ardından Türkiye’nin projeyle ilgili olumlu adımlar atacağına dair açıklama yaparak bu konuyu yeniden gündeme getirdi. Bunun akabinde Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi başlayınca Türk ve Avrupalı paydaşlar arasında üçlü iş birliğinin canlandırılması yeniden gündeme geldi. Nitekim geçen hafta gerçekleşen olağanüstü NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransız ve İtalyan mevkidaşları ile yaptığı görüşmelerin ardından üçlü iş birliğiyle ilgili somut adım atılması yönünde karar çıktı. Bu noktada ifade etmek gerekir ki Türkiye’nin gerek Moskova gerek Kiev’le diyalog kurabilen nadir ülkelerden olması taraflar arasında arabuluculuk yapmasına olanak sağladı. Avrupa ülkeleri için Türkiye’yi yeniden kritik bir pozisyona getiren bu durum, hem Türkiye ve büyük Avrupa ülkeleri arasındaki yumuşama dönemine öncülük etti hem de SAMP/T’nin üretiminde üçlü iş birliği konusunu yeniden gündeme getirdi.

AVRUPA’NIN SAMİMİYET TESTİ

Türkiye-Avrupa ilişkilerinin normalleştiği bir dönemde Türkiye’nin SAMP/T projesine dahil edilmesi, Ankara’nın genel olarak Avrupa ile siyasi ilişkilerinin canlanmasında önemli bir rol oynayabilir. Bir yanda Türkiye’nin kendi imkanlarıyla ürettiği ya da ortağı olduğu bir savunma sistemine ihtiyaç duyması, diğer yanda Fransa ve İtalya’nın savunma sanayii alanında Türkiye ile iş birliği yapma yolunda sinyaller vermesi dikkate alınırsa, ideolojik ön yargıların haricinde bu üçlü iş birliğinin gerçekleşmesinin önünde somut bir engel yoktur. Dahası Türkiye, savunma sanayiini stratejik sektörler arasında belirlediği ve insansız hava araçları gibi alanlarda söz sahibi bir aktör haline geldiği için olası iş birliği uzun vadede farklı alanlara yayılabilir. Dolayısıyla bu iş birliği, Türkiye-Avrupa arasındaki siyasi ilişkilerin daha hızlı normalleşmesi ve hatta derinleşmesi yolunda önemli bir fırsat olabilir.

SAMP/T projesinin akıbeti, Avrupa’nın Türkiye ile ilişkilerini sürdürme noktasında açıkça bir samimiyet olarak da görülmelidir. Zira Rus yapımı S-400 meselesinden ötürü Ankara’yı Batı’dan uzaklaşmakla eleştiren fakat S-400’ler yerine bir alternatif sunamayan bu ülkeler, ideolojik tartışmaların haricinde Türkiye ile gerçekten rasyonel bir ilişki kurmak istiyorlarsa SAMP/T projesinde Türkiye’ye yer açarak iyi niyetlerini ortaya koyabilirler. Aksi taktirde Türkiye her ülke gibi kendi ulusal güvenliğini sağlamak ve olası güvenlik tehditleriyle başa çıkabilmek için kendi çıkarlarına uygun dış politika stratejisine devam edecektir.

#Rusya
#Ukrayna
#NATO
#SAMP/T
#İtalya
#ASELSAN
#ROKETSAN
2 yıl önce