|

İsraftan infaka iyilik köprüsü

Menderes Arıcan ve eşi Şafak Arıcan bireysel çabalarını koca bir harekete dönüştürerek ACİLDER’i kurdular. ACİLDER, acil ihtiyaçların karşılanması konusunda hayırseverler ve ihtiyaç sahipleri arasında köprü oluyor.

Latife Beyza Turgut
04:00 - 17/09/2023 Pazar
Güncelleme: 06:55 - 17/09/2023 Pazar
Yeni Şafak
Menderes Arıcan
Menderes Arıcan

nsanları kendi elleriyle iyiliğe teşvik etmek, infak etmeye yönlendirmek, kullanılmış eşyaları değerlendirerek israfı önleme konusunda bilinçlendirmek gayesiyle kurulan Acil Yardım Gönüllüleri Derneği, 2016 yılından beri yardım faaliyetleri yürütüyor. Menderes Arıcan’ın eşi ile birlikte bireysel çabalarının bir koca bir harekete dönüştüğü ACİLDER, acil ihtiyaçların karşılanması konusunda hayırseverler ve ihtiyaç sahipleri arasında köprü oluyor.


Yardım götürdüğümüz evlerin haline ağladık

2016 yılında resmen kurulan ACİLDER, Menderes Arıcan’ın yıllarca mazlum ve ihtiyaç sahipleri için koşuşturmasının bir sonucu aslında. Arıcan’ın eşi ile birlikte gönüllü olarak ihtiyaç sahipleriyle ilgilenmesi çok daha eskiye dayanıyor. “O zamanlar oturduğumuz mahalle biraz yoksul bir mahalleydi. Orada bir yardım yapılacağı, gıda kolisi dağıtılacağı zaman eşim ile birlikte biz öncülük ediyorduk” diyen Arıcan, gönüllü hayır işlerinde koşturmaya ve yetimler ile ilgilenmeye yıllar önce Ümraniye’de yoksul bir mahallede otururken başladıklarını anlatıyor. Ardından işi dolayısıyla Başakşehir’e taşınmasıyla bu çevredeki ihtiyaç sahipleri ile ilgilenmeye başlamış. Bu işi tam anlamıyla benimsemesi ise Suriye savaşı sonrasında İstanbul’a gelen mültecilerin halini görmesiyle olmuş. Eşi ile birlikte kendi imkânlarıyla topladıkları 80 koli gıdayı bir Ramazan günü kapı kapı gezerek mültecilere yardım götürmüşler. “Gıda dağıtımına çıkınca bir baktık ki bodrum katta tek oda bir evde yirmi kişi yaşıyor. Gıdayı verdik ama yemek pişirecek bir yeri yok. ‘Neyle pişireceksiniz’ diye sorduk. ‘Dışarıda ateş yakıyoruz’ dediler. Eşim o hallerini görünce başladı ağlamaya. Gittim tüp buldum getirdim ama tencere yok. Tencere alsan, yatak yorgan yok. Derken başka bir eve gittik, orada da durum aynı. Her gittiğimiz ev bir öncekinden daha kötü” diyen Arıcan, o gün çok önemli bir konunun farkına vardığını anlatıyor: “İftara on dakika var, yiyecek bir şey yok. ‘Başımıza bomba yağmıyor ya. Namusumuz güvende ya. Elhamdülillah…’ deyip şükrettiler. Bakış açıları farklıydı. Ertesi gün iş yerine gittim, kimsede şükür veya doyum olmadığını gördüm. Böyle olmaması lazım diyerek o günden sonra işi gücü bıraktım. Tam anlamıyla yardım işlerine girdim, bir daha da çıkmadım.”


