FETÖ'nün 17-25 Aralık kumpasına karşı çıkan ilk yargı mensubu Savcı Mehmet Demir: Erdoğan hamle yapmasa Türkiye'yi işgal edeceklerdi

FETÖ’nün 2013’te kalkıştığı 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimine yargı içinde ilk karşı duruşu gösteren Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, kumpasın 9'uncu yılında Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz'ün sorularını yanıtladı. Hain FETÖ'cülerin amacını MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasından sonra anladığını ifade eden Demir, "Böyle bir soruşturma usulü yok. Savcılar böyle yapmazlar. Biz buradan anladık ki bu kesinlikle hukuki bir işlem değil." ifadelerini kullandı. Örgütün amacının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Savcı Mehmet Demir, Erdoğan'ın o dönem 'cuntanın emniyet ayağının tepesini' görevden almasının Türkiye’nin en büyük şansı olduğunu söyledi.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Savcı Mehmet Demir

Fetullahçı Terör Örgütü'nün o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümeti hedef alarak kurduğu kumpasla, karanlık operasyonlarını uygulamaya başladığı 'yargısal darbe teşebbüsü'nün üzerinden 9 yıl geçti.

FETÖ’nün 2013’te kalkıştığı 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimine yargı içinde ilk karşı duruşu gösteren Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz'ün sorularını yanıtladı.

"BİZ BUNLARIN ÖRGÜT OLDUĞUNU HAKAN FİDAN'IN İFADEYE ÇAĞIRILMASIYLA ANLADIK"

Girişimin ilk anlarında örgütün asıl niyetine dair, "Bu bir darbe girişimidir" diyerek ilk tepkiyi gösteren Savcı Demir, kumpası şu sözlerle anlattı:

Biz bu cemaatin cemaat olmayıp, bir örgüt olduğunu ve bu örgütün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hayrına bir iş yapmadığını MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılmasından sonra anladık.

"MİT MÜSTEŞARINI İSTİŞARE ETMEDEN İFADEYE ÇAĞIRAMAZSINIZ"

Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması üzerine taşların yerine oturduğunu ifade eden Demir, Fidan'ın ifadesinin istenmesine ilişkin şunları söyledi:

MİT Müsteşarı devlet organları içerisinde gerçekten özel bir yeri olan özel bir konumu olan özel bir örgütün başıdır. Şimdi siz bunu hukuki gerekçelerle devletin başka organ ve kurumlarına danışmadan haber vermeden istişare etmeden, iletişim kurmadan, sırf hukuki gerekçelerle ifadeye çağırmazsınız. Böyle bir soruşturma usulü yok. Savcılar böyle yapmazlar. Biz buradan anladık ki bu kesinlikle hukuki bir tavır hukuki bir işlem değil. Siyasi bir tavır.

"FİDAN İFADE VERMEYE GİTSEYDİ KÖTÜ ŞEYLER OLACAKTI"

Demir, Karagöz'ün "MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan ifade vermeye gitseydi ne olacaktı?" sorusu üzerine şöyle konuştu:

Bilmiyoruz, kesin bilmiyoruz ama kötü şeyler olacaktı. Ondan önce ifadeye çağrılanların başına ne gelecekse herhalde onun da başına o gelecekti. Çok büyük ihtimalle tutuklayacaklardı.

"ABİLERİNDEN ALDIKLARI EMİR VE TALİMATMIŞ"

Ve biz bunları gözlemlemeye başladık artık bunlar hakikaten bir hakim savcı bir polis müdürü bizim yakın olan elamanlardan bahsediyorum, öyle davranmamaya baya böyle kendilerinden emin, gururlu, kibirli davranmaya hatta ben o MİT Müsteşarını ifadeye çağıran savcı Sadrettin’e o zaman dedim “Kardeşim neye göre çağırıyorsunuz? Biz bu kadar yılın tecrübeli savcısıyız yani böyle bir dosya böyle bir evrak bizim önümüze gelse biz MİT Müsteşarını doğrudan ifadeye çağırmayız.” Anlatabiliyor muyum? Bu usul böyle yürümüyor. Siz neye dayanarak çağırıyorsunuz, çünkü bunun izne tabii soruşturması, başbakandan izin alınması gerekiyor. “Bizim bildiğimiz bazı şeyler var” cevap bu, “Abi sen bilmiyorsun bizim bildiğimiz bazı şeyler var.” Tabii biz sonradan öğrendik ki bunların bildikleri bizim bilmemiz gereken hukuk, yasa, kanun değilmiş. Cemaatlerinden abilerinden aldıkları emir ve talimatmış.

