|

Esad gitmezse Suriye bölünür

Gündemdeki konulara ilişkin Yeni Şafak'a açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, katliamları sürdüren Esad'ın yönetimde kalmakta ısrar etmesi halinde Suriye'nin bölüneceğini söyledi. Irak'ın Saddam'ın baskıları nedeniyle bölündüğünü belirten Davutoğlu, "Suriye'de çözüm süreci kısalırsa bölünme riski de azalır" dedi

Abdülkadir Selvi
00:00 - 23/03/2012 Cuma
Güncelleme: 01:24 - 23/03/2012 Cuma
Yeni Şafak
Esad gitmezse  Suriye bölünür
Esad gitmezse Suriye bölünür

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Viyana uçağında YeniŞafak'ın sorularını yanıtladı. Esad baskısının sürmesi halinde Suriye'nin -tıpkı Irak'ta olduğu gibi- bölüneceğine işaret eden Davutoğlu, "Saddam'ın baskısı, katliamları olmasaydı Irak'ta bölünme olmazdı. Aynı şey Suriye için de geçerli" dedi. Kur'an-ı Kerim'de, "Muhakkak ki her zorluğun sonunda bir kolaylık vardır" denildiğini hatırlatan Davutoğlu, halkını katleden bir yönetimin işbaşında kalmasının mümkün olmadığını söyledi. Esad yönetiminin son bulma sürecinin uzaması halinde Suriye'deki bölünme riskinin artacağını kaydeden Davutoğlu, "Süre ne kadar kısa olursa, bölünme riski o kadar az olur" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu özetle şu mesajları verdi:

YÜZYILIN DÖNÜŞÜMÜ YAŞANIYOR

2. Dünya Savaşı'na katılmış Alman bir hocam vardı. Beyaz saçlı bir Alman'dı. İsmi Zaver'di. 1971'deki ilk derste tahtaya şöyle yazdı: "Hayatta zorluklar olmasaydı başarı da olmazdı." Bir de Kur'an-ı Kerim'de, "Muhakkak ki her zorluğun sonunda bir kolaylık vardır" diye bir ayet vardır. Zor şartlarla karşı karşıyayız. Ama bu olacak. Büyük bir dönüşüm yaşanıyor bölgede. Yüzyılı etkileyecek bir dönüşüm bu. Belki yüzyılları etkileyecek bir dönemden geçiliyor. Böyle dönemlerde ülkeleri yönetmek büyük bir sorumluk ama büyük bir onur. Kendi ülkenize güvenirseniz zorluklar aşılır. Zorlukların aşılmasında en büyük güç, süreklilik ve istikrardır. Çözümü yaşarken sonrasında ben olacağım dersen o kararı alıyorsun. Ama sonrasında sen olmazsan, o kararı alamıyorsun. Koalisyon dönemlerinde bu yaşandı.

ŞİMDİ DÖRDÜNCÜ AŞAMADAYIZ

Suriye'de kısa sürede değişim olmaz dedik. Balkanlar'dan örnekler vererek bu süreç uzar, yıllar alabilir dedik. Türkiye tüm araçları kullanarak Suriye'de acıların önüne geçmeye çalıştı. 9 ay büyük çabalar sarfettik. Bunu yaparken, 4 aşamalı stratejik planla hareket ettik. Birinci aşama, 'ikili angajman'. 'Suriye ile ne yapabiliriz' diye çalıştık. Esad'la birlikte değişim ve dönüşüm için tavsiyelerde bulunduk. İkinci aşama, dış müdahaleye gerek kalmadan, bölge içinden Arap Ligi ile hareket ettik. Yine sonuç alınmayınca bu sefer BM'ye gittik. BM, üçüncü aşamaydı. Orada Çin ve Rusya vetosuyla karşılaşınca da dördüncü aşamada "Suriye'nin Dostları Grubu"nu oluşturduk. Şimdi bu aşamadayız. Geniş kapsamlı çözüm yollarını arıyoruz. Kolay olmayacağı kanaatindeyiz. Zorluklar olacak, ancak Suriye'de nihai kertede halkın istediği olacak.

60 BİN ASKER ORDUDAN KAÇTI

İlk başta Esad'ın demokratik olarak ülkesini dönüştüreceğini düşünüyorduk. Ama kendi halkını kuşatma altında tutan, şehirlerini topa tutan bir yönetimin tam bir demokratik rejime geçeceğine inanmak gittikçe güçleşti. Ama önce Suriye halkının buna inanması lazım. 1 yıl içinde 10 bine yakın insan öldürülmüş, 70 bine yakın insan da hapse atılmış, 60 bine yakın asker ordudan kaçmış.

