|

ABDULLAH: Allah’ın Kulu

04:00 - 21/03/2024 Perşembe
Güncelleme: 03:11 - 21/03/2024 Perşembe
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.
Mehmet Nezir Gül


“Muhammedün beşer, lâ kel beşer,
Bel huve yâkutun, beynel hacer.”

(Muhammed bir beşerdir ancak sıradan bir beşer değildir.

Bilakis O, taşlar arasında bir yakut gibidir.)


Efendimiz (sav) bir kul idi.

Allah’ın bir kulu.

Etten kemikten, yürüyen, konuşan, ağlayan, gülen bir kul.

Zahiren diğer kullardan bir kul.

Bir beşer…

Ancak sıradan bir kul ve beşer değil.

Allah’ın has kulu, Allah’ın en seçkin beşeri.

İnsanlığın öncüsü ve efendisi.

Allah katında apayrı bir yeri ve özel konumu olan bir insan.

İnsanların arasında gezinen, hiçbir zaman sahip olduğu nimet ve üstünlükleri öne çıkarmayan birisi.

Köleyle oturup yemek yiyen, çocukla halka olup neşelenen, espri yapan, yaşlıların hâl ve hatırını soran, merkebe binen, hasırda yatan, zenginliğe iltifat etmeyen sade bir kul…

“Beni Aşırı Övmeyin!”

Sahabenin kendisine olan sevgisinden âdeta çekinen ve onları uyaran bir peygamber olarak Hz. Muhammed (sav), aşırı övgüde bulunulmasından da hoşlanmamıştır:

“Hıristiyanların İsa hakkında Allah’ın oğlu dedikleri gibi, beni övmede aşırı gitmeyin. Ben ancak Allah’ın kuluyum. Siz de benim hakkımda Allah’ın kulu ve peygamberi deyin.” (Tirmizi Şemail, Tevazu Bölümü/ 1)

Ve bu emirden hareketle tarih boyunca müminler, onu Allah’ın kulu ve elçisi diye sembolleştirdiler.

Şahadet’in ikinci kısmında, “Muhammedün Abduhu ve Resuluh” dediler.

Muhammed, önce Allah’ın kulu sonra da elçisidir.

O Bir Beşerdir

Müşrikler, Allah Resulü’nün (sav), yiyen-içen, gezen, alış-veriş yapan bir insan olmasından ziyade, bir melek, insanüstü bir varlık olmasını istiyorlardı. Kendileri gibi bir insanın, peygamber olamayacağını düşünüyorlardı.

Bunu sadece o devir müşrikleri değil, daha önceki dönemlerde yaşayanlar da Hz. Nuh (as) (Mü’minun, 22/24), Hz. Hud (as) (Mü’minun, 22/33-34), Hz. Musa (as) ve Hz. Harun’a (as) (Mü’minun, 22/47) aynı itirazda bulunmuşlardı.

İnanmak istemeyen inkârcı ve bahaneciler, eğer peygamberler bir melek olsaydı, bu defa da farklı gerekçelerle kesinlikle itiraz ederlerdi.

Kur’anın mesajı nettir: “De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Ancak) bana, İlah’ınızın, sadece bir İlah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabb’ine kavuşmayı umuyorsa iyi iş yapsın ve Rabb’ine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” (Kehf, 18/110)

O Bir Kuldur

Efendimiz (sav) bir beşerdir, bir kul ancak kendisine vahiy gelen, ilahî lütuflara mazhar olan, Allah katına çıkarılan, insanları hak ile uyaran, onları karanlıktan aydınlığa çıkarmaya çalışan bir kul…

“Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın.” (Bakara, 2/23)

“Gördün mü şu men edeni. Namaz kılarken bir kulu (Peygamber’i namazdan)? Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur yahut takvayı emrediyorsa? Ne dersin o (meneden, Peygamber’i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa! (Bu adam) Allah’ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi?” (Alak, 96/9-14)

“Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed’e Furkan’ı indiren, Allah, yüceler yücesidir.” (Furkan, 25/1)

Şu hadise dikkat çekicidir:

Abdullah b. Mesut (ra) anlatıyor:

“Resûlullah (sav) namaz kıldırırken bir rekât eksik veya fazla kıldırır. Bunun üzerine kendisine sorulur:

“Ya Resulullah! Bu konuda yeni bir vahiy mi geldi?”

Efendimiz (sav) şu cevabı verir:

“Şunu bilin ki eğer namaz konusunda yeni bir şey gelmiş olsaydı, onu mutlaka size bildirirdim. Ancak ben de sizin gibi bir insanım. Eğer unutursam bana hatırlatın.” (Sahih-i Buhari, Namaz Bölümü/ 262)

“Ben Kral Değilim!”

Bir gün sahabe-i kiramdan Abdullah isimli bir zat Peygamber Efendimiz’i (sav) ziyaret eder. Abdullah (ra) heyecanlı bir yapıya sahipti. Huzura çıkınca heyecanı da zirveye çıktı, titremeye başladı.

Adamın bu hâlini gören Allah Resulü (sav) şu sözlerle onu yatıştırmaya çalışır:

“Arkadaş titreme!

Ben kral değilim.

Ben Kureyş’den, kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum.” (İbn-i Mâce, Et’ime, 30)

Efendimiz (sav), kendisinin de bir peygamber olarak halkın içinden birisi olduğunu belirtmiştir.

İşte, tevazu, sadelik ve güven vermede zirve şahsiyet…

Bir kul olarak bize hidayet yolunu gösteren ve bunun gereğini yapan Allah’ın Resulü’ne salât ve selam olsun.



#Ramazan
#Aktüel
#Hz. Peygamber
1 ay önce