|

Çocukların mahremiyeti korunmuyor

Okulların sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlardan çocukların gün içerisinde hangi oyunları oynadığını, nereye gittiğini, ne yiyip ne içtiğini görebiliyoruz. Okullar bunun velilerin talebi olduğunu ileri sürerken çocuğunun fotoğrafının paylaşılmasını istemeyen veliler okul yönetimi tarafından ortak bir karar alınmadığında çaresiz kalabiliyor.

02:02 - 23/10/2022 Pazar
Güncelleme: 22:21 - 22/10/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Aile Ortamı.
Aile Ortamı.
Zeynep Tuba Kesimli

Yeni medya öğretilerinin bir sonucu olarak hepimiz, alacağımız her ürünü, gideceğimiz her mekânı internet üzerinden araştırmaya, markaların sosyal medya hesaplarını didik didik etmeye, yapılan yorumları okumaya alıştık. Buna çocuklarımızın gittiği/gideceği okullar da dahil. Artık pek çok okul yaptığı etkinlikleri, düzenlediği gezileri hesabında paylaşıyor. Üstelik bunu çocukların mahremiyetine dikkat etmeden, havuz fotoğraflarına varıncaya dek hemen her günlük rutini çocukların yüzlerinin net bir biçimde seçebildiğimiz fotoğraf ve videolarla yapıyor. Kötü niyetli insanların bu fotoğraflarla neler yaptığına dair okuduğumuz haberler de maalesef bu tutumu frenlemiyor. Biz de konuyla ilgili isimlere sorduk: Önceleri sadece velileri haberdar etmek için yapılan bu paylaşımlar nasıl bir yarış ve reklam aracı hâline geldi? Bunun çocuğa/ebeveyne bir faydası var mı? Bu paylaşımlar ne gibi tehlikeleri doğuruyor? Ebeveynler bu çıkmazın önüne nasıl geçebilir? Buyurun, beraber okuyalım.

Çocuklarımızı bir gösteri kültürünün içine fırlatıyoruz

Selvanur Yazıcı Sezgin - Yeni Medya Araştırmacısı

Yeni medya teknolojilerinin hakimiyet sürdüğü çağdayız ve “Görüntünün iktidarı” diye nitelendirdiğim bir dönemdeyiz. Görüntülenmeyen ve sunulmayanın değersiz ve anlamsız addedildiği bir yeni medya kültürünü tecrübe ediyoruz. Dolayısıyla hem veliler hem de okul yönetimleri öğrencilerin eğitim hayatını kamuya açık hesaplarda paylaşarak bunu değerli hâle getirebileceklerini düşünüyorlar. Okullar hem velilerine hem de veli adaylarına yaptıkları bu sunumlarla ulaşmaya ve memnuniyet elde etmeye çalışıyor. Bir çocuğun okulda çekilen görüntülerinin sosyal medya hesaplarında paylaşılmasının o çocuğa ve ailesine uzun vadede fayda değil zararı var. Zikredilebilecek ilk tehlike çocukların isimlerini, yüzlerini ve bulundukları adresleri sosyal medya hesabında paylaşarak çocuğu anlık olarak tüm tehlikelere açık hâle getirmek. Kötü niyetli insanlara, o an yanında olmadığımız çocuğumuza erişebilecekleri tüm bilgileri vermiş oluyoruz. Yabancılarla nasıl sınırlı bir iletişim kuracaklarını öğretmek için kitaplar okuduğumuz çocuklarımızı sınırlarını bilmediğimiz bir sosyal medya evrenine, tüm yabancıların içine çıkarmış oluyoruz. Üstelik sosyal medyada bu fotoğrafların kimler tarafından alınıp nasıl kullanıldığını da bilmiyoruz. Bir başka husus, çocuklarımızın psikolojik durumlarını hesaba katmadan, o an fotoğraf çekilmek isteyip istemediklerini bilmeden onları objektiflere bakmaya zorluyoruz. Henüz farkında olmadığımız ancak bence en önemli sorun sayılabilecek husus ise çocuklarımızı bir gösteri kültürünün içine fırlatıyor olduğumuz gerçeği. 3 yaşındaki çocuklar günün her saati öğretmenlerine poz vermeyi çoktan kanıksamış durumda. Bunda sizce de bir problem yok mu? Bu çocuklar görüntünün ve görsel güzelliğin “her şey” olduğu bir kültürde büyüyorlar. Gelecekte kendileriyle, görüntüleriyle ilgili ne tür kompleksler ve ne tür takıntılar geliştirecekler kestiremiyoruz bile. Ancak onları içinde büyüttüğümüz bu yeni medya kültürü geleceklerini kesinlikle etkileyecek. Ebeveynler önce yeni medya okuryazarlığı kazanıp bilinçlenmeli. Sonra da bu konudaki duyarlılıklarını ortaya koyarak okul yöneticileri ve öğretmenleriyle iş birliği içinde olarak süreci kontrol altına almalı.

