|

Japonya'da koronavirüsün intiharı: Uzmanlar buna 'akrep sendromu' diyor

Avrupa kıtasında vakalar yeniden yükselişe geçerken Japonya'da bir mucize yaşanıyor. Uzmanların 'koronavirüsün intiharı' olarak yorumladığı vaka sayısındaki düşüş 'Akrep sendromu' şeklinde tanımlanıyor. Peki Japonya'daki vaka sayısının düşüşünü ne hızlandırdı?

11:23 - 25/11/2021 Perşembe
Güncelleme: 11:36 - 25/11/2021 Perşembe
Diğer
Foto: Arşiv.
Foto: Arşiv.

Avrupa’da yeni bir Kovid-19 dalgası “tsunami” misali yükseliyor. Buna karşılık Japonya’da ise bir “mucize” yaşanmakta. Günde 26 bin dolaylarında vaka kaydedilirken eylül ortasında bu sayı 5 binin altına düştü. Ekim sonunda ise 200’ün altına… 7 Kasım’da -yaklaşık 15 aydır ilk kez- Kovid-19 nedeniyle ölüm kaydedilmedi. “Sıfır” can kaybı.

  • Tokyo’da en son geçtiğimiz cuma günü sadece 16 vaka kaydedilmişti. Gerçekten bir mucize. Japon bilim adamlarının açıklamaları “akrep sendromunu” gösteriyor. Yani… “Virüsün intiharı.” “Asya’nın bağımsız sesi” logosuyla yayın yapan JAPAN TIMES bunu “delta varyantının kendini yok etme eylemi” diye tanımlıyor.

Delta'nın mutasyon yoluyla ölümü

NEW YORK POST bu ilginç durumu şöyle açıklıyor. Japonya’da genetik uzmanlardan oluşan bir grup bilim adamı koronavirüs vakalarındaki bu ani ve kesin düşüşün nedenlerini araştırdı. “Delta’nın mutasyon yoluyla ölümü” teorisini geliştirdi.

Şöyle ki: Bir virüs çoğaldıkça genleri rastgele “kopyalanma hatalarına” maruz kalır. Bu noktadan hareket eden Mishima Ulusal Genetik Enstitüsü bilim adamları “Delta virüsünün nsp14 adı verilen hata düzeltici enzimine” odaklandılar. “Çok sayıda genetik değişiklik ve ardından evrim sürecinde ani duraklama” tespit ettiler. Enstitünün Profesörü Ituro İnoue, “virüsün hatalarını onarmak ve çoğalmaya devam etmek için mücadele ettiğini” söyledi.

  • Böylece mutasyonlar biriktikçe sonunda hatalı bir virüs haline geldi. Artık kendi kopyalarını çıkaramadı, çoğalamadı. İşte bu noktada “doğal yok oluşuna” doğru sürüklendi. Profesör İnoue “Delta virüsü canlı ve iyi olsaydı virüs hâlâ yayılışını sürdürebilirdi” görüşünde. Delta, diğer Kovid-19 türevlerine göre çok daha hızlı bulaş türü olduğu için farklı soydaşlarını ekarte etmişti. Bu yüzden Delta’nın kendini tüketmesi olumlu haber. Ama diğer Kovid-19 suşları gelirse vaka sayıları artabilir.

İngiltere’deki Reading Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Simon Clarke “Delta’nın kendini yok etme teorisini” yüksek tirajlı The Sun’a açıkladı. “Virüs çok fazla mutasyon biriktiriyor. Ve bu nedenle sonunda çoğalma sürecinde tıkanıyor. Hiç çocuğu olmayan bir insan gibi genetik materyalleri duruyor, yolun sonu!.. Ama bu herkesin çocuk yapmayı bıraktığı anlamına gelmez.” Dr. Clarke yüzyılın başlarından bir örnek gösterdi. 2000’li yılların başında Asya’da iki salgına neden olan başka bir koronavirüs türü SARS’ta da böyle bir sonun görüldüğüne işaret etti. “SARS virüsünün nsp14 kısmında mutasyonların birikmesi neticesi çoğalamadığını ve -adeta- yok olduğunu” hatırlattı. Dr. Clarke şu öneriyi yapmakta. Bir şekilde bulaşma zincirlerini kırmamız gerekiyor. Bazı mutasyonlar virüsü “artık yaşayamayacağı evrimsel çıkmaz sokaklara yöneltiyor. Tıp da işte bunu yapabilmeli.”

Delta’nın kendi türünü yok etmesi virüsün diğer türlerinin Japonya’da bundan sonra etkili olmayacağı anlamına gelmiyor. O nedenle Japonya “göçmenlere sıfır toleransı” sürdürmekte. Ayrıca Japonya “maske” ve “mesafe” önlemini en disiplinli uygulayan ülkelerin başında geliyor. Sayfada Tokyo caddelerinden bir fotoğraf görüyorsunuz. Karşıdan karşıya geçişte Japonların “maske takmaya nasıl da özen gösterdiğine” bakın.

Le Monde’a göre salgına karşı seferberlik gerekiyor. Bazı satırları yansıtayım. İlkbahar ve yaz aşı kampanyalarının körüklediği iyimserliği Avrupa’yı vuran yeni Kovid-19 dalgası acı bir şekilde dağıtıyor. Oysa… Avrupa ülkeleri salgını tükenmeye mahkûm etmiş ya da en azından kontrol altına almış gibiydiler. Ama artık durum böyle değil.

Özgürlükleri kısıtlayan karantinalar, yaşamı disipline alan zorunluklar, herkesin aşılanarak ve 3. doz aşıları da olarak sorumluluk alma zamanıdır. Gerçekten yaz ayları boyunca bir iyimser rüzgâr esmişti. Maskeler -genellikle- takılmıyordu. Mesafe gözetilmiyordu. “Açık havadayız nasıl olsa” diye düşünülüyordu. Plajlarda zaten ne maske, ne mesafe!..

Ancak... Bu erken iyimserliğin faturası ağır oldu. Aşı, maske, mesafe önlemlerine özen gösterilseydi belki de Delta mutantı etkili olmak için çok sayıda mutasyonları deneyebilirdi. Japonya’da olduğu gibi artık çoğalamayacağı çıkmaz sokağa girebilirdi. Ve ilginç olanı, İtalya, İspanya hatta Fransa maske, mesafe ve aşı da çok daha iyi durumdalar. Vaka ve ölüm oranları nispeten düşük. Buna karşılık bireysel özgürlük geleneği daha güçlü olan Almanya, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerde ise “önlemlere karşı direnç daha fazla.” Ve… Pandemi o ülkelerde yükseliyor.


#Koronavirüs
#Japonya
#Akrep Sendromu
2 yıl önce