Çöplerden kullanılabilir eşyaları topladık

Arıcan önce kendi evinden eşyaları paylaşmış ihtiyaç sahipleriyle. Yetmeyince komşularının eşyalarını taşımış. O da yetmeyince Başakşehir’de oturduğu semtteki çöpe atılan kullanılabilir eşyaları gözüne kestirmiş. “Başakşehir’de çöpe atılan eşyaların birçoğu aslında çöp değildi. Gece saat birden sonra eşimle çıkıyor, çöpleri gezip, eşyaları topluyorduk. Sabah da evlere götürüyorduk” diyor Arıcan. Yavaş yavaş talep artınca bu işi bir sisteme oturmaya karar vermişler. Önce evlerinin altındaki bir depoda eşyaları toplamışlar. Ardından mahallelerindeki bir katlı otoparkta küçük bir yere taşınmışlar. 2016 yılında ise yardım faaliyetlerini resmileştirerek ACİLDER, Acil Yardım Derneği’ni kurmuşlar. Etki alanı büyüdükçe dernek de büyümüş ve Başakşehir 5.etapta yaklaşık 3 bin metrekare alana sahip bir derneğe dönüşmüşler. Derneğin bulunduğu alandan, kullandıkları eşyalara kadar her şey infak edilmiş eşyalardan oluşuyor. Bulundukları yapıda ikinci el ve sıfır ürün mağazaları, bakım atölyeleri, yetim berberi, ücretsiz yemekhane, toplantı ve sohbet salonu ve gıda depoları gibi birbirinden farklı alanlar bulunuyor. Şu anda derneğin sistemine kayıtlı 58 ülkeden 18 bin 368 ihtiyaç sahibi aile var. Bu ailelerin 3 bin 128 tanesi eşleri vefat etmiş ve 6 bin 878 yetimi olan ailelerden oluşuyor. Derneğin yardım sağladığı çocuk sayısı ise 49 bin 334. Derneğin ulaştığı her ihtiyaç sahibine dair verilerini tuttuğu bir sistemi var. Bir aileye veya yetime yapılan tüm yardım geçmişi ve gelecek ihtiyaçları bu sistemde kayıtlı. Sistemin kurucusu Menderes Arıcan fakat sistemi bir yazılıma dönüştüren kişi ise Arıcan’ın yıllar önce yardım elini uzattığı Suriyeli bir genç olan Beşir. “Biz yazılımımıza bile para vermedik, o da hayır olarak yapıldı” diyen Arıcan, “Aşağı yukarı tanıdıklardan yirmiye yakın yazılımcı topladım. İstediğim sistemi anlattım. ‘Bize böyle bir yazılım yapın’ dedim. İşin zor olduğunu söylediler. Sonra bir gün zamanında eşya verdiğimiz Beşir isminde bir Suriyeli kardeşimiz geldi. Türkçeyi öğrenmiş ve yazılım işi ile uğraşıyormuş. Dedim ki ‘Beşir bize böyle bir program yazar mısın?’ ‘Yazarım hocam’ dedi. Bir lira almadan bu sistemi hazırladı” diyor.


Tamircimiz de berberimiz de gönüllü

Dernek önce yakın çevrede duyulmaya başlamış. Bir ihtiyaç sahibi ile karşılaşan ve böyle bir yerin varlığını bilen bir kişi onu ACİLDER’e gönderiyormuş. Zamanla bilinirliği arttıkça buraya yönlendirenler olmuş. “‘Yardım konusunda, ikinci el bir eşya ihtiyacı konusunda kime gidebilirim?’ diye sorsanız size buranın telefonunu verirler. Kaymakamlıktan gelen burayı kaymakamlığa, belediyeden gelen burayı belediyeye bağlı sanıyor. Bağlı değiliz ama hem devlet kurumları hem de diğer derneklerle beraber çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Arıcan, “Bizde yardımı kimin götürdüğüne bakılmaz. Neye bakıyoruz? Nereye gittiğine bakıyoruz Bir ihtiyaç sahibine gitmeyecek mi? Gidecek Benim ekibim götürse ne fark eder? Onun ekibini götürse ne var?” diyor. Dernek her gün en az üç ev kurmaya gayret ediyor. Dolayısıyla bağışlanan eşyaların ayrıştırılması, depolanması, paketlenmesi ve taşınması için fazlasıyla gönüllüye ihtiyaç var. Derneğin aşçı, kayıt sorumlusu, araç sürücüsü, medya ve muhasebe görevlisi gibi sürekli görevlileri dışında tüm işleri gönüllüleri üstleniyor. Buna gelen ufak ev aletlerinin tamir eden Temcit Çağlayan ve yetim çocuklara berberlik hizmeti sunan Remzi Aktay dahil. Geri kalan işlerde koşturacak gönüllü ekibe ise kurdukları gruplardan ulaşıyorlar. Deprem zamanı en yoğun oldukları dönemde her gün 150-200 kişinin burada gönüllü çalıştığını anlatan Arıcan, “Aynı şekilde, Kovid-19 döneminde de sıcak yemek ve gıda dağıtımı için bize günde elli araca yakın gönüllü geldi. Hepsine dağıtım listelerini veriyoruz. Araç dolunca gönderiyoruz. Gönüllüler gidip dağıtıyor. İhtiyaç sahibinin evrakını imzalatıp getiriyorlar. Bir sefere mahsus gelen gönüllümüz de var sürekli gelen de” açıklamasını yapıyor.