Bırakalım çocuğumuz anı yaşasın

Nagehan Pakdamar Tüzgen - Akademisyen - Eğitim Bilimleri

Çocuğundan haber almak hem bir ihtiyaç hem de bir hak. Ancak kayıt almak için çocuğun geçireceği zaman aksatılıyor ya da çocuğa asıl amacın bu çekimlerin beğenilmesi olduğu hissi yansıtılıyorsa bu paylaşımların çocuğun faydasına olmadığını söyleyebiliriz. Birçok öğretmenden gün boyu çekim yapmanın sınıfta ne kadar çok vakit aldığını, odaklanmayı zorlaştırdığını duyuyoruz. Veliler şunu hep akılda tutmalı, size günlük olarak iletilen onlarca fotoğraf ve video çoğu zaman çocuğunuzdan vakit alarak kaydediliyor. Veliler eğitimi aksatmak pahasına paylaşım yapılması için aşırı talepkâr olmamalı, okullar bilinçlendirici rol üstlenmeli ve çocuğun faydasını öne çıkarmakta ısrarcı olmalı, toplumsal duyarlılığı sağlayacak yasalar ile süreç güvence altına alınmalı. Bir diğer konu ise veli dışındaki kişilere açık paylaşımlar. Velinin izni olmadan kurumsal ya da şahsi hesaplarda çocukların görüntülerinin paylaşılması suç. Velinin yazılı izni olan durumlarda kurumsal hesaplardan çocuğun yüzünün ve kimliğinin açıkça belli olmadığı, duygu sömürüsü ya da reklam için çocuğun kullanılmadığı paylaşımlar yapılmasına dikkat edilmeli. Ben veli olarak okulların sosyal medya hesaplarını mutlaka takip ederim. Eğitim kurumlarının profesyonelliğinin bir yansımasının da sosyal medyada çocuğun mahremiyetini, haklarını gözeterek paylaşım yapmak olduğuna inanıyorum. Son olarak velilere şunu söylemek isterim; bırakalım çocuğumuz anı yaşasın, o hisleri zihnine kazısın, unutmayalım anıları en güzel muhafaza etme şekli budur.

Gizlilik meselesini ciddiye almalıyız

Elif Santur - Multibem Genel Md. Yrd.

Çocuklarımız sosyal medyaya müdahale edemezler. Ebeveynler olarak fotoğraf paylaşımının sorumlusu bizleriz. Çocuğumuzun bir fotoğrafını paylaştığımızda, dünyanın dört bir tarafında hiç tanımadığımız insanlara göndermiş oluyoruz. Bu fotoğraf o kişilerin diskine girmiş oluyor. Silmek istediğinizde de silememiş oluyorsunuz. Örnekler de gösteriyor ki iyi niyetli olmayan kimseler çocukların kişisel ve kimlik bilgilerini kötüye kullanabiliyor. Gizlilik meselesini daha da fazla ciddiye almalıyız. Benim çocuğumu bir başkası gördüğünde ona bir faydası olacak mı ya da benim en kıymetlim, canımın bir parçası neden başkalarının hesaplarında olsun, diye düşünmeliyiz. Çocuklarımız sosyal medyayı anlayacak yaşa geldiğinde, onlardan fotoğraf paylaşımı konusunda izin istemeliyiz. Böylece çocuklarımıza senin mahremiyetini önemsiyorum, mahremiyetine saygı duyuyorum mesajını vermiş oluruz. Gerektiğinde çocuklarımızla hangi fotoğrafları yayınlamanın uygun olduğu, bu fotoğrafları kimin göreceği konusunda istişare etmeli ve karar verme sürecine onları da dâhil etmeliyiz. Bu sayede sosyal medyanın çalışma şeklini öğrenecek ve ileride kendi oluşturacağı hesaplarda paylaşım yapmanın ne gibi güvenlik sorunları oluşturacağını anlamış olacaktır. Aileler okullara kayıt yaptırırken “Gün içerisinde bizimle fotoğraf paylaşacak mısınız?” diye soruyorlar. Aslında bunu okula güven duymak için talep ediyorlar. Ebeveynleri okul sürecine, sınıfa dâhil etmenin güvenli bir bağ kurmada daha iyi bir yöntem olduğunu düşünüyorum.

#Aile Ortamı
#Çocuklar
#Eğitim
2 yıl önce