|

Avrupa'nın 'en yeşil' başkenti

2016 yılında Avrupa’nın en yeşil başkenti unvanını alan Ljubljana, yalnızca yayalara açık yolları, şehri ikiye bölen nehri ve ejderha heykelleriyle süslü köprüsüyle her mevsim ziyaret edilebilir şehirler listesinde.

04:00 - 14/04/2024 Pazar
Güncelleme: 02:33 - 14/04/2024 Pazar
Yeni Şafak
Ljubljana
Ljubljana
FATMA MATUR

Bu hafta yazacağım şehir, 2016 yılında Avrupa’nın en yeşil başkenti ünvanını almış, benim içinse kıtanın en şirin, en renkli şehirlerinden biri. Sevmesi en kolay şehirlerinden biri de aynı zamanda. Bir şehri böyle tanımlamak tuhaf gelebilir, bu oldukça da subjektif bir tanım zaten, farkındayım. Bununla birlikte benim için anlamı şu: Roma’yı çok sevdim ama yazın fazla sıcak ve kalabalıktı, Barselona harikaydı ama yankesicilere karşı hep tetikteydim, Amsterdam güzeldi ama sokaklar “ot” kokuyordu vs vs. Avrupa’nın tüm başkentleri ve bilindik şehirleri için örnekler çoğaltılabilir. Ljubljana böyle “ama”lı cümlelerin kurulamayacağı bir şehir benim için. Her mevsim ziyaret edilebilir, baharda bir başka güzel, yürüyerek veya bisikletle tüm şehri gezebileceğiniz, yeşili, nehri ve estetik mimari anlayışını beraber bulabileceğiniz tabiri caizse kompakt bir şehir. Türkiye’den 2 saatlik bir uçuşla ulaşılabilen bu şehri, bahar aylarında dinlendirici bir haftasonu molası için değerlendirmenizi öneririm.


Slav dilinde “sevgi”nin şehri

Şehri anlatmaya ismiyle başlayalım “Lubljana, “Lübyana” ya da “Lyubliyana” şeklinde okunuyor. Slav dilinde “Ljub” kelimesi sevgi anlamına geliyor ve çok sevilen bir yer olduğu için şehre bu ismin verildiği düşünülüyor. Şehrin simgesi ise ejderha. Mitolojik bir öykü kaynaklı bu simge günümüzde şehrin köprülerinde, grafitilerde, kalesinde, her yerinde küçük heykelcikler ya da çizimler halinde mevcut. Şehrin merkezi boyunca akan Ljubljanica Nehri, aynı zamanda şehri ikiye bölüyor ve üzerinde mimari harikası köprüler barındırıyor. Şehrin tarihi merkezinde sadece yayalara açık caddeler var. Bunlardan biri olan Cankarjevo Nabrezje Caddesi, şehri gezmeye başlamak için ideal. Ljubljana’yı kaleye çıkarken kullanabileceğiniz füniküler dışında hiç motorlu araç kullanmadan gezebilirsiniz. Bisiklet kiralamak için şehrin birçok noktasında BicikeLJ isimli bisiklet paylaşım noktaları bulunuyor. Bu yazıyı Amsterdam için yazıyor olsaydım, Amsterdam bisiklet şehri olarak bilinmesine rağmen, ya da belki tam da bu sebeple, kiralayın, bisikletle gezin önerisi vermezdim. Çünkü Amsterdam’da bisikleti günlük ulaşım aracı olarak kullanan binlerce sürücü, yolu, yönü anlamaya çalışan, tedirgin turist bisikletlileri sevmiyor ve oldukça agresif olabiliyorlar. Ljubljana’da durum tam tersi. İnsanlar daha sıcakkanlı, zaten bisiklet yolları da çok kalabalık değil ve şehir dümdüz. Bu nedenle BicikeLJ sistemini çekinmeden denemenizi öneririm. Gelelim gezilecek yerlere. Şehir küçük ve kompakt olsa da görülecek yerler çok. En başta da köprüler. Nehir boyunca göreceğiniz köprülerin her birinin öyküsü de mimarisi de ayrı ilgi çekici. En ünlülerinden biri ise Triple Bridge, yani Üçlü Köprü.


Sadece yaya trafiğine açık tarihi köprüler

Barselona’nın Gaudi’si varsa Ljubljana’nın da Plecnik’i var. 1872-1957 yılları arasında yaşamış ünlü mimar Plecnik, şehrin planlamasında en etkili olan ve yapılarının tümü Unesco Dünya Mirası listesine alınmış bir mimar. Triple Bridge de Plecnik’in eserlerinden biri. Ljubljanica Nehri üzerinde, sadece yaya trafiğine açık bu üç köprü Preseren Meydanı’nı Ljubljana’nın tarihi merkezine bağlıyor.


