|

Türkiye’yi çevreleme politikası mı uygulanıyor?

00:54 - 4/10/2022 Salı
Güncelleme: 00:58 - 4/10/2022 Salı
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe

Türkiye bulunduğu coğrafya itibarıyla jeopolitik ve jeostratejik araştırmaların ve teorilerin merkezinde yer almaktadır. Dolayısıyla çatışmaların ve siyasi gerginliklerin de ortasında bulunmaktadır. Ülkemiz tarih boyunca bulunduğu coğrafyada bekasını sürdürmek amacıyla çeşitli politikalar üreterek, çeşitli ittifaklar yapmıştır. Günümüzde ise son yıllardaki gelişmelere bağlı olarak bugüne kadar yürüttüğü politikalardan farklı politikalar üretme gayreti içindedir.

GÜÇLÜ TÜRKİYE RAHATSIZLIK VERİYOR

Son yıllardaki gelişmeler incelendiğinde Türkiye’nin milli politikalarından ve gelişen savunma sanayiinden tedirgin olan ABD ve yönlendirdiği ülkelerle arasında bazı sorunlu alanların olduğu görülmektedir. Bunlar arasında ABD’nin Suriye ve Irak, Doğu Akdeniz ve Ege, Balkanlar, Karadeniz ve Orta Asya, İran yer almaktadır. ABD’nin bu bölgelerde yürütmek istediği hegemonik politikalar Türkiye’nin güvenliğine ve menfaatlerine karşı tehdit içermektedir.

ABD, Türkiye’nin kendisiyle karşı karşıya gelmesinden ve ülkedeki ABD karşıtlığı ve gelişen milliyetçilikten oldukça rahatsız. Türkiye’nin NATO üyesi olması ve ABD ile müttefiklik ilişkisi, ABD siyasi yöneticilerinin bu rahatsızlığı açıkça dile getirmenin önünde bir engeldir. Bu konuda yüksek perdeden konuşan bir yönetici görülmemektedir. Ancak ABD’nin dış politikasına yön veren RAND Corporation ve Brookings Enstitü gibi düşünce kuruluşlarının raporlarında, ABD’nin Türkiye hakkındaki düşüncesini okumak mümkündür. Bu raporlarda; ABD ve Türkiye arasındaki iş birliğinin son yıllarda çeşitli güçlüklerle karşılaştığı, iki ülkenin çıkarlarının artık eskiden olduğu gibi örtüşmediği, Türkiye’nin yeni dış politikasından endişelenen ülkelerle iş birliğinin artırılmasının gerektiği, böyle bir stratejinin hem Ankara üzerindeki baskıyı güçlendireceğini ve endişe duyanlara güven vereceğini, hem de Türkiye’nin istenmeyen yükselişinin muhtemel tehlikelerini en aza indireceği belirtilmektedir. Türkiye’nin yeni politikalarının Rusya’nın etkisini genişletmesini kolaylaştırdığını ve komşularını istikrarsızlaştırdığını, Ankara ile iş birliğinin artık Washington’ın çıkarına olmadığı belirtiliyor. Bununla birlikte Türkiye’nin öngörülebilir bir gelecekte NATO’da kalması gerektiği, Türk topraklarının bütünlüğünün korunması ABD-Türkiye çıkarına olduğu yazılırken, bunu sağlamak için Türkiye’nin nasıl hizaya getirilmesi hususu tartışılmaktadır.

İÇERİDE VE DIŞARIDA DURDURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Yapılan önerilere bakıldığında, hem iç hem de dış siyasette uygulamaya geçildiği görülmektedir. FETÖ darbe girişimi, PKK’ya verilen destek, mevcut hükümeti seçimlerle düşürmek için muhalefetin desteklenmesi iç siyaset bağlamında uygulanırken, dış siyaset açısından Suriye ve Irak’tan başlayan bir çevreleme politikası ve Türkiye karşıtı olan grupların desteklenmesi son günlerde farklı yerlerde çatışmalar, ittifaklar, üs teşkilleri şeklinde devam etmektedir.

Suriye ve Irak’ta mevcut bulunan terör örgütlerinin faaliyetlerinden en fazla etkilenen Türkiye-Suriye ve Irak’ın birlikte hareket etme zorunluluğunun ortaya çıkması üzerine bu terör örgütlerine destek veren ABD’nin etki yapabileceği tek ülke olan Irak’ta siyasi istikrarsızlık çıkarması bu birlikteliği şimdilik engellemiş ve Suriye ile Irak’ta kaos ortamının devamı sağlanmıştır. Ege Adaları ve Doğu Akdeniz sebebiyle karşı karşıya gelinen Yunanistan’ın yanında yer alarak Yunan toprakları adeta ABD’nin deniz, kara ve hava üssü cenneti haline getirilmiştir. Bununla da yetinmeyerek Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne uygulanan silah ambargosu kaldırılmıştır. Barış denizi olan ve bugüne kadar bölge ülkelerinin dışında başka bir ülkenin sirayet edemediği Karadeniz, Rusya-Ukrayna Savaşı ile istikrarsızlaşmıştır.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanması gereken barış anlaşmasının akamete uğratılması için sınır çatışmaları rutin hale getirilirken, ŞİÖ Zirvesi öncesi bu çatışmalar alevlendirilmiştir. Taraflar arasındaki barış anlaşmasının imzalanması durumunda açılacak olan “Zengezur Koridoru”nun Türkiye’yi karayoluyla Orta Asya’ya bağlayacak olması Batılı ülkeleri endişelendiren diğer bir konudur. Bu hususun tarihsel arka planı da mevcuttur. Ünlü tarihçi Cevdet Paşa Abdülhamit Han’a hazırladığı bir muhtırada bu konudan bahsetmiştir. Keza, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin müttefiki olan Almanya da Osmanlı Ordusunun Bakü’ye girmemesi için oldukça büyük çaba sarf etmiştir. Son birkaç gündür ise İran’da toplumsal olaylar artmaya başlamış ve ABD’nin hedefindeki İran da istikrarsızlaştırılmak istenmektedir.

ABD hem kendi politikalarını uygulamak hem de Türkiye’nin siyasi, askeri ve ekonomik gücünü bir tarafta yoğunlaştırmasını engellemek amacıyla Türkiye’nin etrafını istikrarsızlaştırmak istemektedir. ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında sirayet edemediği ülkelerden biri olan Türkiye’yi kendilerine göre hizaya getirmek, milli politikalarından vazgeçirmek ve kendisinin hegemonik ve dayatmacı politikalarının uygulayıcısı ve Yunanistan ve Ukrayna gibi vekil ülke olması için Türkiye’yi çevrelemeyi düşünmektedir. Dış politikada ve sınırlarımızın hemen yanı başındaki bu karışıklığın ve kaos ortamının ileriki dönemlerde -ki seçimler yaklaşıyor- Türkiye’ye de sirayet ettirilmesi muhtemeldir.

#ABD
#NATO
#PKK
2 yıl önce