|

Suriye ile Gezi arasındaki sırat köprüsü

Merkez medyanın Serekaniye olaylarını ele alış biçimi, seküler Kürtlerin, İslamcı Cihatçılarla çatışması şeklinde olduğu için Türkiye''deki muhafazakar kesim de yanlış değerlendirmelerde bulunabiliyorlar. Ancak durum böyle değil. Kürtlerin ve El Nusra''nın çatışmasının temel motivasyonu iktidar mücadelesidir. Kaldı ki Kürtlerin dindar olduklarını ve sahip oldukları İslami hassasiyetlerini mutlaka akılda tutmak lazım.

İdris Kardaş
00:00 - 24/07/2013 Çarşamba
Güncelleme: 01:10 - 24/07/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Gelin önce birlikte neler olup bittiğine bakalım. Suriye''de 2004 yılında Esad''a karşı Kamışlı''da kurulan YPG, adını sıkça duyduğumuz PYD''nin de içinde bulunduğu Yüksek Kürt Komitesi''nin silahlı gücü konumunda. Yüksek Kürt Komitesi de PYD ve diğer Kürt partilerinden oluşan Kürt Ulusal Konseyi''nin birlikte oluşturduğu bir platform. Suriye''nin Kuzey bölgesi dediğimiz Kürt coğrafyasını son iki yıldır fiili olarak yöneten işte bu Platform. Çatıs¸maların yas¸andıgˆı ve YPG''nin kontrolüne geçen Rasalayn s¸ehri (Kürtçe ismi Serekaniye) bölgenin sınırını oluşturuyor. Bu sınır bölgesinden itibaren Özgür Suriye Ordusu saflarında savas¸an El-Kaide bağlantılı el- Nusra''nın etkinlik sahası bas¸lıyor. El-Nusra cephesi, bu bölgede Irak ve Levant I·slam Devleti''ne bagˆlı olarak denetimler gerçekles¸tiriyor. Irak ve Levant I·slam devleti ise aslen Irak''ta savas¸an radikal Sünni grupların olus¸turdugˆu s¸emsiye bir yapılanma. Bu örgütün amacı Irak ve Suriye''deki bölgeleri içine alan bir halifelik kurmak ve bu amaç için Irak''ta yogˆun olarak saldırılar düzenliyorlar.

El-Nusra''nın bu örgüte katıldıgˆını açıklamasıyla Suriye I·ç Savas¸ı''na da dahil oldular. Çatıs¸manın görünür nedenini de bu iki de-fakto yapılanmanın arasındaki sınır mücadelesi olus¸turuyor. El-Nusra ve YPG daha öncesinde anlas¸malar yaparak Serekaniye''de ve çevresinde Arap ve Kürt bölgesi s¸eklinde bir egemenlik paylas¸ımına gitmis¸lerdi fakat yakın zamanda el-Nusra cephesinin Kürt bölgelerine girip tutuklamalar yapmasıyla birlikte tansiyon yükseldi. Çatıs¸malar sonucunda da YPG güçleri Serekaniye''yi tamamen ele geçirdi. İşte, günlerdir devam eden bu çatışma haberleri, Türkiye''de yeni gerilim alanlarına adeta davetiye çıkardığından merkez medyamızın acar muhabirleri ve otorite sayılacak ak saçlı uzmanları için bulunmaz bir fırsatı da ifade ediyor.

NEDİR BU FIRSAT?