Kapımızı çalmaktan çekinmiyorlar

Özellikle yetim giydirme günü olan cumartesi günleri gönüllülerin en yoğun olduğu günlermiş. “Bir tanesi çocuğun çorabını, bir tanesi ayakkabısını, ceketini giydiriyor. Çok güzel bir an oluyor” diyor Arıcan. Dernekte pazar günleri hariç her gün dağıtım oluyor. Bu nedenle haftanın 6 günü gönüllüye ihtiyaç var. Sabahları gıda yardım kolileri yola çıkıyor. Öğleden sonra ise sosyal yardım, zekat dağıtımı, çeyiz yardımı, eğitim yardımı dağıtılıyor. Yardım edilen mevcut 18 bin ailenin içerisinde hiçbir geliri olmayan dul, yetim, çocuk sayısı fazla olan hasta olanlar bu düzenli yardım bölümüne kayıtlı. İçlerinde durumu düzelen, evlenen, taşınan olduğu zaman onun yerini başka bir ihtiyaç sahibi aile alıyor. Arıcan, zaman zaman hiçbir şeyi olmayan bir aileye sıfırdan ev kurmalarını şöyle anlatıyor: “Bir sisteminiz olmadığı müddetçe yüz tane ekip de olsa bu iş yapılmaz ama sistemi kurar, çalıştırırsanız zaten her zaman ihtiyaç sahibi var veren de var. Biz infak edenle ihtiyacı olanı buluşturuyoruz. Bazen bir ev için on, on beş yerden eşya çıkıyor. Onları biz yönlendiriyoruz. Önce eşyaların fotoğraflarını ve adreslerini istiyoruz. Adresini istiyoruz. Bilgileri ihtiyaç sahibine gösteriyoruz. Eşyaları da biz ulaştırıyoruz.” 2016 yılından beri derneğe karşı bir güven oluştuğunu ifade eden Arıcan, ev taşıyan, eşya değiştiren herkesin artık derneğin kapısını çalarak malını infak etmekten çekinmediğini söylüyor. Zaman zaman infak edilen eşyalar içerisinde hasarlı veya arızalı olanlar da oluyormuş. Onları da dernekte kurdukları marangozhanede tamir ettiklerini anlatan Arıcan, derneğe gönüllü bir de beyaz eşya ustası arıyor. Bu ustanın işini “Bazı beyaz eşyaların ufak tefek arızası oluyor. Ama servis ücretleri çok yüksek. Ben de bir servis aracı hazırlamayı düşünüyorum. İçinde çalışır halde buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinası hazır duracak. Aileye gidecek, hasarlı olanı tamir edebiliyorsa edecek. Olmuyorsa, eskisini alacak yenisini verecek” sözleriyle anlatıyor.


Bizi “Hızır Acil” diye çağırıyorlar

“Bizi derneği kurmadan ‘Hızır Acil’ diye çağırıyorlardı” diyen Arıcan, şu an oturttukları bu sistemin örnek olması ve hemen her ilçede yaygınlaşması gerektiğinin altını çiziyor. Dernek sayesinde sadece ihtiyaç sahipleri sevinmiyor aynı zamanda sıfır atık ilkesine uygun olarak israf önleniyor ve eşyalarda bir geri dönüşüm sağlanıyor. “Sadece yardıma muhtaç insanlar için değil, yardım edenler için de infak bir ihtiyaç. İnsanların kendilerinden zor durumdaki insanları görmesini ve şükretmesini sağlıyor” diyen Arıcan, özellikle zekat bağışçılarını dağıtım günlerinde beraber olmaya çağırıyor. Arıcan, “Gel diyorum bağışın nereye gidiyor gör. Ben onlarla bir ev geziyorum ikinci eve ‘Ne olur bizi götürme’ diyorlar. Bizim insanımız içinde merhamet de hayırseverlik de var ama hep yukarı baka baka küflenmişiz. Oysa aşağı bakmaya ihtiyacımız var. Kendi ufak sorunlarımızı, sıkıntılarımızı büyütüyoruz. Oysa gerçek sıkıntıları, yokluğu görünce, ‘Bizimki dert değilmiş, biz onu dert sanmışız’ diyoruz” ifadelerini kullanıyor.


#infak
#ihtiyaç
#yardım
8 ay önce