Hiçbir devletin kurumunun bu soruşturmalardan haberi yok. Çok ilginç, yani bizde soruşturmaların böyle mümkün değil bu şekilde yapılması mümkün değil. Bu ancak çok güçlü istihbarat örgütlerinin çok güçlü bir örgüt yapısının başarabileceği bir şey.

"İKİ YIL BOYUNCA HER ŞEYİ KURGULAYIP YÜRÜTÜYORLAR AMA BAŞSAVCININ HABERİ YOK"

Demir, örgütün soruşturmayı nasıl gizli yürüttüğünü ise şu sözlerle anlattı:

Soruşturma kanun gereği mahiyeti gereği gizlidir ama bu kadar gizli saklı bu kadar kripto bu kadar hiç kimsenin haberi olmadan, devletin istihbarat örgütünün de haberi yok, o zaman hükümeti yönetenin de haberi yok. Hatta bırakalım İstanbul Başsavcısının dahi kendi savcısının yürüttüğü soruşturmadan haberi yok. Bu kadar gizlenmiş, bu kadar saklanmış, bu kadar kurgulanmış bir şeydir bu 17-25 Aralık, 17-25 Aralık öyle bir dosya soruşturması bir suç soruşturması ya da savcıların yaptığı hukuki bir işlem değil. Tabii biz bunu böyle görünce beraber çalıştığımız yan yana odalarda oturduğumuz bu savcıların neler yaptığını biz diğer savcılar ve hakimler bilmediği gibi onların içinde de bilen zaten 3-5 kişidir. Anlatabiliyor muyum? Başında Zekeriya’nın olduğu 3-5 kişi, bunların yaptıklarından o günkü İstanbul Başsavcısının yani o savcıların bağlı olduğu başsavcının dahi haberi yok, halbuki bizde teamüldür usuldür, bu ciddi soruşturmalarda kamuoyunu ilgilendiren soruşturmalarda derhal başsavcıya haber verilir, bunlar bırakalım derhal 2 yıl boyunca bunları kurgulayıp yürütüyorlar her şeyi bir araya getiriyorlar ve başsavcının haberi yok.

"ÖRGÜTÜN AMACI ERDOĞAN'I ORTADAN KALDIRMAKTI"

FETÖ'nün amacının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Demir, "Çünkü, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı dünyadaki bütün istihbarat örgütleri ve derin devlet yapıları ve Türkiye’deki bir kısım şeyler seçimle indiremediler o zamana kadar. O zaman Sayın Başbakan girdiği seçimleri kazanıyor." dedi.

Demir, şöyle devam etti:

Şimdi bütün seçimleri kazanan bir adama ne yapmanız lazım? Ya darbe yapmanız lazım ya da suikast yapmanız lazım. Yani öldürmeden, onların fikri tabii, bizim gördüğümüz şey bu. Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldıralım da nasıl kaldırırsak kaldıralım. Ve bu kesinlikle yerli bir hain çetenin düşüncesi değildir, bunun arkasında o dünyadaki çok etkili herkesin bildiği istihbarat örgütlerinin varlığını herkes görüyor.

"ERDOĞAN DERHAL HAREKETE GEÇEREK EMNİYET AYAĞININ TEPESİNİ GÖREVDEN ALDI"

Örgüt mensuplarının hain planını önceden fark ettiğini ve bunu hukukçuların üye olduğu bir sitede dile getirdiğini anlatan Demir, o dönem yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

Benim kendi arkadaşlarım bile yanımda durmadı. Çok az insan, 3-5 kişi hariç. Onu da herkes biliyor zaten, onlar dahi yanımda durmadılar. Benim yazdığım o yazıya olumlu yorum dahi yapamadılar ve ancak Türkiye’nin çok önemli bir şansı oldu, Sayın Recep Tayyip Erdoğan derhal harekete geçerek, tereddüt etmeden ve bunlara boyun eğmeden bu cuntanın emniyet ayağının tepesini görevden aldı. Derhal görevden aldı. Eğer o derhal görevden alma hadisesi olmasaydı, kesinlikle bu adamların, bu cuntanın bu paralel yapının, bu FETÖ örgütünün gayesi aslında iktidarı ele geçirmek değildi. Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmak. Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kalktıktan sonra da zaten Türkiye Cumhuriyeti’nde büyük bir kaos olur. İç savaş çıkardı. İşte biz bunu gördüğümüz için. Yani benim iktidar partisiyle, başka bir partiyle ya da siyasetle bir ilgim irtibatım olmaz. Yoktu da zaten. Ama benim devletle bir irtibatım var. Ben devlet adamıyım. Ben Cumhuriyet savcısıyım.