VETODAN SONRA ŞİDDET ARTTI

Hem bizimle hem Arap Ligi'yle hem BM ile yürüttüğü müzakerelerle Suriye hep zaman kazanmaya çalıştı. Suriye yönetimi uluslararası toplumun ataletinden yararlandı. Rusya ve Çin vetolarından sonra şiddeti daha da artırdı. Cesaret kazandı. Önce keskin nişancılarla öldürülüyordu; sonra şehirler top ateşine, tank ateşine tabi tutuldu. Şimdi bu bir tiyatro mu, bunu görmüyor mu insanlar? Türkiye'deki muhalefet de dahil Suriye'nin yanında yer alanların bunu görmesi lazım.

KAN DÖKMESEYDİ YILDIZ OLURDU

Zaman oynayarak çok insanı öldürebilirsiniz. Ama sorunları çözemezsiniz. İnsanları baskınla bir dönem daha sindirebilirsiniz, korkutabilirsiniz. Fakat insanlar HAMA katliamının olduğu dönemdeki gibi sinecek değil. Soğuk Savaş dönemi yok artık. Rusya'nın tutumu ilanihaye sürecek değil. "Bu bir geçici dalgadır, Hama'da olduğu gibi 40 bin insan daha ölür, biz yolumuza devam ederiz" diyorlarsa, -ki böyle bir anlayış var- bu mümkün değil. Suriye, kan dökmeden bu dönüşümü gerçekleştirseydi bölgenin parlayan yıldızı olurdu.

BÖYLE GİDERSE IRAK GİBİ OLUR

Suriye bir bölünmeye doğru diyorsa bu Esad yönetiminin kendi halkına yönelttiği baskıdandır. Maalesef Saddam'ın hataları, Kuveyt olayından beri yanlış müdahalelere neden oldu, Irak'ta aynı durumun Suriye'de de olmamasına çalışıyoruz. Ne kadar uzarsa bölünme riski bir o kadar artar. Suriye'nin bölünmesini istemeyiz. Saddam laf dinsele Kuveyt sonrası Irak'a müdahale gibi bir durum olmazdı. Saddam laf dinlese ne olurdu, Irak bölünür müydü? Aynı şey Suriye için geçerli. Sürecin kısalması bölünmeyi önler.

BASIN BANA IZDIRAP VERİYOR

Türk basınının bir kısmı tek taraflı yayıncılık yapıyor. Türk basınında bunu görmek bana ızdırap veriyor. Bazı insanlar Bosna savaşında da Miloseviç'i savunuyor gibiler. Bosna savaşında Miloseviç, Esad yönetiminin yaptığını yapmıştı. Miloseviç'i de mi böyle savunmaları gerekirdi? Bölgenin uyanışında sanki bir dış faktör varmış gibi değerlendiriyorlar. Bin Ali ve Mübarek batı yanlısıydı. Bin Ali'den başlayarak batının bu rejimlere verdiği destek önemliydi. Ama ne oldu? Bosna'da büyük katliamlara neden olan sadece Miloseviç değildir. Miloseviç'e zaman kazandıran uluslararası aktörler de sorumludur. Aynı aktörlerin tereddüdü şimdi de katliamlara neden oluyor.


ABD RAPORU YOK HÜKMÜNDE

Dışişleri Bakanlığı, “2012 Yılı Dini Özgürlükler Raporu”nda Türkiye'yi “özel kaygı uyandıran ülkeler” listesine alan ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu'nun hazırladığı rapora tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada 'raporun yok hükmünde' görüldüğü belirtilerek şuhlar kaydedildi: Ülkemizde son dönemde ileriye doğru atılan adımları ve yapılan reformlara temel teşkil eden siyasi iradeyi kasıtlı olarak göz ardı eden bu raporda yer verilen iddiaları ciddiye alması mümkün değildir.


Clinton geliyor

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 1 Nisan'da İstanbul'da yapılacak Suriye'nin Dostları Toplantısı için Türkiye'ye gelecek. Konuyla ilgili açıklama yapan bakanlık sözcüsü Victoria Nuland, 'Türk hükümetinin, geleceğe dair uzlaşıyı derinleştirmek amacıyla oluşturacağı gündemi dört gözle bekliyoruz' dedi




12 yıl önce