|

Önemli olan yol değil yolculuk

İslâm sanatı geometrik desenler ustası Sandy Kurt, yaptığı işin sakinleştirici yanını çok sevdiğini bu sanat yolculuğundan büyük keyif aldığını belirtiyor. Sandy Kurt Boşnak asıllı İtalyan. Savaştan sonra ailesiyle birlikte pek çok ülke gezdikten sonra İtalya’ya yerleşmişler. Kurt, desen çalışmalarına başladığında ilk başta İslam sanatıyla ilgili bir bilgisi olmadığını zamanla yaptığı işle ilgili de kendini geliştirdiğini dile getiriyor.

Haber Merkezi
04:00 - 24/01/2021 воскресенье
Güncelleme: 16:47 - 23/01/2021 суббота
Yeni Şafak
Sandy Kurt
Sandy Kurt
ZEYNEP TUBA KESİMLİ

İslâmî geometrik desenler, İslam kültürünün hâkim olduğu hemen her coğrafyada uygulanan, İslam sanat ve mimarisinin en bilinen ifade biçimlerinden biri. Dünya ile birlikte Türkiye’de de geometrik desenlere olan ilgi arttı. İslâmî geometrik desenler sanatçısı Sandy Kurt da konuyla ilgilenenlerin yakından takip ettiği bir isim. Hâlihazırda İtalya’da yaşayan Bosna Hersek doğumlu Sandy Kurt’la geometrik desenlerle olan yolculuğu üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

İslâmî geometrik desenlerle tanışmadan evvel mandala çizdiğinizi biliyoruz. Bu hikâye nasıl başladı?

Küçük bir çocukken, babamın müsvedde kâğıtlara portreler çizdiğini hatırlıyorum. Lise yıllarımda ben de aynı şeyleri yapmaya başladım. İnsanların ellerine düşkündüm, bu yüzden sürekli onları çiziyordum. Ayrıca yaptığım portreler vardı. Kömür kalem ve kurşun kalem kullanmayı sevdiğim için bunların tamamı siyah beyaz çalışmalardı. Sanat okuluna gitmedim, çünkü ilerde iyi bir işe sahip olmam için gerekli yetkinlikleri bana veremeyeceğini biliyordum. Ayrıca aileme yük olmadan uzun süre yaşayamazdım. Doğru rehberlik ve bilgi olmadan becerilerimi geliştirmek çok zordu ve sanatımdan memnun değildim. Çizimlerimdeki kusurlar beni o kadar hayal kırıklığına uğrattı ki hepsini hızlıca elden çıkardım ve çok uzun bir süre çizim yapmadım. 24-25 yaşlarımda mandala çizmeye başladım. Ama bu da beni tatmin etmedi. Özgün değildim. Bir şekilde Pinterest’te İslâmî bir geometrik desenle karşılaştım ve beni bir mıknatıs gibi kendine çektiğini hissettim. Nasıl çizileceğine dair hiçbir fikrim yoktu, bu yüzden tüm mesafeleri cetvelimle ölçtüm. Sonra çevrimiçi bir kurs buldum, geometrik şekillerin nasıl çizileceğini öğrendim.


İslâm sanatındaki geometrik desenler sizin için ne ifade ediyor? İslâm sanatının pek çok dalı varken sizi bu alana iten nedir?

İslâmî geometri fırtına sırasındaki sükûnet, kaotik yaşamda bir dinginlik anı ve dünyayla yüzleşmenizi sağlayan derin bir nefestir. Her çizgide, vuruşta veya şekilde hissettiğim huzur, herkesin hayatında şahit olmasını dilediğim bir şey. İslâmî geometrik desenlerle tanışmış olmama rağmen İslâm ve hat sanatı hakkında bir şey bilmiyordum. Diğer branşlarda eserler ortaya koyan sanatçıları gerçekten takdir etmekle birlikte, bunların benim alanım/tarzım olmadığını hissediyorum. Yaptığım her şeyin aslında düz bir çizgiden oluştuğunu bilmenin çok sakinleştirici bir yanı var. Serbest çizimler, eğriler yok, kısacası kusur yok. Mükemmelliğin insanlara değil o en Yüce’ye ait olduğunu biliyorum, ancak mükemmelliği aramak da bizim bir parçamız.

Kalbimin çarptığı desen
İslâmî sanatlar, İslâm’ın yayıldığı her coğrafyada kendine özgü yeni formlar üretti ki buna geometrik desenler de dâhil. Bu anlamda, favori dönemleriniz veya kalıplarınız neler?

Çalışmalarımın geneline bakarsanız, Fas ve İspanyol geometrik sanatından hoşlandığım açıkça görülecektir. Zellij tasarımları seyretmek çok zevkli, desenlerin karmaşıklığı o kadar zorlayıcı ki tam da hoşlandığım şey aslında bu. Diğer stilleri de seviyorum, ancak zellij desenleriyle adeta kalbimin şarkı söylediğini duyabiliyorum.


