|

Tezhip yazıyla yapılmak zorunda değil: Berna Karabulut ve öğrencilerinin 'Yolda' sergisi Üsküdar’da

Tezhip sanatçısı Berna Karabulut ve öğrencilerinin “Yolda” sergisi Üsküdar’da sanatseverleri bekliyor. Tezhip genellikle kitap sanatı olarak düşünülür. Karabulut, “Bizde tezhip Kur’an-ı Kerim’le özdeşleşmiş. Oysa tezhip müstakil bir sanat yani yazıyla yapılmak zorunda değil” dedi.

Halime Kirazlı
04:00 - 31/01/2023 Salı
Güncelleme: 04:33 - 31/01/2023 Salı
Yeni Şafak
Tezhip sanatçısı Berna Karabulut ve öğrencilerinin “Yolda” sergisi Üsküdar’da sanatseverleri bekliyor.
Tezhip sanatçısı Berna Karabulut ve öğrencilerinin “Yolda” sergisi Üsküdar’da sanatseverleri bekliyor.

Tezhip sanatçısı Berna Karabulut ve öğrencilerinin alanında denenmemiş tür ve konuda eserlerinin yer aldığı “Yolda” isimli tezhip sergisi, Üsküdar Altunizade Kültür Merkezi’nde sanatseverleri bekliyor. Geleneksel ve modern sanatın buluştuğu sergide 12 kadın sanatçının 63 çalışması yer alıyor. Tezhibin kadın gözünden yorumlandığı sergide renkler, motifler ve temiz işçilik dikkat çekiyor. Birçoğu ilk kez sergilenen eserler, 19 Şubat’a kadar görülebilecek. Müzehhibe Berna Karabulut ile Üsküdar’da buluşarak sergiyi gezdik.

26 yıldır tezhip yolunda olduğunu söyleyen Karabulut, bu sanatın beşinci kuşak öğrencisi. Karabulut, tezhibin genellikle kitap sanatı olarak düşünüldüğünü ifade ederek şunları söyledi: “Bizde tezhip Kur’an-ı Kerim’le özdeşleşmiş. Fatiha Suresi’nden itibaren okuduğumuz için böyle düşünüyoruz. Oysa tezhip müstakil bir sanat, yani yazıyla yapılmak zorunda değil. Tezhibi Kur’anla bağdaştırma nedenimiz, ilk açtığımızda gördüğümüz zahriye sayfası. Orada aslında yazı yoktur ama o sayfa kendisi konuşur. Çiçek Derman hocam zahriya sayfası için şöyle derdi: Bir mushafı elinize aldığınızda zahriya sayfası der ki; ben neyim, içeride ne tezhipler var.”

Fatma Kurt

HER GELEN “DEVRAN”IN ÖNÜNDE DURUYOR

Karabulut’un Çintemani eseri serginin en çok incelenen ve sorulan eserlerinden birisi. Hikayesi de hayli ilginç olan bu çalışmayı Karabulut rüyasında görmüş. Hocasına mezuniyet projesi olarak sunduğu eserin öyküsünü şöyle anlatıyor sanatçı: “Bu biraz kavgayla çıkmış bir iş. Çintemani, klasik tezhip ve daha önce kullanılmamış bir form. Rüyamda çintemaniden zahriye yaptığımı gördüm. Çiçek Derman Hocama böyle bir mezuniyet projesi çalışmak istediğimi söyledim. Hocam bana çintemaniden zahriye olmayacağını söyledi. Israr ettim, rüyamda gördüğümü tamamlamak istediğimi söyledim. Karşılık olarak bana ‘Beğenmezsem seni sınıfta bırakacağım, mezun olamayacaksın’ dedi. Çintemaniyi hep kumaşlarda görürdük. Kâğıt üzerinde yapılmış ilk çintemani bu.”

Sergide ilerledikçe, eserler klasik tezhipten daha tasarım işlere dönüyor. Fatma Kurt’un “Devran” isimli serbest tasarım çalışması da serginin en dikkat çeken eserlerinden birisi. Kurt’un eseri ayet duraklarından oluşmuş bir çalışma. Kurt çalışmasını şu sözlerle anlatıyor: “Çok bakılıyor çünkü yakından bakınca oldukça hareketli bir iş. Tamamen Kur’an ayetlerinin aralarında kullanılan duraklardan feyz alınarak oluşturulmuş bir eser. Devran’ın mavinin üzerindeki dönüş hareketi insanları çekiyor.”

Vildan Kahraman

MİMARİ TEZHİBE İLHAM OLDU

2015 yılında İSMEK’te Karabulut’tan ders alırken Türk devletleri üzerine “Tezhibin Tarihte Adımları” isimli bir projeye başladıklarını söyleyen öğrencilerden Vildan Kahraman, Ribat isimli eserini bu dönemde vermiş. Klasik tezhip dışındaki eserlerden biri olan Ribat, Selçuklu dönemi tezhip eserleri üzerine çalıştıkları proje sayesinde ortaya çıkmış. Kahraman, eserin serencamını “Büyük Selçuklu’nun tezhibe kattıklarını araştırırken muhteşem bir taş işçiliği olduğunu gördüm. Verilen eserleri incelerken ribat denen sınır karakol binalarına denk geldim. Bu binaların taşlarını sonsuz meander denilen bir tarzda döşemişler. Hoşuma gidince çalışmamda kullanmak istedim. Eserin üzerindeki çintemani Büyük Selçuklu ve Osmanlı’da hep gücün sembolü olarak kullanılmış. Ben de karakola uygun olacağını düşündüm” diye anlattı.


#Tezhip
#Berna Karabulut
#Sergi
#Üsküdar
1 yıl önce