Mahmut Toptaş
Toptaş,
’nın 1 Şubat 1935 yılında müze olarak açıldığını anımsatarak, ibadete kapatıldığı gün mabeddeki 3 imam, 7 müezzin ve 10 hizmetlinin diğer camilere dağıtıldığını belirtti. O tarihte (1934) bir imamla bir müezzinlik kadrosunun camide bırakıldığını, akabinde 27 Ağustos 1951 tarihli yazıyla Diyanet İşleri Başkanı Eyüp Sabri Hayırlıoğlu’nun müezzinlik kadrosunu kaldırdığını ancak imamlık kadrosunun aralıksız devam ettiğini aktaran Toptaş, 4 Nisan 1988 tarihli ve 7163 sayılı yazı ile Ayasofya Camii imamlığına atandığını fakat o dönem Ayasofya kapalı olduğu için Eminönü camilerinde vaiz olarak görev yaptığını anlattı. Toptaş, daha sonra 1 Şubat 1991 yılında caminin dışında, Osmanlının ilavesi yüz metrekarelik bir yeri ibadete açtıklarını ve kendisinin bu küçük yerde imamlık yapmaya başladığını aktardı. Toptaş, 16 Mayıs 1991 tarihinde ise Ayasofya’daki görevinden ayrıldığını ifade etti. Toptaş, Ayasofya’ya hasretini şu sözlerle anlattı:
KELEPÇE ÇÖZÜLDÜ
KELEPÇE ÇÖZÜLDÜ
- “Camiyi göreceksin ama giremeyeceksin dediler. Etrafında dolaşacaksın ama içinde namaz kılamayacaksın dediler. 30 milyonduk o zaman. 40, 50, 60 milyon olduk, hasret çeken sayısını çoğalttık, hasret çeken sayısınca yüreğimizde hasretimiz arttı. Üniversite yılları boyunca her okuldan delikanlılarımız ‘Zincirler kırılacak, Ayasofya açılacak’ sloganıyla yürüdüler. Suçsuz yere yıllarca hapis yatan ama haklılığın verdiği güçle zalimlere boyun eğmeyen yiğidin serbest bırakılırken kelepçesinin çözülmesi gibi geldi Ayasofya’nın açılması. Kaçırılan çocuğuna kavuşan ana gibiyiz. Kurşun geçirmez cam arkasında tutsak iki sevgilinin hasret ateşiyle camı eritip kavuşması gibiyiz. Suya kavuşan toprak, Leylasını bulan Mecnun gibiyiz. Esaret zincirini kıran yiğit gibiyiz.”
#Ayasofya
#Mahmut Toptaş
#İbadet
4 years ago
