|

Terör bildirisine akademik tepki

Bin 128 akademisyenin imzaladığı ve PKK’nın sözcülüğünü yaptığı bildiriye tepkiler gün geçtikçe büyüyor. Yapılan açıklamalarla bildiri kınanırken bazı üniversiteler de imza atan akademisyenler hakkında soruşturma başlattı. 3 ilde ise savcılıklar öğretim üyeleri hakkında re'sen soruşturma açtı.

Yeni Şafak ve
06:00 - 14/01/2016 Perşembe
Güncelleme: 03:47 - 14/01/2016 Perşembe
Yeni Şafak

Kendilerine “Barış İçin Akademisyenler” adını veren 89 üniversiteden bin 128 akademisyenin imzaladığı skandal bildiriye tepkiler çığ gibi büyüyor. Adeta terör örgütü sözcülüğü yapan akademisyenlere karşı ülkenin dört köşesindeki üniversitelerden tepki açıklamaları geldi.



Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Özel Üniversiteler Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu, bildirinin zamanlamasının çok yanlış olduğunu ve imza atan akademisyenlerin sonuçlarına katlanacaklarını söyledi.



ÖĞRENCİLERİ DE ETKİLİYOR


A Haber'e konuşan Sarıcaoğlu, akademik özgürlük kavramının tekrar masaya yatırılması ve çerçevesinin belirlenmesi gerektiğini belirtti. Sarıcaoğlu, “Bence metinde rahatsız eden en büyük olay devletin terör yaptığı algısı. Tabi bu, üniversitedeki öğrencileri de etkiliyor. Onların da görüşü bunun aksi yönünde. Şahıslar çıkıp ben böyle bir şeyin demecini veriyorum diyorsa bunun da bir sonucu olacaktır muhakkak. Bizim kendi kurullarımızın değerlendirmesinin de sonucu olacaktır” ifadelerini kullandı.



BU ZİHNİYETE KARŞIYIZ


Kayseri'deki Erciyes Üniversitesi Senatosu yazılı bir açıklama yaparak bildiriyi kınadıklarını belirtti. Açıklamada ihanet belgesini reddediyoruz. Haksız yere devletimizi suçlayan, ülkemize uluslararası gözlemci davet eden ve terör örgütüyle müzakere isteyen bu zihniyete karşıyız” değerlendirmesinde bulundu.



NEFRETLE KINIYORUZ


Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi de açıklamasında, toplumun teröre karşı dayanışmasını zedelemeye dönük bazı bildiriler yapıldığına işaret edilerek, şunlar aktarıldı: “Şiddeti öven, ayrılıkçı ve ayrımcı eylem ve söylemleri teröre destek olarak niteliyor ve destek olan herkesi ve ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelik hain saldırıları nefretle kınıyoruz.”



DEVLETİMİZİN YANINDAYIZ


Akdeniz Üniversitesi yazılı bir açıklama yaparak “Devletimizin terör konusundaki haklı mücadelesinin yanındayız” ifadelerini kullandı. Açıklamada ayrıca "Bildiriye imza atan öğretim elemanlarıyla ilgili YÖK'ün talimatı gereğince üniversitemiz yönetimi tarafından gerekli yasal sürecin başlatılacağını bildiririz" denildi.





SÖZDE AYDINLAR


Karadeniz Teknik Üniversitesi de bir açıklama yaparak, “Bir grup akademisyen, tarihsel tecrübeyi görmezden gelerek, buradan ilham alınarak kurulmuş devletimizi, iftira dolu sözlerle tarih, vicdan ve hukukun asla affetmeyeceği bir ithamın altına sokmaya çalışmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.



KABUL EDİLEMEZ


Bahçeşehir Üniversitesi ise, bildiride yer alan ifadeleri kabul etmenin mümkün olmadığını bildirdi. Açıklamada "Yasa dışı silahlı güçleri görmezden gelen, Türkiye Cumhuriyeti'ni katliam yapmakla suçlayan, ayrımcı, ırkçı anlayışları nefretle karşıladığımızı, terörün her türlüsünü lanetlediğimizi saygıyla sunarız” denildi. Yalova Üniversitesi Rektörlüğü de bildirinin, üniversitelerini asla temsil etmediğini belirtti.



