|

Anadolu’nun kültürel mirasına sahip çıkıyoruz

Patara antik kentin kazı başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, “Batı yeni buluntuları Helen kültürü olarak tanımlıyor. Batı’nın bakış açısından dersler çıkartmalıyız. Dünyanın ilim platformu içinde Anadolu’nun kültürel mirasına sahip çıkıyoruz. Patara, Anadolu’nun hakkını alacak” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 27/09/2020 Pazar
Güncelleme: 14:45 - 26/09/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Binlerce yılın mirası Patara antik kenti tiyatrosu, kemeri, meclis binası, hamamı, deniz feneri, plajı, carettalarıyla tarih, kültür ve doğanın birleştiği bir yer.
Binlerce yılın mirası Patara antik kenti tiyatrosu, kemeri, meclis binası, hamamı, deniz feneri, plajı, carettalarıyla tarih, kültür ve doğanın birleştiği bir yer.

Antalya’da bulunan Patara antik kenti kültürel turizmin yanı sıra deniz ve doğasıyla da görülmeye değer. Kent için bu yıl çok özel. 2020, Cumhurbaşkanlığı tarafından Patara yılı olarak belirlendi ancak peş peşe gelen felaketler ne tanıtım etkinliklerine ne de turizm faaliyetlerine yeterince izin verdi. Bu hafta salgın önlemleriyle birlikte kazı başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık önderliğinde kenti gezdik. Patara, tarihi öneminin yanı sıra sosyal ve kültürel açıdan da Türkiye için büyük öneme sahip.


TARİH YENİDEN YAZILIYOR

Patara’da olmayı yaşam biçimi haline getiren Prof. Dr. Havva İşkan Işık, bu özel yıl için şunları söylüyor: “2020 yılının Patara yılı seçilmesi Antalya ve çevre halkı için çok değerli. Troya ve Göbeklitepe gibi prehistorik döneme ait iki örenyerinden sonra bir klasik arkeoloji kentinin seçilmesi kayda değerdir. Klasik arkeolojiye büyük katkı oldu. Patara kazısı pozitif tanınırlığı olan bir kazıdır. Bugüne kadar çok sayıda kitap ve akademik makale yayını yaptık. Bu da bizi, bilim camiasında ağırlığı olan bir kazı yaptı. İlk 20 yılımızı, kurucu ve onursal kazı başkanımız Fahri Işık hocanın liderliğinde geçirdik. Sonrasında ben devraldım. Kısa bir süre sonra da bir meslektaşımıza bayrağı devredeceğiz. Genç bilim insanlarının yeni ve taze enerjileri çalışmalara ivme getirecektir. Bu şehrin ayağa kalkması, tarihin yeniden yazılabilmesi için herkes kendi adına fedakârlıkta bulundu. Bir başarı varsa, bu öncelikle bu kazıdaki ekip ruhunundur. 2020 büyük bir hamle getirebilir. Patara antik kentinin, kumsal ve carettaların bilinirliği artacaktır. Yurt içi ve yurt dışından daha fazla ziyaretçinin geleceğine inanıyoruz. Burası tarih, kültür ve doğanın sarmal olduğu bir yer.”


Uygarlığın Anadolu’da doğduğuna işaret eden Işık, “Batı yeni buluntuları Helen kültürü olarak tanımlıyor. Batı’nın bu bakış açısından dersler çıkartmalıyız. Tarihte yerinden oynamış taşları yerine geri koymaya çalışıyoruz. Dünyanın ilim platformu içinde Anadolu’nun kültürel mirasına sahip çıkıyoruz. Patara, Anadolu’nun hakkını almasına destek oluyor” ifadelerini kullanıyor.

DENİZ FENERİ VE TELGRAF MÜZESİ İÇİN ÇALIŞILIYOR

32 yılını kentte geçiren Işık hem ilmi araştırmaların hem de tanıtım amaçlı faaliyetlerin artması için çalışıyor. Onun için artık Pataralı diyebiliriz. Kentteki çalışmaların pandemi koşullarına göre kısıtlandığını anlatan akademisyen, son durum hakkında şunları söylüyor: “Kazının bu sene iki lokasyonu var. Bir Tepecik mevkiinde çalışıyoruz bir de Nero Hamamı bölgesinde. Pandemi nedeniyle büyük ekiplerle büyük alanda çalışamıyoruz. Bu sene kazdığımız bütün alanlarda çeşitli bulgular var. Onların konservasyonuyla ilgileniyoruz. Nero Hamamı kazılarımız ise bu yıl tamamlanacak inşallah. Sonra da koruma ve restorasyon çalışmaları başlayacak. Erken döneme ait portre parçaları geldi ama maalesef kırıklı. Patara Tiyatrosu’nun kazıları bitti. Şu an kültür sanat etkinliklerine açık. Oradan çok güzel heykel buluntuları geldi. Kent Kapısı’nın restorasyonu tamamlandı. Osmanlı döneminde inşa edilen telsiz telgraf istasyonumuzun da restorasyon ve müzeleştirme projesi tamamlandı. Önümüzdeki günlerde hayata geçecek. Alanda yürüyen bir de deniz feneri restorasyon projesi var. 26 metre yüksekliğindeki bu kulenin katı modelleme, blok taranması işlemleri yapılıyor. Göçükten çıkan taşların büyük bir bölümü kullanılabilir durumda ve alanda. Şimdiden dünya çapında pek çok soru geldi bize. Deniz feneri restorasyon projesini çok önemsiyoruz. Şu an teknik detay çalışmalarının bitmesini bekliyoruz.”


