|

Tarihlerden bugün: Islahat Fermanı ilan edildi

Rusya'nın Ukrayna'yı ve gündemi işgal eden girişimi ardından bugün, 28 şubat Kırım Harbi’nin son yıllarına doğru hazırlanan Islahat Fermanı'nı akıllara getirdi. Osmanlı İmparatorluğu içinde Müslüman olmayanlara verilen haklar açısından büyük önem taşıyan bu fermanı gelin hep birlikte tekrar hatırlayalım.

11:43 - 27/02/2022 Pazar
Güncelleme: 10:47 - 28/02/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Islahat Fermanı
Islahat Fermanı

3 Kasım 1839’da ilân edilen ve bütün Osmanlı tebaasının kanun önünde eşit sayıldığını, herkesin can, mal ve namus dokunulmazlığının devletin güvencesi altında olduğunu açıklayan Gülhane Hatt-ı Hümâyunu’nu yeterli bulmayan Batılı devletlerin, Osmanlı tebaası Müslümanlarla gayri Müslimler arasında bazı siyasî ve hukukî farklılıkların bulunduğunu ileri sürerek daha köklü reformlar yapılmasını istemeleri sonucunda hazırlanan ferman, Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Tanzimat Fermanı, diğer adıyla Gülhane Hattı Hümayunu Sultan Abdülmecid döneminde Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkında ilan edilen ferman, bir padişah buyruğudur. Tanzimat kelime anlamı olarak yönetimin iyileştirilmesi amacıyla yapılan düzenlemeler ve reformlar anlamına gelmektedir.

ISLAHAT FERMANI'NI HANGİ ŞARTLAR HAZIRLADI?

Avrupa devletleri öteden beri Osmanlı devletindeki Hristiyan halkların durumunun iyileştirilmesi ve haklarının genişletilmesi konusunda baskı yapıyordu.

Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1853 yılında başlayan Kırım Savaşının en önemli sebeplerinden biri Rusya’nın Osmanlı Devleti içindeki Hristiyan halkların koruyuculuğunu üstlenerek bu halklar üzerinden nüfuz kazanma isteğiydi. Osmanlı Devletinin bunu reddetmesi savaşa kadar giden gelişmelere yol açtı. İngiltere, Fransa ve bir İtalyan devleti olan Piyemento bu savaşta Rusya’ya karşı Osmanlı Devletini destekledi. Bu devletlerin askeri desteğiyle Osmanlı Devleti bu savaşı kazandı.

Savaş sonrasında yapılacak barış antlaşmasında Osmanlı Devleti içinde yaşayan Hristiyan halkların hukuki statüsünün iyileştirilmesi ve yeni haklar verilmesi yönünde hükümlerin yer alması öngörülüyordu. Osmanlı yöneticileri bunun Osmanlı iç işleri meselesi olduğunu söyleyerek reddettiler. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa, antlaşma öncesinde Osmanlı yöneticilerden bu yönde düzenlemeler yapmasını istedi. Osmanlı yöneticileri de, hem antlaşmada bu iki devletin desteğini almak, hem de bu konuyu uluslararası alanda doğrudan yabancı devletlerin müdahalesiyle değil de kendi içinde düzenlemek için Islahat Fermanını ilan etti.

Fermanın Hazırlanması ve İlanı

Islahat Fermanının içeriğinin hazırlanmasında da Avrupa devletlerinin önemli bir etkisi olmuştur. Fermanın içeriği büyük ölçüde İngiltere, Fransa ve Avusturya’nın İstanbul’da bulunan elçileriyle Osmanlı sadrazamı ve dış işleri bakanı arasında yapılan toplantı sonucunda belirlenmiştir. Osmanlı yöneticileri metnin hiçbir şekilde uluslararası bir nitelik kazanmasını istemedikleri için düzenleme padişah fermanı şeklinde yapılmıştır.

Islahat Fermanı 18 Şubat 1856 tarihinde Babıâli’de yapılan bir törenle okunarak ilan edildi. Fermanın kopyaları Paris Kongresine katılan devletlere verildi.

Paris Kongresinde bazı devletler Islahat Fermanı metninin antlaşmanın maddeleri arasında yer alması için çalıştılar. Osmanlı temsilcileri bu öneriye karşı çıktı. Varılan uzlaşmayla Fermanın antlaşmaya katılan devletlere tebliğ edildiği ve bu devletlerin fermanı tasdik ettikleri kayda geçirildi. Antlaşma maddeleri arasında Islahat Fermanı metni yer almadı.

Islahat Fermanı'nın Önemi

Islahat Fermanı'nın içeriği büyük ölçüde Osmanlı Devletinin gayrimüslim tebaasını ilgilendirse de, bu düzenlemelerin eşit vatandaşlık ve kanun önünde eşitlik ilkelerine dayanması açısından genel olarak hukuk düzenin etkileyen sonuçlar getirmiştir. Bu açıdan Türk anayasa tarihi açısından önemlidir.

Tanzimat Fermanı ile başlayan Türkiye’de anayasal hakların gelişme süreci Islahat Fermanı ile devam etmiştir. Bu dönemde Avrupa ülkelerinin birçoğunda halka tanınan haklar Osmanlı tebaasına da tanınmaya başlamıştır. Hukuk önünde eşitlik ilkesi demokrasinin en önemli kurallarından biridir. Dini mensubiyetine bakılmaksızın tüm halkın hukuk önünde eşit olması ve eşit vatandaşlık haklarına sahip olmaları bu dönemde Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda benimsenmişti. Osmanlı hukuk düzeninde de bu ilkenin benimsenmesi demokrasi ve anayasal düzen açısından ileriye doğru atılmış bir adımdır. Her ne kadar bu ilke Avrupa devletlerinin baskısıyla kabul edilmiş olsa da Türkiye’de anayasal düzenin gelişmesi açısından bir kazanımdır.

#28 Şubat
#Islahat Fermanı
#Kırım
#Osmanlı Devleti
#Tanzimat Fermanı
2 yıl önce