|

Aliya’dan İTO’ya

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç daha çok işadamı kimliğiyle tanınıyor. Ancak onun için önemli olan anne-babasının, Bosna’nın efsanevi lideri Aliya İzetbegoviç ile Tito yönetimine karşı omuz omuz verdikleri mücadele. Bu mücadelede babası 2 yıl, annesi ise 18 ay hapis yattı. Aliya ile dostlukları ise uzun yıllar sürdü.

Orhan Orhun Ünal
04:00 - 7/04/2019 Pazar
Güncelleme: 01:10 - 7/04/2019 Pazar
Yeni Şafak
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul‘daki sektör ziyaretlerinde kimi zaman tramvayı kullanıyor.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul‘daki sektör ziyaretlerinde kimi zaman tramvayı kullanıyor.

Şekib Avdagiç. Kamuoyu, iş dünyasının bu önemli ismini MÜSİAD’ın kuruluş sürecindeki rolünden, birçok STK’daki faaliyetlerinden ve son olarak da İstanbul Ticaret Odası (İTO)Başkanlığı’ndan tanıyor. İstanbul tüccarının sorunlarından, ihracat ve istihdam seferberliğine birçok alanda gece gündüz çalışan Avdagiç ile bir araya gelerek özel hayatından ekonomideki son gelişmelere kadar farklı konuları konuştuk. Şekib Avdagiç’in annesi, yazar ekonomist Emir Şekib Arslan’ın ‘Müslümanlar neden geri kaldı?’ isimli çalışmasındaki analizlerden çok etkilenir ve bu yazarın ismini oğluna vermek ister. İşin ilginç tarafı şimdi o çocuk, ülkesinin ve İslam aleminin ekonomik refahı için çaba gösteriyor.

TİTO MÜSLÜMAN AİLELERİN MALLARINI ELİNDEN ALDI

Avdagiç’in hikayesi aslında, Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito döneminde Müslümanlara yönelik baskılara karşı yaşananlarla benzerlik gösteriyor. Ailesi için en önemli unsurlardan biri de Aliya İzetbegoviç ile omuz omuza verdikleri mücadele. , Tito döneminde özellikle 1940’lı yıllarda tüm Yugoslavya’daki Türk ve Müslüman kesimlere yönelik baskılar giderek artar. Bosna’nın önemli Müslüman ailelerinin mallarına müsadere yani zorla kamulaştırma politikası başlar. Gençlerin hangi okula gideceklerine rejim karar verir, iktisadi hayat ve sosyal hayata baskı yoğunlaşır.

GENÇ MÜSLÜMANLAR TEŞKİLATI ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN BİR ARADA

Şekib Avdagiç, bu zorlu süreçte Aliya İzetbegoviç’in kurduğu Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın (Mladi Müslimani) birçok alanda mücadele etmek durumunda kaldığını anlatıyor. O zamandan Yugoslavya’nın dağılmasına kadar (1991), Genç Müslümanlar Teşkilatı komünist rejimin hedefi olur. 1946’da, Aliya İzzetbegoviç, Necib Şaçirbegoviç ve on kadar mensubu cezaevine girdiklerinde Müslümanlar ile hesaplaşma başlar ve binlerce kişi baskılara karşı direnişe geçer. Yeşeren bilinç, 1990’larda Aliya önderliğindeki zorlu yürüşün yolunu hazırlar.

GENÇLERİN İSTİKBALİ ENGELLENDİ

Şekib Avdagiç’in anne ve babası da rejim baskının arttığı yıllarda tanışır. “O dönemde annem ve babam Aliya ile birlikte Tito yönetimine karşı rejim muhalifi bir süreç geçirmişler” diyen Avdagiç hikayeyi şöyle anlatıyor: “Aliya’nın kurduğu Genç Müslümanlar Teşkilatı’nda faaliyet sürdürürken, Babam 2 yıl annem 18 ay hapis yatmak zorunda kaldı. Tanışmaları da o döneme rastlıyor. Annem tıp fakültesine kaydolmuş, ancak rejim muhalifi olduğu için kaydını silip hukuk okumasına izin vermiş. Babam’a da Bosna’da okuma hakkı tanınmadığı için, Slovenya’da eğitim görmeye mecbur bırakılmış. Rejimin tüm Müslüman entelektüel aileler üzerindeki baskısının yoğunlaştığı bir süreç bu. Aliya İzetbegoviç ile de yakın aile dostluğumuz uzun yıllar sürdü. Ondan çok şey öğrendik. O mücadelenin hem aileme hem de Bosna’ya büyük katkıları oldu.”