ENGELLİ DOSTU ÖRENYERİ

Güneşin en güzel battığı denizi seyretmek, Türkiye’nin Sahra Çölü denen kum tepesine çıkmak, caretta carettaların özgür adımlarına tanık olmak da Patara’ya dahil. Antik kentin mimari, tarihi, sosyal ve siyasi değeri var. Örneğin Türkiye’nin şimdiye kadar yaptığı en büyük restorasyon çalışmalarından biri unvanını taşıyan Likya Birliği’nin yönetim sistemi dünyaya örnek olmuştu. Tiyatro içindeki sahne ise amacına uygun şekilde son malzeme imkânlarıyla yerden 12 santim yüksekte kuruldu. Patara’da taş baltalardan yapılara kadar çok geniş zaman diliminin işaret ettiği yıllar araştırılıyor. Bu özel mirası görmek isteyen engelli ziyaretçiler, karşılama merkezinden itibaren tekerlekli sandalye ile tiyatroya, meclis binasına ve sütunlu caddeye kadar geniş bir alanı gezebiliyor. Patara, engelli dostu bir örenyeri.

Kalıntıların dili çözülüyor

Antalya Bilim Üniversitesi’nde görev yapan arkeolog Mustafa Koçak, Patara’daki hamam kazılarına emek veriyor. Antik kentteki kalıntılara bakan herkes gibi merak içinde olduklarını belirten Koçak, 2011 yılından beri bu alanda çalışıyor. “Patara’nın ayakta görünen kalıntıları bile neredeyse 2 bin 500 yıllık. Üst üste binmiş yapılar, dönemler, medeniyetler var” diyen arkeolog, şöyle devam ediyor: “Anadolu’nun en erken hamamlarından birini kazıyoruz. Dönemler arasında kültür transferi olmuş. İlmi ve bilimsel çalışmalar yapmak, soruları cevaplamak istiyoruz. Kalıntıların sosyo-kültürel olarak ne söylediğini arıyoruz.”

Desteklerle kazıya devam


Patara’da 32 yıldır yapılan kazılar, son beş yıldır Türkiye İş Bankası ve iştirakleri Şişecam ile Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın verdiği desteğiyle sürüyor. Patara Antik Kenti’nde düzenlenen ve İş Bankası Grubu’nun kazılara verdiği desteğin tanıtıldığı basın toplantısında konuşan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Senar Akkuş, ülkemizin sahip olduğu zengin arkeolojik ve kültürel mirasa dikkat çekerek İş Bankası Grubu’nun bu zenginliklerin gün yüzüne çıkarılması için kazı çalışmalarına katkı sağladıklarını söyledi. Yapılan kazılar sonucu ortaya çıkan Patara Antik Kent’i de ziyaretçi akınına uğruyor. 2017 yılında Patara Antik Kenti’ni 221 bin, 2018’de 303 bin, 2019’da 176 bin 143 kişi ziyaret etti. Bu yıl pandemi nedeniyle ziyaretçi sayısı azalsa da 150 bine ulaşmış durumda. Yani Patara toplumun da sahiplendiği bir yer.

Arkeolog merakına yenilmemeli


Patara’nın Anadolu için öneminin altını çizen akademisyen, ilmi çalışmaların gelişimini şu sözlerle aktarıyor: “Kurucu kazı başkanımız Fahri Işık hoca başta olmak üzere yetişen bilim ekibi sayesinde bütün bu kazıların sonucuna göre Likya’nın tarihi yeniden yazıldı diyebiliriz. Biz geldiğimizde M.Ö. 8. yüzyılda başlatılan Likya tarihi, bu bilim insanlarının çalışmaları ile M.Ö. 8. binyıla inmiştir. Arkeolojik kazılar çok uzun soluklu uğraşlardır. Bilinen bir örnek verelim; Pompei, 1748’den bu yana kazılıyor. Efes, 120 yılı geçti. Biz ise daha 32 yıllık bir kazıyız. Patara ekolü olarak bilimin götürdüğü yere kadar gitmek istiyoruz. Zira Patara kazıları 200 yıl daha sürer. Olanaklar ve teknoloji geliştikçe o yıllardan bugüne büyük değişimler oldu. Biz korumasını yapamayacağımız alanları geleceğe rezerv olarak bırakıyoruz. Arkeolog merakına yenilmemeli, geleceğin teknolojileri ve bilgi birikimi bugünden daha iyi olacak çünkü. Daha fazla bilgiyle, daha fazla teknolojiyle o dönemlerde yeni isimler yol alsın.”

#Patara
#Antik
#Kent
#Anadolu
#Kültür
4 yıl önce