|

'Yüksek Seçim Kurulu açısından bakıldığında ne söylenebilir?'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Ali Saydam köşesinde referandumun ardından gündeme gelen seçim mühürlerine işaret etti. Hayrettin Karaman, Aydın Ünal, Akif Emre ve Serdar Tuncer de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:16 - 20/04/2017 Perşembe
Güncelleme: 09:27 - 20/04/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Hayrettin Karaman, Akif Emre, Aydın Ünal, Serdar Tuncer, Ali Saydam.
Hayrettin Karaman, Akif Emre, Aydın Ünal, Serdar Tuncer, Ali Saydam.

Ali Saydam, Hayrettin Karaman, Aydın Ünal, Akif Emre ve Serdar Tuncer'in yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Söylenecek çok şey var

Ancak bu zemin üzerinden sonuç alması artık mümkün değil… Bir süre sonra öncelikle hırçınlığı, Kemal beye zarar verecektir. Kimsenin şüphesi olmasın. Mecliste HDP ile aynı dili konuşmak bu toplumun en CHP'li kesimlerinin bile uzun süre taşıyabileceği bir yük değildir…Peki Yüksek Seçim Kurulu açısından bakıldığında ne söylenebilir?Söylenecek çok şey var.Bir: Burada onlarca defa yazdığımız şeyi tekrarlayalım: Müphemiyet yaratmak iletişimin bir numaralı düşmanıdır. YSK'nın referandum uygulamaları konusunda iletişimi doğru dürüst yönetememekten kaynaklı pek çok sorunun yanıtı hâlâ verilememekte; bu da ciddi bir algı boşluğu (müphemiyet) yaratmaktadır. Kaç zarf mühürsüz olarak kabul edilmiştir. 2,5 milyon mu 2 bin 500 mü? Yoksa daha mı az?

En iyiye doğru yol alınacaktır

Halkın yönetime hakim olması yolunda önemli tecrübelerden biri daha gerçekleşmiş oldu. Demokrasinin önemli unsurlarından biri halkın iradesinin egemen olması ise yönetimde ne kadar -atananlar değil de- seçilenler etkili olursa bu unsur da o kadar hayat bulur.Oylamaya katılanlar evet desinler, hayır desinler her iki halde de iradelerini ortaya koymuş, sonucu onlar belirlemiş oluyorlar. Halkın hür iradesiyle seçim yapabildiği, seçilenleri çeşitli yol ve yöntemlerle denetleyebildiği ve başarısız olduklarında değiştirebildiği sürece istibdad (tek adam yönetimi ve hakimiyeti) söz konusu olamaz. Bizi Saddam, Kaddafi, Esed gibi tek adamlarla ve onların ülkelerindeki sistem ile eşleştirenlerin söylediklerine kendilerinin de inanmadıkları kanaatindeyim.Halk bu oylamada da anayasa değişikliğine yeterli çoğunlukla evet demiş ve yönetim sisteminin değişmesini onaylamıştır. Sistem denenecek, olumlu ve olumsuz tarafları uygulamada ortaya çıkacak ve gerektikçe değiştirilecek, en iyiye doğru yol alınacaktır.

Havada neden karamsarlık var?

7 Haziran seçimleri için yapmışlardı aynı hazırlığı. AK Parti tek başına iktidara gelebilseydi, arkalarına Batı'yı da alarak, “seçimlere hile karıştı” yaygarasıyla dünyayı ayağa kaldıracaklardı.1 Kasım'da AK Parti açık arayla, ezici bir zafer elde edince “hile” iftirasını dolaşıma sokamadılar.7 Haziran seçimlerinde yapamadıklarını şimdi yapıyorlar. Seçim öncesi açık taraf olmuş ve “hayır”a çalışmış Avrupa'yı, PKK'ya çalışan AGİT'i, elbette FETÖ'yü, diğer terör örgütlerini arkalarına alarak, “seçimde hile var” iftirasıyla sokakları hareketlendirmeye çalışıyorlar.16 Nisan'da çok büyük bir zafer kazandık. CHP, HDP, PKK, FETÖ ve FETÖ'nün maşası olmuş sözde milliyetçiler el ele verdiler. Yetmedi, arkalarına Avrupa'nın en güçlü devletlerini aldılar. Kampanya süresince sınır tanımadılar. Her türlü yalanı boca ettiler. Buna rağmen onlar kaybettiler, biz kazandık, Türkiye kazandı.

Çin işgalindeki Doğu Türkistan'da!

Batılıların sömürgecilik deneyimi onlara güç ve iktidarın elde edilmesi ve sürdürülebilmesinin incelikli yöntemlerini de öğretti. Mesela İngilizler nüfuslarının kat kat fazlası toplulukları sömürgeleştirmeleri ve bunu hala dolaylı yollardan sürdürebilmelerini geliştirdikleri iç siyasete borçlular. İngiliz siyasi aklı en olumuz ortamda bile alacaklı olmalarını, güçle elde edemeyeceklerini masa başında kazanmalarını sağladı. Farklılıkları olmakla beraber Avrupalıların hemen hepsinde böylesi bir siyaset refleksi gelişti.Rus sömürgeciliği de belki daha kanlı ve sert bir tahakküm tarzıdır. Bunu Sovyet İmparatorluğu döneminde de sürdürdüler.

Olana hamd, olmayana dua ile...

Millet referandumda son sözü söyledi. Devletini yönetenlerin kendisine benzemesi gerektiğini, kendisine benzemeyenin bu ülkede bir daha asla iktidar olamayacağını, millî iradenin direkt tecellisine engel olacak hiç bir vesayete -adı ne olursa olsun- tahammülü olmadığını verdiği Evet oylarıyla ilan edip perçinledi.Tahminlerin altında çıkmış olsa bile neticeyi belirleyen Evet oylarının devletimizin ve milletimizin geleceğine nasıl etki edip neleri getireceğini zamanla göreceğiz. Daha evvelki pek çok yazıda ifade ettiğim gibi bu neticenin yarınlarımız için muhteşem güzelliklere gebe olduğuna inanıyorum. Bu yazıda üstünde durmak istediğim konu ise başka: Tahminlerin üstünde çıkan Hayır oyları bize ne söylüyor? AK Parti yönetimine Hayır'cıların söylemek istediği nedir?

#​Ali Saydam
#Hayrettin Karaman
#Aydın Ünal
#Akif Emre
#Serdar Tuncer
7 yıl önce