Adanalılar, Türkiye’nin kaderini belirleyecek 16 Nisan halk oylamasını Yeni Şafak ve TVNET’e değerlendirdi. Kentin simge mekânlarından Taşköprü’de sohbet ettiğimiz vatandaşlar, 16 Nisan’da Türkiye için yeni bir sayfa açılacağını söyledi. Türkiye için değişimin şart olduğunu kaydeden Adanalılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duydukları güveni her fırsatta dile getiriyor ve ‘hayır’ propagandasının üst aklı Avrupa’ya da net bir mesaj veriyor: İstediğiniz kadar uğraşın bu milletin önünde hiçbir güç duramaz.
16 Nisan’a olumlu baktığını söyleyen vatandaşlardan Ahmet Güngör, "Adana’da da büyük ihtimalle ‘Evet’ çıkacağını düşünüyorum. Burada milliyetçi kesim ağır basıyor" dedi. Yeni sistemle birlikte devletin daha uyumlu çalışacağını söyleyen Güngör, "Geçmişte çok kötü olaylar oldu. Biz cumhurbaşkanının anayasa kitapçığını fırlattığı günlerden bu günlere geldik. Bundan sonra Türkiye’de yeni bir sayfa açacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Taşköprü’de takı malzemeleri satan Sevcan Atay da, "Türkiye için, geleceğimiz için ve kendimiz için ‘evet’ diyeceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güvendiğini belirten Atay, tek adamlık söylemlerine ilişkin olarak ise, "Onlar kendi kendilerini oyalıyorlar" diye konuştu. Referandum hakkındaki sohbetimizin ardından bizden bir ricada bulunan Atay, esnaf olarak yaşadığı zorluğa da haberimizde yer vermemizi istedi. Belediyeden tezgâh alamadıklarını söyleyen Atay şöyle devam etti: "Zabıta burada satış yapmamıza izin vermiyor. Bize izin versinler burada tezgâh açalım."
AK Parti’nin döneminde Türkiye’nin adeta şaha kalktığını ifade eden Haydar Kış ise, "Bu referandum parti değil, ülke meselesi. Bu ülkeye sahip çıkanların ‘evet’ demesi gerekiyor" diye konuştu. Referandumun Haçlı ile Hilal’in mücadelesi olduğunu kaydeden Kış, "Batı ilerlememizi istemiyor. Ama biz onlara dersini vereceğiz ve ‘evet’ diyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Konuştuğumuz hayırcılar ise demokrasiden yana olduklarını belirterek, "Türkiye’nin parlamenter sistemle yönetilmesinin daha uygun buluyoruz. Değişimi Türkiye kaldıramaz. Parlamenter sistemin daha güçlendirilmesi taraftarıyız" diyorlar.
18 maddeyi incelediğini kaydeden Feridun Barbaros, “Türkiye için daha iyi olacağına inanıyorum” dedi. Mevcut sistemin artık yürümediğine işaret eden Barbaros, “Dünya devletleri kendini yenilerken biz yerimizde sayamayız. Artık sistem değişmeli ve Türkiye yolunda daha hızlı adımlarla ilerlemeli” diye konuştu. Tek adamlık söylemlerinin dikkate alınacak ifadeler olmadığını belirten Barbaros, “Bir fikir üretemeyenler Cumhurbaşkanı Erdoğan’la uğraşıyor” düşüncesini dile getirdi.
Bisikleti ile gezen Mustafa Çiftçi, “Bu referandum AK Parti, MHP, CHP’nin meselesi değil. Tüm Türkiye’nin geleceğidir. Geçmiş ile geleceği karşılaştırdığım zaman bu sistemin daha faydalı olacağını düşünüyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyanın bir numaralı lideri olduğunun altını çizen Çiftçi, Avrupa’nın oyunlarına da şu cevabı verdi: “Bakanlarımız Avrupa’ya gidiyor konuşmasına izin verilmiyor. PKK çadır kuruyor ses yok. CHP’de bunlarla beraber hayır kampanyası yürütüyor. Bu zamanlarda bir olmamız lazım.”
“Seçime gideceğiz ve FETÖ’cülere, CHP’ye, HDP’ye haddini bildireceğiz” diye söze başlayan Ahmet Atay, ‘hayır’ diyeceğini söyleyen bir MHP’li arkadaşına ‘evet’i anlattığını ve arkadaşının da ikna olduğunu söyledi. Atay, “Halk bu teklifi dinleyince onaylıyor. Herkese anlatmamız gerekiyor” diye konuştu. “Türkiye’nin geleceği için ‘Evet’ diyeceğiz” diyen Cuma Ay ise, “Türkiye’de yarınları güzel görmek istiyorsak bu anayasa değişikliğini desteklemek zorundayız. Cumhurbaşkanımıza inanıyoruz. Türkiye inşallah iyi günler yaşayacak” dedi.
AK Parti hükümetlerinin yaptıklarından memnun olduklarını söyleyen Yaşar Kepenek, “Ben esnafım, Ecevit zamanında 15-20 günde zam yapılırdı. Aradığımızı bulamazdık” diye konuştu. Kepenk o dönem başından geçen bir olayı da şöyle anlattı: “Evde tüpümüz bitmişti. Bisikletle kilometrelerce yol gittim. Akşam vardım, baktım bir adam kapıda duruyor. Tüp istedim. Vermedi. Oturdum ağladım orada. O günleri de gördük. O yüzden inkar edemeyiz, ‘evet’ dememiz gerekiyor."