MAĞDUR BASKIDAN UZAK TUTULMALI
Didem Yeldan, kitabında, cinsel suçların, mahiyetleri itibariyle gizlilik içinde işlenen suçlar oldukları için olayın ispatı açısından görgü tanıklarının bulunamayabileceğini belirterek, çoğu zaman sadece mağdur ve sanık arasında gerçekleşen bu suçlarda, mağdurun beyanının önemli bir delil olduğuna dikkat çekti. Yeldan, şöyle devam etti:
"Cinsel vakalardaki, ayıp ve mahremiyet duygusu, çoğu olayda mağdur ve yakınlarının olayı unutturmak ve çevreye karşı da ilerde 'işte o' dedirtmemek için ifadeyi değiştirme, sanığı affetme, şikayetten vazgeçme ya da baştan beri şikayetçi olmama yoluna giderek olayı kapatmaya çalışmaya neden olmakta ve bu durum mağdurların ifadesini etkilemektedir. Mağdurların beyanlarını en sağlıklı şekilde temin edebilmek için ise onları aile ve çevrenin olumsuz baskı ve telkinlerinden uzak tutup, soruşturma safhasında güvenli ortamda, uzman ya da uzmanlar tarafından beyanlarının alınması gerekir. Bu beyanların kayıt altına alınması, iddianamenin kabulünden hemen sonra da araya zaman girmeden duruşmanın yapılması ve mağdurların etki altında kalmadan verdikleri samimi ve özgür beyanları ile yetinmek gerekmektedir."
DELİLLER 'KAR TANELERİ' GİBİDİR
SÜRECİN UZAMASI SANIĞIN LEHİNE, MAĞDURUN ALEYHİNE
- Bu tür suçlarda araya giren zamanın sanığın lehine, mağdurun aleyhine işlediğine işaret eden Didem, "Soruşturma ve kovuşturma süreci uzayıp mahkemeye gidiş gelişler arttıkça, olayın verdiği ıstırap daha da artacak, ifadeler de değişmeye başlayacaktır. Olayı kapatmaya yönelik telkinler, mağdurun özgür iradesini de etkileyecektir. Çoğu olayda soruşturma safhasındaki beyanlar ile yargılama safhasındaki beyanlar arasında bundan kaynaklanan farklılıklar olabiliyor. İfadelerde çelişki oluşturabilecek bu hususlar, yanlış değerlendirildiklerinde olayın cezasızlık ile sonuçlanmasına neden oluyor" dedi.
DEVLETE SIĞININ VE ADALETE GÜVENİN
KUTU KUTU...
ÖRNEK KARARLARA İMZA ATTI
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Didem Yeldan, daha önce görev yaptığı mahkemelerde kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar davalarında verdiği kararlar ile dikkat çekmişti. Eşine şiddet uygulayan sanığın eylemlerini eziyet olarak değerlendirerek en üst sınırdan ceza verip iyi hal indirimi uygulamayan Yeldan, başka bir davada ise 2 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı ilk derece mahkemesindeki davada beraat eden sanığa, çocukların ilk beyanını göz önünde bulundurarak 15 yıl hapis cezası verilmesini sağlamıştı.