KARA PROPAGANDA


Yüzüncü Yıl Üniversitesi yaptığı açıklamada, bildiri kara propaganda olarak değerlendirilerek halkı kin ve nefrete sürüklemeye, ayrıştırma ve bölmeye yönelik her türlü açıklamadan hassasiyetle kaçınılması gerektiği belirtildi. Hitit Üniversitesi Rektörlüğü de bildiriyi kınadı. Rektörlük açıklamasında huzur, mutluluk ve barış ortamında bir arada yaşayan vatandaşları ayrıştırmaya yönlendirme çabaların ve kardeşlik ortamını bozmaya yönelik oyunların asla amaçlarına ulaşamayacağı belirtildi.



BİZİ TEMSİL ETMEZ


Bayburt Üniversitesi ise, akademik özgürlüğün, bir ülkenin varlığını, güvenliğini ve bekasını tehdit etmenin aracı olarak istismar edilemeyeceğini belirtti. Bildirinin, imzalayan öğretim elemanlarının kanaatlerini ifade ettiğini Türkiye'deki 150 binden fazla akademisyenin görüşlerini asla ifade etmediği belirtildi.



ÖZGÜRLÜK BU DEĞİL


Pamukkale Üniversitesi "Gaflet, dalalet ve hıyanet çizgisinde olduğunu belli eden kişilerin bildirisini nefretle kınıyoruz" derken Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi açıklamasında "Toplumla devleti karşı karşıya getiren söylemler iç barışı ve huzuru zedeler" ifadelerini kullandı. Kırklareli Üniversitesi'nden yapılan açıklamada ise "Akademik özgürlük terörü savunmak için kullanılamaz" denildi.



Soruşturma yağıyor


Terör bildirisine imza atan bazı akademisyenler hakkında üniversiteler ve savcılıklar tarafından soruşturma başlatıldı. Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörlüğü bildiride imzası bulunan 3 akademisyen hakkında soruşturma başlattı.



SAVCILIK DAHİL OLDU


Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörlüğü de bildiride imzası bulunan 6 öğretim üyesi hakkında soruşturma başlattı. OMÜ'deki akademisyenler için Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı da re'sen soruşturma başlattı. Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Rektörlüğü de bildiride imzası bulunan Prof. Dr. Bülent Tanju'nun istifasını istedi. Tanju hakkında ayrıca Kayseri Cumhuriyet Savcılığı da resen soruşturma başlattı. Fırat Üniversitesi'nde 6 öğretim üyesi ise bildiriyi imzalayan akademisyenler hakkında Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı da, bildiride imzası bulunan ve Bartın Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan H.D. hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.



Arkasındalarmış!


Terör yandaşı bildiriyi imzalayan akademisyenlerin hepsi, devleti katil olarak gösteren, PKK'ya tek bir olumsuz cümlenin geçmediği bildiriye attıkları imzanın arkasında olduklarını ifade etti. Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Türkay, “Zaten metin ortada. Bizim muhatabımız devletle, bizim taleplerimiz bunlara dönük. Gayet açık. İmzamın arkasındayım. Yoruma açık olabilir sonuç olarak biz tırnak içinde özgürlük hakkımızı kullanıyoruz ve kullandık” dedi.



HABERİM YOK, BAKACAĞIM


Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mahmut Çınar, “Ben attığım imzanın arkasındayım. Başka da bir açıklama yapmak istemiyorum” derken, İstanbul Şehir Üniversitesi Yrd. Doç. Aslı Telli Aydemir de, “Bildiriye attığım imzamın arkasında duruyorum” diye konuştu. Muğla Sıtkı Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Ali Ekber Irmak ise, “Söz konusu bildiri hakkında haberim yok, buna bakacağım” dedi. Bildiriyle ilgili aradığımız akademisyenlerden, Boğaziçi Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Meral Demirel, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma Görevlisi Demet Bolat, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nuray Mert ise konuşup görüş vermek istemediklerini belirtti.



Karşı bildiriye 24 saatte bin 500 imza


Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Aksoy öncülüğünde yayımlanan “Akademisyenler Teröre Karşı Bildirisi”ne 24 saati geçmeden bin 500'e yakın akademisyen imza attı.



GEREKENİ YAPARIZ


Doç. Dr. Aksoy düzenlediği basın toplantısında, akademisyenler olarak terörle birlikte anılmaya karşı çıktıklarını belirttti. Bunun için Türkiye genelinde 'Akademisyenler Teröre Karşı' adıyla bildiri yayınlayıp imza kampanyası başlattıklarını belirten Aksoy "Üzerimize düşen her türlü çalışmayı üstlenmeye hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz" diye konuştu.



