|

Uzun tefekkürden kısa cümleler

Rüstem Budak Yol İşaretleri'nde okuru hayat gayemiz üzerinde düşünmeye sevk ediyor.

04:00 - 15/03/2024 Cuma
Güncelleme: 02:59 - 15/03/2024 Cuma
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.
Bülent Acun

Bazen dünyanın cazibesine aldanıp, kendimizi hancı zannetsek de esasen hepimiz yolcuyuz. Bir başka ifade ile hepimiz elest bezmi istikametinden mahşer meydanı istikametine seyahat etmekte olan dünya seyahatin aziz ve aciz yolcuları değil miyiz?Yol üzerine tefekkür etmek bizi hikmet ve hakikat yollarına çıkarır. İmtihanımızın bir adı da “yola çıkmak” ya da “yoldan çıkmak” değil midir? “Hayat dediğimiz bir yola benzer, bugünden yarına uzanır Sinan” diyen şair, yolu ne güzel de tasvir eyliyor.

YOL İŞARETLERİMİZ

Rüstem Budak’ın okurlarını Okur yayınlarından selamladığı “Yol İşaretleri” kitabını okuyunca işte bunları düşündüm. Yol işaretleri yazarın beşinci kitabı. Kitabın Merhum Seyyit Kutub’un Yoldaki İşaretler kitabını hatırlatması da bir tesadüfün hayli ötesinde.198 sayfadan mürekkep kitabın raflardaki yerini alma tarihi Ağustos 2023.Yazar düşünce, deneme üslubu ve kaleme aldığı kitabında meramını okurlarına sözü yormadan anlatmaya azami gayret göstermiş. Yazar iki cihanın bütün meselelerini bir kitapta toplamaya niyet etmiş. Dünyevi, uhrevi, maddi, manevi, iktisadi, içtimai, insani ve İslami… İnsanı ilgilendiren ne varsa yazar hepsine dokunmaya çalışmış. Yazarın edebiyatçı olması, dokunuşlarının, dokuyuşlara dönüşmesine kapı aralamış. Yazar hayli derin meselelerin üzerinde önemle durmuş. Uzun uzun tefekkür edip, kısa kısa cümleler kurmuş. Kitabın sayfalar arasında seyrü sefer ederken sözün de mecranı bulunca tıpkı su gibi akıp gittiğini hissediyorsunuz.

Yazar kitabını herkesin okuyacağı ve anlayacağı özellikle gençlerin seveceği bir üslupta kaleme almış.

Rüstem Budak uzun soluklu tefekkürünün mahsulü olan kitabının kısa ön sözünde‘’Dil sorumluluktur, emanettir’’diyor.

Güzel konuşmak, okumak ve yazmak dile karşı görevimizdir, diyor ve kitabının gayesini özetlercesine şöyle diyor: ’’Bu kitapta dilin bu 3 güzelliğini yansıtmaya ve sorumluluklarımı yerine getirmeye çalıştım.’’

Yazar bu sorumluluklarını yerine getirirken bazen coşuyor, bazen hüzünleniyor, bazen ikaz ediyor, bazen itiraz ediyor, bazen meydan okuyor, bazen öğüt veriyor, bazen içini döküyor, bazen de zülfüyâre dokunuyor.

Dinlenmiş bir zihinle demlendikten sonra yol üzerine işaret cümleleri vezninde sıralanan vecizeler bir solukta okuyor.

BİR DAVAN OLMALI

“Ey insan! Bir dinin ve ideolojin olmalı! Yaşayacağın ve yaşatacağın ideallerin! Gerçekleştireceğin bir rüyan!

Uğrunda öleceğin bir davan! Kurtarıcısı olacağın bir halkın!

İnşa edeceğin bir mabedin! Acılarına ortak olacağın bir toplumun! Hikmet devşireceğin kitapların! Kurtuluşun olacak düşüncelerin! Sokaklarında kendini aradığın şehirlerin!

Birbirine şahitlik edeceğin dostların! Pişman olmayacağın sözlerin! Kutsal emanetlerin emanet edildiği kalbin!

Hesabını vereceğin bir ömrün! Gözyaşlarını içine akıtacağın bir derdin! Türküsünü söyleyeceğin özlemlerin!

Ruh verdiğin çocukların! Minnet etmeden paylaştığın mülklerin! Hakkını verdiğin işçilerin! Duasını aldığın öğrencilerin! Düştüğünde seni kaldıracak arkadaşların!

Ayak izlerine basmadığın önderlerin! Okuduğunda arındığın kitapların! Karanlıkta olanlara verecek kurtuluş müjdelerin!

Aydınlığa açılan pencerelerin! Yoksullara ve yoksunlara açılan sofran! Hakikate ayarlı saatlerin! Yorgunların sığınacağı gölgen! Zalimlere karşı sıkılı yumrukların! Sömürgecileri bozguna uğratacak planların!

Limanın olacak ailen! Hakikat yurdu okulların! Kendi kendini kınayan nefsin! Şehrin meydanlarında haykıracak sloganların! Askeri olacağın ordun! Talebesi olacağın alimlerin! Tohumu olacağın toprağın! olmalı…’’



#Aktüel
#Edebiyat
#Hayat
2 ay önce