Bayram Kısıklı
Türkiye Tüketicileri Koruma ve Eğitim Vakfı Başkanı
2000 yılı kış ayları. Sağlık sektöründeki sorunların çözümlerini konuşmak için Sağlık Bakanı ile makamında özel toplantıdayız. Sağlık Bakanlığı, SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı ayrı ayrı kalitesiz sağlık hizmeti vermekte. Daha doğrusu hiç sağlık hizmeti verilememekte… Bugünkü SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) ve GSS (Genel Sağlık Sigortası) gibi, herkesi sağlık kapsamına alacak Sağlık Finansman Sigortasını konuşuyoruz. Bakan, 3 koalisyonlu hükümette böyle bir kanunun Bakanlar Kurulunda kabul edilemeyeceğini anlattı. Bakana, Avrupa'da uygulanan Aile Hekimliğinin ülkemize getirilmesi için Sağlık Bakanlığı'nın öncülük yapması gerektiğini ısrar ederek söyledim. Bakan, Aile Hekimliği sisteminin ülkemize uygun olmadığını ve başarısız olacağını ifade etti…
2001 Şubat ayında büyük ekonomik kriz patladı. İflaslar, intiharlar yaşanmaya başladı. Bankalardan alınan hem sanayi hem de tüketici kredileri, birden % 100'ün üzerinde artan faizler nedeniyle ödenemez oldu… Adeta alışveriş durmuştu ve ticaret yapılamıyordu… Bülent Ecevit+Devlet Bahçeli+Mesut Yılmaz üçlüsü Türkiye'yi yaşanamaz hale getirmişti. Bu gerçek anılar okuyucu için rüya gibi gelebilir. Özellikle gençler ilk kez okuyabilir…
Genel kuraldır: Mutluluk, bir insanın maddi ve manevi hayatında ileriye doğru eğilimdir. Daha sağlıklı ve kaliteli ürünlerle, bulaşıkların elde yıkanırken makine ile yıkanması gibi, iyi yaşama ulaşılır. İnsanlar doğası gereği, dünyaya gelir, yaşar ve ölür. İyi bir yaşama sahip olmak, herkes için insancıl tek amaçtır ve daha iyi bir yaşam istemek çok doğal bir ihtiyaçtır. Daha çok mutluluk için daha kaliteli ürünler gereklidir. Kaliteli yaşamın ana unsuru sağlıklı yaşamdır. Çünkü sağlık her insanın en önemli hazinesidir.
3 Kasım 2002 seçimlerinde milletimiz emaneti Tayyip Erdoğan'a verdi. Önce doğru düzgün hiç sağlık hizmeti veremeyen sağlık kuruluşlarının, kaliteli sağlık hizmeti verebilir hale getirilmelerine yönelik araştırmalar yapıldı ve çözümler üretildi. Uzun süren tartışmalar neticesinde sağlıkta dönüşüm programı başlatıldı. Görevlerini yapamayan SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi ilgili sağlık hizmeti üreten kuruluşlar, ayağa kaldırıldı ve düzeltildi. Gerçek anlamda sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, malî açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmek için SGK kuruldu. GSS ile herkes doğumdan ölüme kadar güvence altına alındı.
Birinci basamak sağlık hizmetlerini geliştiren, birey ihtiyaçları doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık veren, kişisel sağlık kayıtlarını tutan ve bu hizmetlere eşit erişim sağlayan (2000'de Sağlık Bakanının uygun görmediği ve başarısız olur dediği) Aile Hekimliği sistemi kurumlaştırıldı ve başarılı şekilde insanımıza 10 yıldır kaliteli hizmetler sunmakta.
Hastane hizmetleri, kaliteli tıbbi cihazlarla donatılarak iyileştirildi ve yeni hastaneler inşa edildi. Kamu hastaneleri tek çatı altında toplandı. Dev şehir hastaneleri kurulmakta. Acil, yoğun bakım ve kanser ile ilgili tedaviler ücretsizleşti. İlaçlara en düşük fiyatla kolay erişim sağlanmakta ve ilaçlar, İlaç Takip Sistemiyle, geçtiği her aşamada izlenebilmekte. Dumansız Türkiye mücadelesi sürmekte…
Türkiye'de sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kesinlikle Tayyip Erdoğan'ın, dünyanın ileri ülkelerinde insanlar nasıl kaliteli sağlık hizmetleriyle iyi yaşıyorlarsa, bizim insanlarımız aynı ileri ülkelerde olduğu gibi kaliteli sağlık hizmetleri alarak daha iyi yaşasınlar hedefi ve kişisel gayreti ile gerçekleştirilmiştir.