İki destekçi imzasını geri çekti


Selçuk Üniversitesi (SÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin bildirisine verdiği desteği, barışa hizmet etmediği için geri çekti. Akyeşilmen yaptığı açıklamada bildiri metnini dikkatle incelemediğini belirterek "Bildirinin tek taraflı, barışa hizmet etmeyen bir anlayış içerisinde olduğunu sonradan fark ettim” diye konuştu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Solmaz Bunulday Hasgüler de tam okumadığı bildiriden imzasını çektiğini açıkladı.



İşte o skandal bildiri


Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi adı altında imzalanan skandal bildiride; "Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye'nin kendi hukukunun ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir. Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz" gibi ifadeler yer alıyor.



Devlet bahçeli: Çocuklarımızı emanet edemeyiz




MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de gazetecilerin bildiriye ilişkin sorusu üzerine teröre ve özellikle Güneydoğu Anadolu'daki o hazin ve cani tavra ne siyasi partiler ne de aydınlar tarafından hiçbir şekilde destek verilmemesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Aydınlar bu ülkenin evlatları ise ülkeyi yıkmaya yönelik felakete karşı aydınlatıcı ve sahip çıkıcı bir üslup olması lazımdır. Üniversitelerimizde hainlere destek veren zihniyete çocuklarımızı emanet edemeyiz. Onun için Yükseköğretim Kurulu'nun üzerine düşeni yapması ve ayrıca da üniversite rektörlerinin bu konuda hassas olmaları lazım. Benim burada özellikle uyarmak istediğim konu hainlere destek veren ve büyük çoğunluğu araştırma görevlisi ve yardımcı doçent olarak sıfat taşıyanların üniversiteye nasıl girdiklerinin araştırılması lazım.”



Tuğrul türkeş: Kaygı verici




Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, bilgileri olmadığı bir konuda bildiri yayınlamanın akademisyenlere yakışmadığını ifade etti. Türkeş, bu konuda en çok akademisyenlerin hassas davranması gerektiğine işaret ederek, “Hiç bilmedikleri bir konuda anlamadıkları bir meselede sadece güncel medya haberlerine veya dezenformasyona dayalı haberlere bağlı olarak açıklama yapmaları Türk akademik hayatı açısından kaygı vericidir” değerlendirmesinde bulundu.



Bekir Bozdağ: Aydın sıfatını hak etmiyorlar




Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da açıklama yapan akademisyenlerden, olay yerlerine gidip bakmalarını istedi. Bozdağ, “Sanki bölgede bir terör örgütü yok, sanki hendekleri uzaylılar kazdı, barikatları uzaylılar kurdu, Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti olmayan şeyle mücadele ediyormuş gibi. Yani bunların görecek gözleri demek ki yok, duyacak kulakları hakikati yok ve bunları değerlendirecek bir idrak anlayışına sahip değiller. O yüzden sadece diploma almak veya isminin önünde bir takım sıfatları bulundurmak 'aydın' olarak kişinin nitelendirilmesine yetmez. Bu açıklamayı yapan aydınları da şiddetle kınadığımı ifade ediyorum. Bunların 'aydın' sıfatını hak etmediklerini düşünüyorum” dedi” ifadesini kullandı.



CHP'de çatlak




Sözde barış bildirisi CHP'yi karıştırdı. Partinin iki genel başkanı bildiriyle ilgili birbirinden farklı açıklamalar yaptı. Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, yapılan çağrının yanında olduklarını açıkladı. Akademisyenlerin yanında olmaya devam edeceklerini kaydeden Tanrıkulu, “Türkiye'nin bir sorunu hakkında düşüncelerini ifade etmişlerdir. O düşüncelerinden dolayı akademisyenleri yok saymak, hain ilan etmek kabul edilebilir bir şey değildir” diye konuştu.



ARKASINDA DEĞİLİZ


CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç ise Tanrıkulu'nun açıklamasına gönderme yaparak, CHP'nin bildirinin arkasında olmadığını vurguladı. Koç şöyle konuştu: “Parti olarak bu bildirinin arkasında değiliz. Ben partinin sözcüsüyüm. Düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde herkes düşüncesini, ifadesini yapar. Teröre davetiye çıkarmadan, şiddeti teşvik etmeden bu çerçevede düşüncesini ifade eder.”








#Barış İçin Akademisyenler
#Rıfat Sarıcaoğlu
#özel üniversiteler
8 yıl önce