Suriye'de savaş ve vahşet tüm hızıyla devam ediyor. Binlerce insanın öldürüldüğü, göçe zorlandığı ve bir medeniyetin yok edildiği Suriye savaşında yıkıma uğrayan son şehir Halep. Savaştan önce 5,5 milyon nüfusuyla bölgenin en önemli merkezlerinden biri olan Halep tamamen yerle bir edilmiş durumda. Bir yandan Beşşar Esed rejiminin diğer yandan ise yabancı teröristlerin kuşatması altında bulunan Halep'te, Türkiye'nin öncülük ettiği bir tahliye süreci başladı. Tahliyelerin başladığı 15 Aralık Perşembe gününden bu yana Halep'ten 45 bin, Fua ve Kefreya'dan 2 bin kişi tahliye edildi.
Suriye'den ülkemize göç eden insanları Türk vatandaşları ilk günden beri destekliyor ve Suriye'de yaşananlara kayıtsız kalınmasını istemiyor. Ancak bunun yanında bu göçün ülkemizi olumsuz şekilde etkileyeceğini düşünen vatandaşlar da var. Göçün olumsuz karşılanmasının araştırmalara göre en önemli sebebi ise ekonomik kaygılar. Yalnız ülkemize göç eden Suriyelilerin geçmişte de bize farklı alanlarda büyük katkıları olmuş ve iki ülke arasında bir bağ oluşturmuştur.
Bu bağlardan biri de 1988 yılında bugün, sinema alanındaki çalışmaları ve katkıları nedeniyle Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen ve Türk sinemasına yön veren Ömer Lütfi Akad. Ömer Lütfi Akad, Halep'ten İstanbul'a göç etmiş bir babayla İzmitli bir annenin oğludur. Akad, Galatasaray Lisesi'nde ve İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu'nda okuduktan sonra sinemaya merak salmış ve hayatı boyunca bu alanda çalışmıştır. Yönetmenlik ve senaristlik yapan Akad, yazdığı ve yönettiği filmlerle, ilk defa Türk sinemasının tiyatro bağımsız bir şekilde kendi üslubunu oluşturmasına öncülük etmiştir. 50'ye yakın sinema filmine imza atan Ömer Lütfi Akad, çalışmalarıyla sinemaya bir soluk getirmiş ve gelecek nesil tarafından takip edilmiştir. Sinemaya katkıları sebebiyle de 28 yıl önce bugün Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülmüştür. Sinema alanında birçok ödülü de bulunan Akad, 19 Kasım 2011'de İstanbul'da hayatını kaybetmiştir.