Gelişmiş ülkelerde adalet, güvenlik, enerji, su, iletişim, eğitim, bankacılık ve sigortacılık, yollar, köprüler, metrolar, yüksek hızlı trenler, alışveriş merkezleri, spor merkezi arenalar, konutlar, yaşam alanları, iyi giyinmek, sağlıklı beslenmek, otomobil, bilgisayar, internet, akıllı telefon, elektrikli ev eşyaları gibi ürünler nasıl kaliteli yapılarak insanları iyi yaşıyorsa, Tayyip Erdoğan'ın 7/24 bitmeyen enerjisi ve sürekli hizmet üretebilme yeteneği ile bizim insanlarımızın aynı gelişmiş ülkelerdeki gibi daha iyi yaşamaları için devlet hizmetleri daha kaliteli sunulmakta ve ürünler kaliteli üretilmektedir.
Her şey Türkiye'de insanlarımıza daha iyi bir yaşam kurabilmek için. Tayyip Erdoğan'la birlikte tarihimizde görülmemiş çok sayıda çevredeki yoksul ve dindar insanlar, büyük bir başarıyla merkeze taşındı ve yerleştirilmekte. Tek bir banka batmadı ve karaborsa hortlamadı. Temel insanî ihtiyaç maddeleri sıkıntısı hiç yaşanmadı. Yapılan tüm araştırmalara göre Tayyip Erdoğan dönemi, Türkiye'de şimdiye kadar insanlara en faydalı dönem olduğu için seçmenler, kendilerine daha iyi bir yaşam hazırlayıcı Erdoğan'ı üst üste 11 kez kazandırdı.
Kim ne derse desin. Kabul edilsin veya edilmesin. Tayyip Erdoğan'ı sevmeyebilirsiniz, yakışıklı bulmayabilirsiniz, tipini beğenmeyebilirsiniz, söylemlerini hiç dinlememiş olabilir ve sesini duymak istemeyebilirsiniz, dinle imanla hiç işiniz olmadığı için inançlı ve samimi bir dindar olmasından hoşlanmayabilirsiniz, TV'de görünce nefretinizden hemen kanal değiştirebilirsiniz, yürüyüşü ta başından beri sizleri gıcık ediyor olabilir ama hepimiz Anadolu topraklarının çocukları olarak, yiğidi öldür ancak hakkını ver ilkesi gereği, Tayyip Erdoğan'a; tembel, üretmeyen, çalışmayan, etrafını çalıştıramayan, uyuz, zevk sefa peşinde koşan, eğlence ve tatil merkezlerinde sık sık görülen, çağdaşlığa ve yeni teknolojiye kapalı, ülkemizi modernleştirmek istemeyen ve ev ödevlerini yapmasını beceremeyen, dolayısıyla halkının daha iyi yaşamasını istemeyen veya daha iyi yaşaması için elinden gelenleri yapmayan, diyemezsiniz.
Tayyip Erdoğan'la tanışan, oturup konuşan, tartışan, çayını içen, yemeğini yiyen, muhabbet eden ve o'nu izleyen herkes bilir ki, dünyanın neresinde özellikle kalkınmış ülkelerde, iyi-güzel-doğru-faydalı olan ne varsa onların hepsini Türkiye'de yapmak istemektedir.
Kısaca Erdoğan, daha iyi bir yaşam hazırlayıcı olarak, insanların sağlıksız gecekondularda değil en iyi konutlarda ikamet etmeleri, tek şeritli değil bölünmüş yollarda kaliteli otomobilleriyle yol almaları, illerine 24 saat otobüsle değil bir saatlik uçakla gidebilmeleri, 3/5 saatte en uzak bölgelere yüksek hızlı trenle ulaşmaları, bilgi teknolojilerinin en son ürünü kaliteli bilgisayar ve akıllı telefonu kullanmaları için çabalamaktadır.
O, Japonya+Fransa+İspanya'da bindiği yüksek hızlı treni, İsviçre+İtalya Alp Dağlarında içinden geçtiği büyük tünelleri, Paris+Londra+Newyork+Berlin'de gördüğü raylı sistemleri ve metroları, Amerika'da seyahat ettiği bölünmüş yolları ve köprü+otoyolları, teknokentlerde bizzat incelediği yeni bilgi teknolojilerinin ürünlerini, olimpiyatlarda maçları seyrettiği büyük arenaları, içinde gezerek yakından bilgi aldığı motor+otomobil+savunma gibi tüm sanayi fabrikalarını Türkiye'de kurmak+çalıştırmak+üretmek ve ileri ülkeler gibi dünyaya satarak ülkemizi kalkındırmak istiyor. O bir Büyük Türkiye sevdalısı… #WeLoveErdogan