Öfkeli ejderhaların köprüsü

Adından da anlaşılabileceği gibi Dragon Bridge, öfkeli ejderha heykelleriyle süslü ve Ljubljana’nın en ünlü köprüsü. Art Nouveau mimarisinin güzel bir örneği olarak kabul edilen köprü, 1901 yılında inşa edilmiş. Günümüzde ejderha heykellerinin yanında fotoğraf çektirmek Ljubljana ziyaretinin olmazsa olmazlarından denebilir ve bir kez burada fotoğraf çekilirseniz şehre tekrar ziyaret edeceğinize inanılıyor.


Kasaplar ya da aşıklar köprüsü

Butchers’ Bridge, ismi Kasaplar Köprüsü anlamına geliyor. Köprü tahmin edileceği üzere adını köprünün iki yanı boyunca sıralanmış kasap dükkanlarından alıyor. Fakat köprü artık “Aşk Köprüsü” olarak da biliniyor çünkü köprünün üzeri aşkı temsil eden asma kilitlerle dolu.


Açık ve kapalı pazarlarda gurme lezzetler

Ljubljana’nın merkezindeki Central Market, Avrupa’da neredeyse her şehirde ve genelde kapalı alanlarda, bazen tarihi binalarda bulunan pazar yerlerinden biraz farklı. Central Market hem Vodnikov trg hem de Pogacarnec trg meydanlarında yer alan bir açık hava pazarı ve ikisi arasında bulunan bir kapalı pazardan oluşuyor. Kapalı pazar ünlü mimar Joze Plecnik tarafından tasarlanan sütunlu bir alanda yer alıyor ve bir dizi küçük yiyecek dükkanından oluşuyor. Açık pazar alanı ise sadece turistik bir yer değil, Ljubljanalıların da sosyalleşmek, yemek içmek için buluştuğu hem eğlenceli hem canlı bir bölge. Pazarda yerel çiftçilerin getirdiği organik ürünlerden yemek stantlarına çiçeklerden meyve sebzelere kadar onlarca çeşit ürün mevcut. Her gün kurulan bu açık hava pazarının yanısıra Pogacarjev trg meydanında mart ayının ortasından ekimin sonuna kadar Sloven restoran şeflerinin dünya mutfaklarından yemekler hazırladığı bir açık mutfak etkinliği oluyor. Mümkünse seyahatinizi bu zaman aralığında bir cuma gününe denk getirirseniz, gurme lezzetleri, sokaktan sandviç alıyormuş gibi tadabilirsiniz. Benim açık mutfak etkinliğinde yediğim deniz ürünlerinin tadı hâlâ damağımda. İki katlı kapalı pazar yerinde ise üst katta Slovenya ürünleri sunan mağazalar, alt katta ise balık pazarı ve DobraVaga Sanat Galerisi bulunuyor.


Şehrin 900 yıllık hakimi

Şehre hakim bir tepeye kurulu 900 yıllık Ljubljana Kalesi’ne yürüyerek ya da fünikülerle çıkmak mümkün. Kalenin surları ve gözetleme kulesi Ljubljana’nın en güzel manzaralarını sunuyor. Kalede ayrıca Slovenya’nın tarihini anlatan ve hiç de sıkıcı olmayan bir sunumun yapıldığı sergi bölümü, bir kukla müzesi, St. George Şapeli ve tarihi odalar bulunuyor. Kalede yaz aylarında açık hava film gösterimleri, dans akşamları gibi etkinlikler yapılıyor. Kalede ayrıca kaleyi eğlenceli bir oyun oynayarak keşfetmenizi sağlayacak bir kaçış oyunu etkinliği var. Bu ücretli etkinlikte bulmacaları tamamlayıp sonunda ejderhayı kurtarırken kalenin odalarını gezmiş ve tarihini öğrenmiş oluyorsunuz. İngilizce biliyorsanız ve okul çağında çocuklarınız varsa bu kaçış oyununu özellikle öneririm. Kaleyi sabah erken saatlerde ziyaret ediyorsanız yer bulma sorunu yaşamayabilirsiniz ancak öğlen saatlerinde ziyaret edecekseniz kaçış oyunu için kalenin internet sitesinden (https://www. ljubljanskigrad.si/en/ experiences/escapecastle/) mutlaka önceden rezervasyon yaptırın.


Ljubljana’nın kalbi

Preseren Meydanı için Ljubljana’nın kalbi denebilir. Meydanın tam ortasında ünlü pembe kilise yani Fransiscan Kilisesi bulunuyor. Meydandaki kadın ve erkek heykellerinden erkek olanı, meydana ismini veren ünlü Sloven şair France Preseren’e ait. Kilisenin önündeki zeminde ince fıskiyeler döşeli ve sıcak yaz akşamlarında bu fıskiyelerden püskürtülen suyla ıslanmak, hem çocuklar hem de yetişkinler için eğlenceli bir aktiviteye dönüşüyor.


#Ljubljana
#Toparlanın Gidiyoruz
#Avrupa
16 gün önce