Türkiye''de yaşanan Gezi olayları sonucunda yıllardır demokrat, liberal olarak bilinen bazı kesimler, solcuların önemli bir kısmı, bazı camia ve cemaatler, elbette Kemalistler, ulusalcılar bir blok oluşturdular. Bu blokta kendilerince, eksik olan tek unsur Kürtlerdi. Zira bunlara göre Erdoğan''ı devirmek için gereken hayat öpücüğü ancak Kürtlerden gelebilirdi. Kürtlerin örgütlü yapısı, geniş kitleleri harekete geçirebilme yetenekleri ve politik açıdan donanımlı olmaları kendileri için hayati derecede önemliydi. Geçen hafta uzun uzun kaleme aldığım ''Kürt mahallesinde Gezi satmak'' başlıklı yazımda da belirttiğim gibi Kürtler bu hayat öpücüğünü vermedi ve bu zeminde de asla vermeyecek. Ancak başka bir konuda Gezi koalisyonu için yeni bir fırsat doğdu diyebilirim: o da Suriye''nin Kürt cephesi. Günlerdir Gezi koalisyonunu destekleyen yayın organları, Kürtlerin Suriye''de devlet kurduklarını alttan alta işliyorlar. PYD lideri Salih Müslim gazete gazete gezerek böyle bir niyetlerinin olmadığını söylese de kimseyi inandıramıyor. Ayrıca sınırda yayın yaparak Kürtler ile İslamcıların çatışmalarının seyrini kendi Kemalist dünyalarından süzerek veren bu gazetecilerin bir diğer amacı da ''seküler Kürtler, İslamcı Nusra''ya karşı'' algısını yaratarak, Türkiye''deki milliyetçi hassasiyetleri de olan dindar kesimin tepkisini çekebilmek.

BAŞARIRLARSA?

Eğer bu amaçlarında başarılı olurlarsa, Kürt konusunda toplumda farklı bir duyarlılık tekrar oluşmaya başlayacak, bölünme korkuları ile birlikte tepkiler artmaya başlayacak. Bu başarıldığı ölçüde de Kürtler, Gezi olaylarında yan yana durdukları muhafazakar kesimle yollarını ayıracak ve Gezi cephesi ellerini ovuşturarak beklediği Kürtleri kazanacak. İşte hesap tamamen bunun üstüne dayanıyor. Suriye konusunda dindar kesimin bazı hassasiyetleri olması doğal. Ancak bu tepkisel boyuta ulaşıyorsa bunun nedeni tamamen yanlış bilgilendirmedir. Az önce de değindiğim üzere, merkez medyanın Serekaniye olaylarını ele alış biçimi, seküler Kürtlerin, İslamcı Cihatçılarla çatışması şeklinde olduğu için Türkiye''deki muhafazakar kesim de yanlış değerlendirmelerde bulunabiliyorlar. Ancak durum böyle değil. Kürtlerin ve El Nusra''nın çatışmasının temel motivasyonu iktidar mücadelesidir. Kaldı ki Kürtlerin dindar olduklarını ve sahip oldukları İslami hassasiyetlerini mutlaka akılda tutmak lazım. Türkiye Kürtleri bile Kemalizm ile ilişki içerisinde değilken, Suriyeli Kürtlerden Kemalist olmalarını beklemek ve bu hayali kurmak ancak bizim medyamıza nasip olacak bir yetenek sanırım.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Elbette ki Suriye olayına bakışımızı şekillendirmesi gereken en önemli paradigmalardan biri de kuşkusuz Türkiye''de yaşanan çözüm süreci olmalıdır. Aylardır çok şükür ki bir gencimizin burnunun bile kanamadığı bir süreçten geçiyoruz. Erdoğan hem kendi siyasi tarihinin hem de ülke tarihinin en büyük riskini alıp, ülkenin en önemli sorununu çözmeye çalışıyor. PKK büyük ölçüde sınır dışına çekiliyor ve Öcalan''ın en son açıklamalarına baktığımızda da süreç işliyor. Ancak barış yapmak elbette kolay iş değil. Bugüne kadar görünmeyen ellerin, barış ihtimallerini defalarca suya düşürdüklerine tanık olan bir toplum olarak, bugün yaşanan süreci de dikkatlice takip etmemiz gerekiyor. Gezi olayları bu süreci akamete uğratabilecek bir projeydi. Bunu atlattık diyebiliriz.

Suriyeli Kürtlere de bakarken, kendi ülkemizdeki bu barış iklimini ve çözüm sürecini unutmamak lazım. Bu proje çökerse Geziciler de dahil olmak üzere tüm ülke altında kalır. Bizlerin Gezi koalisyonu gibi sorumsuz davranmaya hakkımız yok. Suriye ile Gezi arasında kurnazca kurulan o ince sırat köprüsünden layıkıyla geçmemiz lazım. Hesap vereceğimiz bir geleceğimiz var çünkü.

11 yıl önce