KUR ARTIŞI YERLİ ÜRETİME YARADI

Ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Şekib Avdagiç, konjonktürel hareketlenmelere rağmen, iş dünyası olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın gerekli adımları atması neticesinde seneyi makul bir kur oranıyla tamamladıklarını belirtiyor. Özellikle geçtiğimiz yıl kurdaki yükselişin birçok sektörde ithalatı azaltarak yerli üretimi artırma motivasyonuna neden olduğunu aktarıyor. Başkan, üreticilere yönelik ziyaretlerindeki gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Özellikle zücaciye, oyuncak ve plastik üreticileri ile yaptığımız görüşmeler neticesinde, buradaki firmaların 5,460’lık kura bağlı olarak ithalatlarını azalttıklarını ve çok net şekilde yurt içi üretimi arttırarak ihracata yüklendiklerini gördük. Porselenci Çin porseleni getirmiyor. Türkiye’deki üretici ile işbirliği yapıyor aslında bunlar güzel gelişmeler daha çok üretime odaklanan bir süreç var. İthalatın azalması ihracatın öncelikli hala gelmesi ve yurt içi üretime tekrar geri dönüş yapılması söz konusu. Bu üç konu önemli. Son dönemdeki dengelenme sürecinin çıktılarını iyi analiz etmemiz lazım, 5.30-5.50 bandı bizce makul bir seviye ve bunun çıktılarını iyi analiz etmemiz gerekli.”

İHRACAT ODAKLIYIZ


  • İTO olarak uzun yılladır, ihracat odaklı politikaları sürdürdüklerini ifade eden Şekib Avdagiç, “38 fuara milli katılımımız var, bin firma ile berabere gidiyoruz. 2 bin şirketi de B2B görüşmeler yapmak için götürüyoruz” diyor. Başkan, İstanbul’un fuarlar kenti olmasını sağlamak için geçtiğimiz aylarda kumaş sektöründe 8 ülkeden 168 alıcıyı İstanbul’a getirdiklerini paylaşıyor.
  • NEDEN ULUSLARARASI TEKSTİL FUARIMIZ YOK?
  • Avdagiç, önemli bir eksikliğe de dikkat çekiyor: “Türkiye tekstilde önemli bir ihracatçı olmasına rağmen bu konuda büyük bir fuar organizasyonu yok. B2B etkinlikleri ile önemli bir sinerji oluşturmaya çalışıyoruz. İhracatı buradan yapıyoruz. Yurt dışındaki fuarlara da ciddi bir kaynak ayırıyoruz. Uzak doğu ve Afrika pazarına açılmaları için ciddi adımlar atıyoruz. Fuarlarda katılımcıların bir sorunla karşılaşmamaları için doları hala 4 liradan hesaplıyoruz.”

ÇİNLİ TURİST İÇİN WECHAT SİSTEMİ ÖNEMLİ


  • "Şehirde nitelikli turist sayısını artırmak için önemli çabalarımız var öncelikli hedefimiz kongre turizmi” diyen Şekib Avdagiç özellikle turizmdeki bazı aksaklıklara “Bazı rezervasyon siteleri ile ilgili sınırlamaları kaldırmamız lazım. Çünkü aynı işi yapan, başka firma faaliyet gösterirken diğerinin yasaklı olması imaj ve yatırımcı açısından iyi değil” sözleriyle dikkat çekiyor.
  • FARKLI ÖDEME SİSTEMLERİNİ DEVREYE ALALIM
  • Turizmde önemli gündem maddelerinden olan Çinli turist konusunda ise Başkan şu önerileri dile getiriyor: “Çinli turistlerin getirilmesi için önemli konulardan biri onların ödeme sistemlerinin devreye alınması lazım. Mesela Çinlilerin yurt dışında, fazla nakit harcamalarına izin verilmiyor. Ülkelerinin ödeme sistemi olan Wechat kullanılıyor ama bizde aktif değil. Bu durumu çözmemiz lazım Çinli turistlere Türkiye pazarını cazip kılmak için. Paypall kapattık. Dünyadaki trendlere karşıt işler yapıyoruz. Turizm imajımız için iyi değil.” Avdagiç, kongre turizmi için gelen turistlerin 6 kat fazla harcadığını belirterek, İstanbul’un markalaşma çalışmalarına dikkat çekiyor.


#Şekib Avdagiç
#​İstanbul Ticaret Odası
#İTO
#Aliya İzetbegoviç
5 yıl önce