Güvenlik güçleri tarafından PKK ve DEAŞ’tan arındırılan köylerde normal yaşama dönen siviller, Türk askeri ve muhalif savaşçıların kendilerine yönelik hassasiyetine dikkati çekiyor. 9 Mart’ta PKK’dan temizlenen Meryemiyn köyünde halk sokaklara çıkmaya ve işyerlerini açmaya başladı. Köyde işlettiği bakkalı tekrar açan İbrahim Hammud, “Köyün yüzde 90’dan fazlası sivildi, teröristler varken bir iki gün boyunca bombardıman yapıldı ancak evler vurulmadı. Sadece evlerin etrafındaki terör noktalarına hassas atışlar yapıldı” dedi. Hammud, “Türk askeri ve ÖSO birliklerinin bize davranışları çok ama çok iyi. Keşke burada hep kalsalar, düzen sağlansa” sözleriyle duygularını ifade etti.
ŞİMDİ TAMAMEN ÖZGÜRÜZ
Köydeki diğer bir esnaf Mahir el-Kasım da bölgede güvenliğin sağlandığını ve her şeyin normal akışında olduğunu söyledi. Çatışmaların geçen perşembe sabahı başlayıp cuma akşamı sona erdiğini ifade eden Kasım, “Evimizde oturduk, köyün yüzde 90’ı burayı terk etmedi ve Türk ordusu ile ÖSO’nun köyü kurtarmasını bekledi. PKK buradayken köyden çıkışımız yasaktı. Ancak şimdi tamamen özgürüz ve bize çok iyi davranıyorlar” dedi. Afrinli sivil Hasan Biddur ise “Ben Meryemiyn’de eczacıyım. Buradan ayrılmadım, çoğu köylü de burada kaldı. Türk askeri ve ÖSO bize kardeş gibi davrandı. Hiçbir kötülük ya da insana sıkıntı veren hiçbir şey görmedik. PKK bize eziyet ediyordu. Erkekleri zorla silah altına aldılar. Ticaret dahil her faaliyet için bir belge istediler, bunlar için de para talep ettiler” diye konuştu.
Her şey yolunda
Meryemin sakinlerinden Yamin el-Hacci, “Allah’a çok şükür. İki buçuk yıldır bu anı bekliyorduk. Yıllardır terörün kuşatması altındaydık. Her şey çok güzel şu an” dedi. Türk ordusu ve ÖSO’nun bölge halkına karşı çok anlayış ve şefkat gösterdiğini belirten Hacci, “Sabah buraya gelirken bana nereye gittiğimi sordular. ‘Dükkanımı açacağım’ dedim. ‘Neden şimdiye kadar açmadın ki artık her şey normal dilediğiniz gibi işinizi yapın’ dediler” ifadelerini kullandı. Terör örgütünün halka söylediği yalanların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Hacci, “Şu an her şey yolunda. Asla söylenenlere inanmayın. Aksine bu günler ferahlık günleridir. Güvendesiniz, her şey daha da güzel olacak. Henüz 4 gün oldu ama işlerimiz yoluna girdi. Asla hiçbir kötülük görmedik. Gece gündüz güvende hissediyoruz” dedi.
Normale döndük
Mazin Hac Hasan isimli bir esnaf, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Köy alındıktan sonra sabahleyin hemen dükkanımı açtım. Çünkü biliyorum ki gelenler bizim ehlimizdi. Bizden kişilerdi. ÖSO’cular bizim amcamızın, halamızın çocukları, kuzenlerimiz, akrabalarımız, komşularımız. Meryemiyn’in terörden arındırılmasının hemen ertesi günü sokaklar doldu, insanlar hayata döndü. Afrin’de ve etrafta söylenen ‘Sizi öldürecekler’ sözleri asla gerçeği yansıtmıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Afrin’deki arkadaşlarıma da ‘asla endişe etmeyin, korkmanıza gerek yok’ dedim. Burada Kürtlere muamele çok iyi. Hiçbir ayrım yok.”
Herkese kapımız açık
ÖSO komutanlarından Muanned el Şimali, birçok yerleşim yeri gibi Raco’yu da Mehmetçiğin desteğiyle özgürleştirdiklerini, bundan sonra Afrin ilçe merkezini de aynı şekilde teröristlerden arındıracaklarını ifade etti. Belde halkının Raco’ya dönmeye başladığını anlatan Şimali, “Gelen insanları en güzel şekilde karşılıyoruz. Tabii güvenliği de elden bırakmıyoruz. Çünkü teröristlerin nasıl geleceği belli olmaz. Biz insanlara şunu söylüyoruz. Kürt, Arap, Türkmen, Hristiyan fark etmez terörist olmayan herkese kapımız açık. Hepsi bizim kardeşimiz, yıllarca birlikte yaşadık, zaten insanlar bunun bildikleri için buraya dönüyor. İnsanların ihtiyaçlarını gidermek için de çalışıyoruz” diye konuştu.
Bölücülerden kurtulduk
Meyremiyn’de bakkal işleten Ahmed el-Ali, “ÖSO’nun buraya gelmesini iki buçuk yıldır bekliyoruz. Çok mutlu olduk ve rahatladık. Bizler ve Kürtler kardeşiz asla aramızda bir fark yok. Allah bize ‘Kürtler’ ya da ‘Araplar’ diye hitab etmedi, ‘Ey İnsanlar’ diye hitab etti, Peygamberimiz ise Araplara ya da Kürtlere değil tüm aleme rahmet olarak gönderildi” dedi. “Türk askeri ve ÖSO’nun bize muamelesinden çok mutluyuz. Burada ekmek dağıttılar. Daha önce burada diktatör bir örgüt vardı” diyen Ahmed el-Ali, “Yolları kesiyorlardı. Kurtarılmış bölgelere gitmek isteyen vatandaşlardan pasaport istiyorlardı. 100 bin Suriye lirası istiyorlardı. Arap ya da Kürt fark etmez kontrol noktasında geçmek isteyen herkesten 2 bin Suriye lirası istiyorlardı. Bir de ziyaret kartı gerekiyordu; bu kart ise 10 bin Suriye lirası tutuyordu” açıklaması yaptı.
