|

Hünernâme’de 64 yıllık hikaye var

Kendisini “64 yıllık tam zamanlı profesyonel sanatçı” olarak tanımlayan Gültekin Çizgen’in yeni sergisi Hünernâme Maji Sanat Galerisi’nde görülebilir. Sergi tuval resimleri, heykeller ve kinetik salkımlardan oluşuyor.

Merve Akbaş
00:00 - 22/05/2022 Pazar
Güncelleme: 02:00 - 22/05/2022 Pazar
Yeni Şafak
Kendisini “64 yıllık tam zamanlı profesyonel sanatçı” olarak tanımlayan Gültekin Çizgen’in yeni sergisi Hünernâme Maji Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu.
Kendisini “64 yıllık tam zamanlı profesyonel sanatçı” olarak tanımlayan Gültekin Çizgen’in yeni sergisi Hünernâme Maji Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu.

Hünernâme... Bir sanatçının olgunluk çağında ürettiği toplu çalışmalara verilen isim. Yıllarını sanata adamış isimlerin eserlerinin tümünün aldığı hâl... Sanat yaşamında 64 yılı geride bırakan Gültekin Çizgen’in yeni sergisinin adı da “Hünernâme.” Nişantaşı’ndaki Maji Sanat Galerisi’nde başlayan sergi sanatçının farklı tekniklerle çalıştığı çok sayıda eseri sanatseverlerle bir araya getiriyor. Hünername, usta sanatçı Çizgen’in sanat aşkını da gözler önüne seren bir nitelik taşıyor. Çalışmalar tuval resimleri, heykeller ve kinetik salkımlardan oluşuyor. Plastik sanatlar alanındaki uzun soluklu sanat üretiminde, bu kez konu olarak insan ve hayvan figürlerini referans almış.

PLASTİK DUYARLILIĞI

  • Sergiyi gezerken ilk fark edilecek olan mesele Çizgen’in karışık tekniğin tüm olanaklarını zorlayarak eserlerini oluşturmuş olduğu. Figürlerini, keçe, ahşap, aynalı pleksi gibi ayrı ayrı malzemeleri işleyerek yıllar içinde geliştirdiği resim diliyle plastik duyarlılığa ulaşıyor. Bu üretimlerini de ülkemizin büyük kültür mirasıyla ilişkilendiriyor. Bu bağlamda Çizgen’in sanatsal üretimiyle, yarım asrı aşan birikim ve çabalarıyla sanat çevresine de yol gösterdiğini eklememiz gerekiyor. 64 yıllık sanat geçmişiyle ve bu zaman zarfı içindeki çok yönlü sanat uygulamalarıyla bir “Hezarfen” olarak tanınan Çizgen, bu sergisinde fotoğraf, illüstrasyon, sanatsal cam, cam heykel, çağdaş meşk – tapestry (duvar halısı) duraklarına bir bir uğradıktan sonra sanat yolculuğu Hünernâme ile yeni bir boyuta ulaşmış. Serginin 31 Mayıs’a kadar ziyaret edilebildiğinin de altını çizelim.

TAM ZAMANLI SANATÇI

Kendisini “64 yıllık tam zamanlı profesyonel sanatçı” olarak tanımlayan Çizgen sanatçı bir aileden geliyor. Babası Sanayi Nefise Mektebi’nden (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) İbrahim Çallı atölyesinden mezun bir ressam, kardeşleri ve yeğenleri de hayatlarını sanata adayan isimler. 1940’ta İstanbul’da doğan sanatçı da uzun yıllar boyunca hayatını sanat çalışmalarına adadı. Bir röportajında bu durum için “Ben sanattan başka hiçbir şeyle ilgilenmedim” diyordu. Fotoğraf sanatı için de sayısız ülkede bulundu. 1976-1981 yılları arasında bu alan için oldukça önemli olan “Yeni Fotoğraf Dergisi”ni çıkardı.

FARKLI ALANLARDA ÜRETİMLER

  • Çektiği çok değerli kareler Türkiye, Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kanada, Meksika ve Brezilya'da sergilendi. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Bahreyn, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İsviçre, Kazakistan, K.K.T.C., Kırgızistan, Kuveyt, Mısır, Rusya, Slovenya, Suudi Arabistan, Tunus, Yunanistan'da yönettiği Multivizyon programları gösterildi. Fotoğraf yayınlarının da sahibi olan Çizgen aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Enstitüsü kurucu onur üyesi ve Profesyonel Tanıtım fotoğrafçıları Derneği kurucu başkanı. Yani fotoğraf onun sanat hayatının önemli bir maddesi niteliğini taşıyor. Ancak altını çizmemiz gereken Gültekin Çizgen’in bir “Hezarfen” olarak farklı sanat dallarından beslendiği ve bu alanlarda üretimler yaptığı. Fotoğraf, resim, cam, heykel veya hat...

UFUK AÇICI YERLİ DURUŞ

Sanatçının hayatı boyunca ürettiği eserlerinde farklı sanat formlarının birbiriyle nasıl etkileşim halinde olduğu da anlaşılıyor. Ortaya koyduğu eserlerinde, çalışmalarında “yerlilik” duruşunu görmek de mümkün. Onun eserlerine baktığımızda ülkemizin büyük kültür mirasıyla kurduğu ilişkiler oldukça dikkat çekiyor. Hünernâme tam bu nedenle oldukça özel bir sergi olma niteliği taşıyor. Çünkü Çizgen’in hezarfenliği, yani uzun ve değerli sanat hayatının farklı duraklarından yaptığı beslenmeleri bariz biçimde görecek sanatseverler veya sanatla ilgilenenler bu bakış açısı ve duruşla ufuklarını açabilir.

#Hünernâme
#Gültekin Çizgen
#Profesyonel Tanıtım fotoğrafçıları Derneği
2 yıl önce