Takip ettiğiniz veya tarzını kendinize yakın bulduğunuz sanatçılar var mı?

4 yıl önce Samira Mian beni İslâmî geometri ile tanıştırdı, sonra Jeea Mirza sulu boyaların değerini anlamamı sağladı. Son olarak, Maaida Noor beni minyatür geometriyle büyüledi. Diğer birçok sanatçı gelişmeme yardımcı oldu ama sanırım bu üçü olmasaydı bugün burada olmazdım.

HAYATIMIZIN PARÇASI
Günümüzde internet ve sosyal medyanın etkisiyle İslâmî sanatlara ilgi oldukça arttı. Birçok insan çalışmalarını sosyal ağlar aracılığıyla paylaşıyor. Kendi sanat yolculuğunuzu da dikkate aldığınızda, bu eğilimi nasıl açıklıyorsunuz?

Son yıllarda benim de fark ettiğim bir şey bu. Dört yıl önce İslâmî geometrik sanatlar çalışmaya başladığımda sadece birkaç sanatçı bunu yapıyor ve çalışmalarını internette paylaşıyordu. Yalnızca bir ya da iki çevrimiçi kurs ve öğrenilecek çok az ücretsiz kaynak vardı.Ama şanslıyız ki, bu sanat formu ile daha fazla insan ilgilenmeye başladı ve şu anda oldukça büyük bir topluluk olduğumuzu söyleyebiliriz. Sanırım bu gelişimin ana nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: Artık daha fazla insan Instagram ve Pinterest’teki eserleri inceliyor ve ilham arıyor. Ücretsiz kaynakların hızlı ve geniş bir şekilde paylaşımı daha çok insanın öğrenmesine yardımcı oluyor. Gittikçe daha fazla insan yurt dışında yaşadığı için sanatla bağlantı kurmak daha az yalnız ve evden uzakta hissettiriyor. Bu miras yalnızca saraylarda, medreselerde veya camilerde değil bizatihi evlerimizde de yaşamaya devam ediyor.

İslâmî geometrinin günlük hayattaki birçok objede kullanıldığını görüyoruz. Sizce sanatın bu şekilde ticarileştirilmesi, gelişimine katkı sağlayacak bir fırsat mı yoksa aksine onu köreltecek bir tehdit mi?

Bence bu sanatı, geleneği canlı tutmanın harika bir yolu. Bir zamanlar bakır tepsilere, kaplara gravür yapan ustalarınız vardı. Şimdilerdeyse plastik tepsi, bardak vb. üzerine baskılar yapılıyor. Değişen dünyaya uyum sağlamak zorundayız. Herkes İslâmî geometrik desenlerin hayatın doğal bir parçası olduğu ülkelerde yaşamıyor. Fas’a özgü bir çini hatırası, birini mutlu ediyor ve memleketini düşünmesini sağlıyorsa ben bundan mutlu olurum. 2019’da İspanya’da bir kursa katıldım ve kursun koordinatörlerinden birisi civarda bulunan eski Kur’an’-ı Kerim’lerin korunması üzerine çalışıyordu. Hepsi el yazmasıydı ve elle süslenmişti, güzellikleri nefes kesiciydi. Sonra bize yeni bir Kur’an-ı Kerim gösterdi. Kapağı plastikten yapılmıştı, ilk ve son sayfada firmanın logosu vardı. Bugün toplumumuzun gerçeği bu; ucuz ve plastik. Öte yandan, Tanrı’nın sözü hala yaşıyor. Hiçbir şeye sahip olmamaktansa plastik bir Kuran’ı tercih ederim.


Osmanlı’nın etkisi
Bosna Hersek’te İslam sanatları ile ilgili bir çalışmanız oldu mu?

2018’de seccade üzerinde kullanılmak üzere 6 tasarım yapmam istendi ve ben de kökenlerim hakkında bir şeyler öğrenmek için harika bir fırsat olduğunu düşünerek ülkeme özgü İslâmî geometrik tasarımlardan ilham alan bir iş yapmak istedim. Şu an sahip olduklarımızın tamamını Osmanlı’ya borçlu olduğumuzu söylemeye gerek yok sanırım. Ancak insanı esas hüsrana uğratan bunları kimsenin umursamaması ve korumaya çalışmaması. Bu yüzden tasarım konusunu değiştirmek zorunda kaldım ve Bosna’dakiler yerine Avrupa’da yer alan İslâmî geometrik desenlerden örnekler seçtim.

Türkiye İslâm sanatları açısından çok zengin bir mirasa sahip. Daha önce Türkiye’yi ziyaret etme fırsatı buldunuz mu?

İstanbul, 2020’de ziyaret etmek istediğim şehirlerden biriydi. Pandemi sebebiyle mümkün olmadı. Eminim ki Türkiye›de görülmeye değer pek çok yer var. Pandemi durumu düzelir düzelmez uçuşumu rezerve edeceğim için heyecanlıyım.