"KONUŞTUĞUM İÇİN YEMEKHANEDE MASAMA OTURMADILAR"

"Tehlike gördüğüm için hem yazı yazdım, hem televizyona çıkıp konuştum" diyen Savcı Demir, aldığı tepkileri şöyle anlattı:

Başsavcıdan tut, diğer savcılara kadar ‘çıkma, konuşma, anlatma’ herkesin bana şeyi buydu. ‘Başına iş gelir. Neyine güveniyorsun?’ Anlatabiliyor muyum? Ve öyle şeyler oldu ki, çok ilginç. FETÖ’cü olmadığını bildiğim çok insan bile, yemekhanede benim masama oturmuyordu. Koridorda karşılaştığı zaman selamlaşmamak için başka tarafa bakıyordu. Kafede çay içtiğim yere gelmiyordu. Yani biz bunu üç dört ay yaşadık. Üç dört ay sonra sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu FETÖ’yle olan mücadelesi, dik durması neticesinde duruma hakim oldu. Duruma hakim olunca bizim gibi birçok insan da bu FETÖ’nün ne olduğunu ve ne yapmak istediğini Türk milletine kamuoyuna anlatıp izah edince bu defa insanlar benim yazdığım yazılara da olumlu yorum yapmaya başladılar.

"BU MİLLETİN TOPYEKÜN FETÖ'YLE MÜCADELE ETMESİ GEREKİR"

Savcı Mehmet Demir, sözlerini şöyle tamamladı:

Ben diyorum ki, en çok muhalefetin bunlarla mücadele etmesi gerekir. Hem hükümetin, hem muhalefetin, hem devletin bir bütün olarak, bütün kurumlarının yargısından tut, tapusuna kadar. Topyekün bu milletin bu FETÖ’yle mücadele etmesi gerekir.

Bu millet bizi destekledi. O zaman sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Bu milleti ikna etti. Bunların FETÖ örgütü olduğuna. Suç örgütü olduğuna. Devlete ve millete hareket yaptıklarına ikna etti. Yoksa, 15 Temmuz gecesi bu millet duyar duymaz bütün kışlaların önünü kapatmazdı. Bütün havaalanlarını işgal etmezdi. Bütün meydanlara doluşmazdı. Bunu ikna edemezdik. Kolay değildi.

"TANKA KAFA ATARAK DURDURAN TEK MİLLET"

Bak dünyada darbeyi yumrukla, kafa atarak, tanka kafa atarak durduran tek millettir. Bakın bu çok önemli bir şey. 17-25 Aralık'tan sonra, 15 Temmuz'a geçen sürede, o zaman sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olarak ve Cumhurbaşkanı olarak biz de bu devletin savcısı olarak ya da başka yerde başka görevli olarak. Bu milleti seven insanlar olarak bu paralel örgütün, bu cuntanın, bu FETÖ yapılanmasının devletimize, demokrasimize ve vatanımıza kastettiğini bu millete izah ettik. Bunlar ikna oldu. Yoksa asla 15 Temmuz'da bu halkı sokağa dökmek bu kadar kolay olmayabilirdi.

FETÖ'nün 17-25 Aralık kumpasına karşı çıkan ilk yargı mensubu Savcı Mehmet Demir: Erdoğan hamle yapmasa Türkiye'yi işgal edeceklerdi
FETÖ'nün 2013'te kalkıştığı 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimine yargı içinde ilk karşı duruşu gösteren Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, kumpasın 9'uncu yılında Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz'ün sorularını yanıtladı. Hain FETÖ'cülerin amacını MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasından sonra anladığını ifade eden Demir, 'Böyle bir soruşturma usulü yok. Savcılar böyle yapmazlar. Biz buradan anladık ki bu kesinlikle hukuki bir işlem değil.' ifadelerini kullandı. Örgütün amacının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Savcı Mehmet Demir, Erdoğan'ın o dönem 'cuntanın emniyet ayağının tepesini' görevden almasının Türkiye'nin en büyük şansı olduğunu söyledi.

Köşeye sıkışan FETÖ'den firar talimatı: Valizlerinizi hazırlayın

FETÖ'nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesi yazarlarına hapis cezası