SERAP EKİZLER HARİKA BİR HOCA
İslâmî geometrik desenlerle ilgili olarak Türkiye’den takip ettiğiniz bir sanatçı var mı?

Serap Ekizler Sönmez harika bir sanatçı ve harika bir hoca. Başkalarının İslâmî geometrik desenleri öğrenmesine ve bu sanat formunun yayılmasına yardımcı olmak için yaptığı çalışmalardan ötürü ona hayranlık duyuyorum.

Sanat olmazsa olmazım
Başa dönersek, bu yolculukla birlikte hayatınızda bir şeyler değişti mi?

Elbette değişti. Artık daha dingin ve dengelenmiş hissediyorum. İlk gençlik dönemimde çok sıkıntılıydım. Bu süreçte sürekli alışveriş yaparak ve yemek yiyerek stresimi gizlemeye çalıştım. Üzerimdeki stresten kurtulmak için bir şeylere yönelmem gerektiğini biliyor ancak bunun ne olduğunu bilmiyordum. Keşke İslâmî geometrik desenlerle daha önce tanışmış olsaydım. Şimdi biliyorum ki sanat, sağlıklı bir zihin, beden ve ruh için olmazsa olmaz.

Bu sanat dalının çok fazla pratik, odaklanma ve zaman gerektirdiği aşikâr. Bu uğraş ne kadar vaktinizi alıyor?

Kesinlikle haklısınız. Bu sanat formunu öğrenmek istiyorsanız bir numaralı kural pratik yapmak, iki numaralı kural ise sabır. Bir şey çizemedikleri için veya çizimleri yeterince doğru olmadığı için hüsrana uğramış insanlardan çok fazla mesaj alıyorum ve bu endişeyi kesinlikle anlayabiliyorum. Çoğu insanın anlamadığı şeyse, yolculuğun sonuçtan daha önemli olduğu.


Savaşta evimiz yandı
Savaş döneminde Bosna’dan ayrılmak zorunda kalan çocuklardan birisiniz. O zamanlar Bosna’da kalmak sizin için bir seçim değildi. Bosna’da kalmak ister miydiniz? Eve dönmeyi düşündünüz mü?

Savaş sırasında evimiz yandı. Kaçtığımızda sadece 1 yaşındaydım, bu yüzden hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ancak İtalya’ya gelmeden önce ülkeden ülkeye taşındık. İtalya’ya geldiğimizde 4 yaşındaydım. Büyürken hep farklı hissettim: İtalyan olabilecek kadar İtalyan ya da Boşnak olabilecek kadar Boşnak değildim. Her iki ülkede de yabancı muamelesi görüyorduk. Eminim diasporanın çoğu böyle hissediyor. Ama sonra durumu kabullendim. İtalyan olmadığım ismimden anlaşılıyor ama bazı İtalyanlardan bile daha iyi, akıcı bir şekilde İtalyanca konuşuyorum. İki kültür arasında bir karışımım. Bosna’yı seviyorum ve güzel bir ülke olduğunu düşünüyorum. Ama ülkeyi yöneten insanları ve yaptıklarını sevmiyorum. Oraya geri döneceğimi sanmıyorum ama hayatta asla asla dememek lazım, değil mi?

Desen bazen benimle konuşuyor
Çalışmalarınızın kreatif ve üretim süreci nasıl ilerliyor? Bir ilhamla mı başlıyor yoksa kapsamlı bir hazırlık aşaması var mı? Uçtan uca değerlendirdiğinizde sizce en zorlu aşama nedir?

Bazen benimle konuşan bir desen oluyor ve onu yeniden var etmek istiyorum. Bazense önce bir fikir oluşuyor ve sonrasında ona uygun desenler arıyorum. İki tür ilhamım var diyebiliriz: İlki görsel ve genellikle renklere ve çizim tekniklerini uygularken gelişiyor. Diğeri ise daha spiritüel. Yapıp ettiklerim ya da başıma gelen şeyler hakkında kendi kendime düşünürken, ailemle ya da arkadaşlarımla sohbet ederken ve hatta dünyada olup biten ve bir şekilde bana dokunan şeylerden esinlenebiliyorum. Bir kere çalışacağım deseni seçtikten sonra, onu analiz etmek ve yeniden inşa etmek için çok zaman harcıyorum. Bu süreçte, desenin türetildiği temel ızgara sisteminin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Bir deseni asla olduğu gibi kopyalamam çünkü onu kendi başıma nasıl inşa edeceğimi anlamaya çalışmak benim için çok daha tatmin edici. Ardından kullanacağım renk paletini belirleme aşaması geliyor ki bu benim için en zor kısım. Birçok deneme yaparak nihai tasarımı görsel hale getirmeye çalışıyorum.

#Sandy Kurt
#İslam
#Sanat
3 лет назад